SON DAKİKA
Hava Durumu

Niçin yazıyorum?

Yazının Giriş Tarihi: 23.10.2015 10:19
Yazının Güncellenme Tarihi: 23.10.2015 10:19
Mayıs 2015’ten beri Bursa Şehirmedya’da 21 tane yazı yazmışım.

Gazetede köşe yazısı yazma teklifi aldığımda birkaç yazı yazdıktan sonra bu işi yapamayacağımı anlayıp kibarca yazılarıma son vereceklerini öngörmüş ve hatta ‘ummuş’tum.

Çünkü kendi çapımı biliyordum. Ve hala da biliyorum.

Belirli bir rutinde yazı yazmak zorunda olmanın bana göre olmadığını da biliyordum. Ne yalan söyleyeyim, biraz da zor geliyordu.

Ayrıca bir öğretmen olarak karşımdakilerle göz teması kurmadan bir şeyler anlatmak ta bana göre değildi. Karşımdakilerden soru, cevap ya da katılım almadan konuşamayan birisiyim. Herhangi bir dönüt almadan boşluğa konuşur gibi bir şeyler yazmak bana göre değildi.
Her şeye rağmen yazmayı denemek zorundaydım.  Aldığım yazma daveti reddetmek sorumluluktan kaçmak olurdu. Bir taraftan da bu deneyimi yaşamak istiyordum. Ve yazmaya başladım.

Yazdıklarımdan beklemediğim/ ummadığım bir ilgi ve dönüt aldım. Çok fazla insanın okumayacağını ve hatta tepki çekeceğini düşündüğüm yazılarım ile ilgili çok olumlu tepkiler aldım. Sanal alemde paylaşanlar, uzun uzun yorumlar yapanlar, arayanlar, tebrik edenler, teşekkür edenler oldu.

Ben ‘kim okur ki bu yazıları?’ derken ‘kim okumaz ki’ diyenler gördüm.
Okuyan, okutan, paylaşan, yorumlayan., eleştiren herkese teşekkür ediyorum.

Bugün gazetemiz günlük yayına başlıyor.. Hepimize hayırlar getirsin.

Şimdi haftada iki defa yazma sorumluluğu ile karşı karşıyayım. Tabii ki elimden/ dilimden gelenin en iyisini aşkla şevkle yapmaktan kaçınmayacağım.

Madem ki okuyorsunuz, bana da yazmak düşer.

Hayde Bismillah.

Testopatik Cehalet

Dershanelerin kapanmasından sonra testopat yetiştirme görevi okullarımıza geçmiş bulunmaktadır. MEB’in öğretmenlere gösterdiği ‘Yaratıcı düşünme becerisini geliştirmek’ ve ‘eleştirel düşünme becerisini geliştirmek’ gibi hedef ve amaçlar, yerini ‘Test çözme, soru çözme becerisini geliştirmek’e bırakmış durumdadır.

Ne kadar çok soru çözersen o kadar çok ders çalışmış ve iyi eğitim almışsın demektir. Soru çözmenin kendisi eğitim öğretimin bizatihi amacı haline gelmiş bulunmaktadır.

Kitap okumak, yazı-şiir yazmak, düşünmek gibi etkinlikler öğrencilerin test/ soru çözme enerjisini heba eden boş uğraşlar olarak değerlendirilir hale gelmiştir.

Öğrenci velilerinin de dershanelerin kapatılmasından dolayı düştükleri boşluğu fırsat bilen ‘’Yardımcı Kitap ve Akıllı Defter Sektörü’ okulları ve öğrencileri bir ticarethaneye çevirmiş durumdadırlar. Zira test/soru çözdürmeyen öğretmen çalışmayan öğretmendir velinin gözünde. Öyle şartlandırılmıştır.

Devletten ders kitaplarını bedava alan öğrenciler her ders için 30 tl civarında ilave para harcamak durumunda kalabiliyorlar. Yardımcı Kitap,  Konu Anlatımlı Test Kitabı, Test Kitabı, Yaprak Testi, Akıllı Defter….  vs

Bir öğretmen satmadıkları kalıyor. Ki zaten ona da bir şey kalmıyor.

Öğrenciler herhangi bir alanda bir-iki cümle ile meramını/ düşüncesini  ifade edemeyecek duruma getirilmiş durumdadırlar.

Milli Eğitim Bakanlığı ezberci eğitime son vermekten, test sınavlarını kaldırmaktan dem vuradursun, akıllı defteri- yaprak testlerini alan Üsküdar’ı geçmiş durumdadır.

 

Böylece her don yırtığına saklanmayı ve zamanı geldiğinde de çıkmayı itikad edinmiş Fethullahi yayıncılara da gün doğmuş oldu. Dershanelerin kapanmasından kaybettiklerini, ‘yardımcı kaynak piyasasından telafi edecek hale gelmişlerdir.

Yeri gelmişken bir öneri yapacağım:
Üniversitelerimiz Soru çözme fakülteleri ve bölümler açsınlar. Hükümetimiz de ‘testokrat’ kadroları ihdas etsin de çocuklarımızı bu alanlarda istihdam edelim.

Gününüz mübarek olsun.

 

 

 

 

 

 
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.