SON DAKİKA
Hava Durumu

Mudanya AK Parti’den ‘Usta’ya vefa!

Yazının Giriş Tarihi: 08.01.2021 21:17
Yazının Güncellenme Tarihi: 08.01.2021 21:17

Kısa bir süre önce yakalandığı hastalığa yenilen ve ebediyete uğurlanan Mudanya Esnaf Teşkilatları Başkanı Emir Ali Usta için AK Parti Mudanya Meclis Grubu çok şık bir önerge verdi.

Mudanya’da çok sevilen ve sayılan bir isim olan Emir Ali Usta’nın isminin yaşatılması için AK Parti Mudanya Meclis Grubu, adının Güzelyalı Kapalı Pazaryeri’ne verilmesiyle ilgili önergeyi Meclis’e sundu.

AK Parti’nin bu ince hareketine CHP’li Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz ise ne yazık ki aynı hassasiyeti göstermedi. Akrabası olmasına rağmen cenaze namazına dahi katılmadığı, görev yaptığı süre içerisinde Usta’ya karşı olumsuz tavırları ile tepki gören evini dahi mühürlemekten çekinmeyen Türkyılmaz, ölmüş ve ebediyete göçmüş Usta’nın isminin kapalı pazara verilmesine yönelik önergeyi okutmadan komisyona gönderdi.

Oysa Usta’nın vefatından sonraki ilk meclisti bu. Anısına birkaç söz söylemek belediye başkanının yapması gereken bir şeydi. Dahası bu bir görev bile sayılabilirdi. Yapmadı ne yazık ki…

Önergeyle ilgili bir açıklama yapan AK Parti Mudanya İlçe Başkanı Avukat İnci Söğütlü,  “Geçtiğimiz ay Mudanya Esnafı “USTA”sını, Mudanya halkı da “ABİ”sini kaybetti. Gerçekten Mudanya için çok büyük bir değerdi ve Mudanya’mıza birçok şey kattı. Biliyorsunuz ki Emir Ali abimiz Güzelyalı Kapalı Pazaryeri’nin açılması için çok büyük bir emek sarf etti. Bizler onun adının yaşatılmasını istiyoruz ve bu yüzden de bu yere onun adının verilmesini istedik. Bunu Meclis’e sunduk. Meclis’e sunduğumuz önerge şu şekilde:

Güzelyalı’da bulunan yap-işletmeden direk Mudanya Belediyesi’ne devredilen Güzelyalı Kapalı Pazaryeri’nin yapımında Mudanya Belediyesi-Mudanya Esnaf Odası işbirliği içinde büyük emekleri olan, 25 yılı aşkın süre Mudanya Esnaf Teşkilatları başkanlığı yapmış olan Emir Ali USTA’nın isminin Güzelyalı Kapalı Pazaryeri’ne verilmesinin uygun olacağı görüşümüzle, talebimizi meclisimize saygılarımızla arz ederiz.” dedi.

Söğütlü, meclise sunulan önergenin okutulmadan komisyona tepki gösterdi. Söğütlü, “Belediye Başkanı bunu okutmadı bile. Ancak biz bunun takipçisi olacağız ve onun adının hem bu pazaryerinde hem de tüm Mudanya’da anılması için elimizden ne geliyorsa yapacağız. Onun adını yaşatmak bizim boynumuzun borcudur. Bu vesileyle Emir Ali Usta başkanımızı bir kez daha rahmetle anıyorum. Mekanı cennet olsun.” dedi.

Bu kadar öfke bu kadar kinle bir memleket nasıl yönetilebilir. Belediye başkanı o bölgedeki herkesin belediye başkanı olmayı becerebilmelidir. Bazen kendisini sert eleştirenlere dahi olabildiğince hoşgörülü yaklaşabilmelidir.

Şahidiz ki Emir Ali ağabey, sadece esnafın haklarını korumak için mücadele etti. Yeri geldi tek başına ortaya çıktı ve mücadelesinden dönmedi. Yaşadığı evi bile mühürlendi belediye tarafından. O yine yılmadı.

Evde özürlü olan kız evladı evimizi mi yıkacaklar baba dediğinde yüreği parçalandı belki ama o Mudanya ve esnaflar için mücadeleden vazgeçmedi. Sırf milletin hakkını korumak için mücadele etti diye bu kadar öfke sizce de çok değil mi?

Ve bir sözüm de meclisteki CHP’li meclis üyelerine. Bu korku niye. Hepinizin bir hukuku vardı Emir Ali Usta ile. Neden çıkıp da iki satır bir şey söylemediniz. Bakın gelen gidiyor. Durmuyor bu dünyada. Eğer o mecliste Mudanya’da açık ara en sevilen simalardan biri olan Emir Ali Usta için bile iki satır bir şey diyemiyorsanız, bırakın o koltukları. Boşken daha dökümlü duruyor koltuklar.

Çok yazık.

Son bir not olarak, AK Parti İlçe Başkanı Avukat İnci Söğütlü ve Cumhur ittifakı meclis üyelerini kutluyorum. Vefanın bir boza markası olmadığını gösterdikleri için…

------

iyip

Kadere bak! Kimler kimlerle beraber!

Ülkücü hareketin tarihi ve var oluşu komünistlerle, Atatürk’ün ismini kullanıp asla fikirlerini içinde barındırmayan zalim Kemalist sistemle, bölücülerle mücadeleyi yazar.

MHP’de siyaset yapma imkânı bulamadıkları gerekçesiyle partiden ayrılıp verebildikleri kadar zarar verip gidip İP’i kuranların geldiği nokta gerçekten hazin.

Bir kez daha ortaya çıkıyor ki dava diye bir şey yoktu zaten selden kütük kapma, makam mevki kazanma hırsıydı hepsi.

“Ülkücülük bazen kenarda durup kendi halinde beklemektir”. Ülkücü olaydınız beklerdiniz kenarda gitmezdiniz ve gidip ülkücü katilleri ile kol kola girmezdiniz.

Bir gün İP diye bir şey olmayacak bu coğrafyada. Ama var oldukça Türkiye MHP var olacak, Ülkücüler var olacak bu ülkede.

Bir ülkücünün şu tabloya bakıp Türk milliyetçisiyim diyen partiye meyil etmesi asla olamaz. Olmazda.

Ne hüzünlü bir fotoğraf ve ne hüzünlü bir görüntü.

Tam 5 bin şehit verdi Ülkücü hareket. Ve onların sırtında yükseldi ülkücülük. Bugün 5 bin Ülkücüyü şehit edip yıllarca Ülkücüleri katil ilan edenlerle bir araya geliyor Türk milliyetçisi olduğunu iddia edenler.

Ne çabuk. Hangi bedel ödendi de affa uğradı o kirli zihniyet. Bugün hala Ülkücülere sövenlerle ne çabuk bir kucaklaşma bu.

Dün HDP ile ihanet anayasası hazırlamak için aynı toplantıda olanlar bugünde yıllarda Ülkücülere düşmanlık edenlerle kol kola.

Ne kadar inandırıcı ne kadar samimi öyle değil mi?

Ülkücü safını hiçbir zaman terk etmez. Dünya bir olsa ülküsünden ve idealinden geri dönmez. Dünyevi çıkarlar için asla hesap yapmaz. İktidarda kimin olduğu değil kimin milletin safında olduğu ya da olmadığı ilgilendirir Ülkücüyü.

Ne zaman dost oldu bu kirli zihniyet, ne zaman omuz omuza mücadele edecek kıvama geldi.

Türkiye Kamu-Sen’in mücadelesi niçin o zaman? Yıllarca neden insanlar mücadele etti son tahlilde kol kola girecek bir pozisyon olacaksa. Kim ne diyor ne düşünüyor diye hareket etmez Ülkücü.

Kutsal davası ne diyorsa ona göre hareket eder, milletin devletin yanında olanlarla yol yürür.

Şu karelerin ardından ziyaret edilen o sendikalar yine Ülkücülere faşist diyecekler, yine başörtüsüne saldıracaklar, yine DHKP-C yine aşırı sol kuruluşların düdüğünü öttürecekler.

Ülkücüyüm diyen herkesin yüreğini sızlatır bu görüntüler. Çok yazık!

Şunu da ekleyelim. Eğitim-İş sendikasının kongresine CHP İl Başkanı bile gitmezken kim gitti bilen var mı?

İYİ gitmiyor işler benden söylemesi…

İki kişiyi atın konu kapansın mı?

Özlem Yağmur’un Lodoshaber sitesinde yayımladığı kulise göre CHP Genel Merkezi, Bursa İl Başkanlığı’na gereğini yapın diye kesin uyarı vermiş.

Gereği ne taciz skandalının baş figüranı Mete Akyolcular’la teşhir skandalının figürü 70’lik partilinin partiden atılması.

CHP Genel Merkezi de topu taca atıyor anladığımız. Oysa CHP İl Başkanlığı tacizi bildiğini ve 3.5 yıl önce yaşandığını, tacize uğrayan kızın da reşit olduğunu kendi basın açıklaması ile duyurmadı mı? Duyurdu. O halde bile bile Mete Akyolcular’ı ilçe başkanı yapanlar (ki kendisinin söylemi ile zorla yaptılar) bunun hesabını vermeyecek mi?

Son olaydaki Rafet Y isimli partilinin görüntülerini kongre öncesi partililer arasında dolaştığı biliniyor. O tarihlerde bu durum bilinmesine rağmen adı geçen ismin delege seçtirilmesinin hesabı ne olacak?

CHP İl Başkanlığı son olayla ilgili bir açıklama yapmış aynen alıyorum; “Bir partilimizin adının görüntülü yurtdışı telefon görüşmesinde bir skandala karıştığına ilişkin çıkan haberler üzerine aşağıdaki açıklamanın yapılmasına gerek duyulmuştur.

1) İddiada adı geçen kişinin il başkan danışmanı olduğu ifadesi gerçeği yansıtmamaktadır. CHP tüzüğünde böyle bir görev olmadığı gibi, il örgütümüzde de böyle bir görevlendirme yapılmamıştır. Skandal iddiasında adı geçen kişinin birkaç ay önce il başkanına danışman olduğu yönünde sosyal medyada yaptığı belirtilen paylaşım tamamen hayal ürünü ve daha sonra yapılan açıklamadan anlaşıldığı kadarıyla ironi amaçlıdır. Gerçekliği sözkonusu değildir.

2) İlgili kişinin bir skandala karıştığı iddiası detaylarıyla soruşturulmaktadır.  Ön bilgilere göre 2 yıl kadar önce yaşandığı öne sürülen bu olayla ilgili olarak, o dönemki yönetimlerin disiplin süreci işletip işletmediği konusu da araştırılmaktadır.

3) Ayrıca; besleme havuz medyasında yer alan bu iddia, özel hayatın sınırları içerisinde bireysel bir eyleme ilişkindir. Kişisel bir konudan kaynaklanan iddianın, partimizin kurumsal kimliğini ya da yönetimlerini lekelemek için kullanılmak istenmesindeki kötü niyetin, habercilikle, basın özgürlüğüyle bir ilgisinin olamayacağı açıktır. Son dönemde havuz medyasının CHP'ye ilişkin estirmeye çalıştığı hava kimsenin dikkatinden kaçmadığı gibi, sahibinin sesi havuz medyasının İçinde bulunduğu zavallı durumu da ortaya koymaktadır. Halkımızın ciddiye alıp okumaya bile tenezzül etmediği havuz medyasının, kişisel bir iddiayı bile partimizin kurumsal kimliğine bağlama gayreti, alçalmanın bir sınırı olmadığını da bizlere bir kez daha göstermiştir. Kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz”.

Madem kişinin kendisini ilgilendiren ve partiyi bağlamayan bir durum ilgili şahsı neden disipline verip atmak için düğmeye bastınız?

Ya da neden savunma mekanizmasını kendisine göre değil de 70’ini devirmiş bir adamın bu hale düşürülmesinin yanlışlığını anlatmak aklınıza gelmedi. Ve neden bu görüntüler sizin tüm partililerinize tan bir buçuk yıl önce servis edildi ve bugünde medyaya servis edildi?

İki kişinin ihracı ile bu işler kapanmaz. CHP Genel Merkezi, Bursa’daki sıkıntıyı bu yöntemle asla çözemez. Sadece partililerini dinleseler, Bursa’da bir devrim gerektiğini anlayacaklar.

Bu kadar!

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.