SON DAKİKA
Hava Durumu

Nevruz'un anlamı

Yazının Giriş Tarihi: 25.03.2016 05:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.03.2016 05:00
Nevruz Farsça bir kelimedir. Nev yeni, ruz ise gün anlamındadır. Yeni gün demektir. İran’da resmi olarak kullanılan güneş takviminin ilk ayı olan Ferverdi’nin de ilk günüdür. Nevruz günü İran’da yılbaşı günüdür, yılın ilk günüdür. İslamiyet öncesi İran’da Nevruz hem dini hem de milli bir karaktere sahiptir. Mitolojik hükümdarın (Keyumers/Cemşid/Azdahak/Dehhak) tahta çıkış günü olarak kutlanmıştır. Eski İran düşüncesinde Nevruz’un tabiatın bu arada ateşin yaradılışı hakkında dini bir gün de sayılmıştır. İslamiyet öncesinde İran’da etkili olan Zerdüştlük/Mecusilik dininde Nevruz günü ateşin efendisi sayılan Aşa Vahişta’ya da atfedilen bir gündür. Yeryüzündan sonbaharla birlikte ayrılmış sayılan bitkilerin ve suların koruyucu ilahı kabul edilen Rapitavin’in yeniden yeryüzüne dönüş günü olarak da görülmüştür. Yine İran mitolojisinde ölmüş kişilerin ruhları olan Fereveşiler, 20 Mart günü dünyaya dağılmışken, 21 Marttan itibarın dünyadan çekilmeye başlarlar. Buna bağlı olarak Nevruz, önceki yıla ait bilinen uğursuzlukların, kötülüklerin felaketlerin, kıtlıkların da sona erdiği özel bir gündür. Nevruz böylece İran/Fars geleneğinde baharın, bereketin güzel bir mevsimin başlangıç günü olarak kabul görmüştür. Bu gün sayıların çok az da olsa İran’da Zerdüştler/Mecusiler(Gabarlar) ve Hindistan’daki Persiler Nevruz gününü Cemşid-i Nevruz adıyla kutlaya devam etmektedirler. Yezidiler ise bu kutlamayı temmuz ayında yapmaktadırlar. Nevruz kutlaması Sabii geleneğinde de yer almıştır. Sabiiler, takvimlerinde Kam Davala dedikleri ayın ikinci gününü, yeni yıl bayramı olarak Dihba Rabba’yı “Nevruz Rabba” adıyla kutlamaktadırlar. Orta Asya Türkleri arasında da nevruz oldukça yaygın ve etkili bir bayram günüdür. Yaygın bir görüşe göre Türk efsanesi Ergenekon’da 21 Marta’ta olmuştur. Türkler arasında Nevruz geleneğinin yaygınlığını gösteren açıklayıcı bir örnekte takvimleridir. Çünkü İslamiyet öncesinde kullanılan 12 Hayvanlı Türk takviminin başlangıcı 21 mart olduğu gibi, güneş yılı hesabına göre B. Selçuklu hükümdarı Melikşah adına düzenlenen Celali Takvimi’nin de başlangıcı 21 Mart günüdür. Osmanlı Padişahı II.Mahmut zamanında güneş yılı hesabına göre düzenlenen ve adına Rumi denilen takvimin de başlangıcı 21 Mart günüdür. Türkiye’de 20 yıl öncesine kadar, bu Rumi takvimin etkisiyle 21 Mart günü “mali yılbaşı” olarak kabul edilir ve yıllık bütçe buna göre ayarlanırdı. 1920’lerde Meclisin Ankara’ya taşınması ve ona bağlı bir hükümetin kurulmasından sonra M.Kemal Paşa’nın öncülüğünde Nevruz kutlamaları yapılmıştır. Bu kutlamalar için her yıl özel kutlamalar düzenlenmiştir. PTT tarafından özel hatıra pulları bastırılmıştır. Her nedense M.Kemal Paşa’nın konuya ilgisi ortadan kalkınca, Nevruz kutlamaları da sessiz sedasız ortadan kalkmıştır. Nevruz sönük bir şekilde oldukça az bir katılımla, Doğu Anadolu’da meskun olan Türkler ve Kürtler arasında kutlanmaya devam edilmiştir. 1990’lı yıllarda iki olay Nevruz’u yeniden Türkiye’nin gündemine taşımıştır. Birincisi SSCB’nin dağılmasından sonra Orta Asya’da ve Kafkasya’da kurulan bağımsız Türk Cumhuriyetleridir. Bu ülkelerde Nevruz günü hayat neredeyse durmaktadır. Büyük katılımlarla büyük gösterilerle kutlanmaktadır. En önemli resmi bayramlarından birisi Nevruz günüdür. Türk Cumhuriyetleri ile hemen her alanda iyi ilişkiler kurmaya çalışan

Türkiye, o ülkelerin nevruz bayramına da kayıtsız kalmak istememiştir. Onlarla ortak bir bayram gününün olması Türkiye’de ki siyasi çevreler için oldukça makul hatta gerekli bir bayram günü sayılmıştır. Nevruz günü/bayramı İran/Fars kökenli olmakla birlikte, zamanla çeşitli nedenlere bağlı olarak Farsların komşuları olan topluluklar, Türk, Kürt vb tarafından da benimsenmiştir. Kürtler arasında da fazla önemi olmayan, coşkulu kalabalık bir katılımı da olmayan ama yine de özel bir gün olarak kabul edilirdi Nevruz günü. PKK’lıların Türkiye’ye karşı silahlı mücadelesinin artıp yaygınlaştığı 1990’ların başında, Türkiye’ye karşı özel bir gün olarak kullanılabilecek bir gün olarak seçilmiştir. PKK eylemlerine karşı ilgisiz, kayıtsız kalan Kürtlerin, Kürtlük adına bu eylemlere katılmasının bir aracı olarak oldukça siyasi bir içerikle dolduruldu. Nevruz günü kitlesel gösteriler yapılmaya başlandı. PKK’lıların belki bir ihtimal hesabı ile ele aldıkları nevruz günü giderek, Kürtlük adına yalnızca Kürtler için özel bir bayram olarak ele alınmaya, görülmeye başlandı. Nevruz gününün yalnızca Kürtlere aidiyetini iddia eden yığınla yazı hikaye, Kürt ulusalcıları tarafından yazılmaya tekrarlanmaya başlandı. Türkiye’deki karar verici makamlar, Nevruz’u bu esnada sahiplenerek, “Bu zaten Türklere aittir, bundan dolayı da Türk Cumhuriyetlerinde bile kutlanmaktadır” diye özetlenebilecek bir yaklaşımla Nevruz’u resmileştirdiler. M.Kemal Paşa’nın 1920’li yıllarda Nevruz’la ilgili sözleri, kutlamaları da hatırlanarak, Nevruz gününün resmileşmesi tamamlanmış oldu.
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.