CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, iki gün önce Tunceli Pertek’te doğduğu evin önünde çektirdiği fotoğrafı yayınladı sosyal medya hesabından.

“Eski Türkiye’de doğduğun ev kaderin değildi. Fırsat eşitliği vardı. Tabi Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Büyük Atatürk sayesinde” mesajını verdi.

Keşke eski Türkiye diye atıfta bulunduğu AK Parti’den önceki dönemle ilgili yaptığı bu vurguyu Recep Tayyip Erdoğan’ın dönemini kastettiği yeni Türkiye döneminde sahip olduğu evini de yayınlasaydı Nurhayat Altaca Kayışoğlu.

Üstelik fırsat eşitliğini aslında en son diline dolayacak isimlerden biridir Nurhayat Altaca Kayışoğlu. Çocuğunu ABD vatandaşı olsun diye bu ülkede dünyaya getirmişken, Tunceli’de yıkık bir evin önünde solculuk yapmak çok da inandırıcı olmaz muhakkak.

Dahası Nurhayat Kayışoğlu, sırf yeniden milletvekili olabilmek için partisinden istifa edip hülle yolu ile İYİ Parti’ye gittikten sonra yerini garanti etmiş ve ön seçime filan gerek kalmadan aynı sıradan milletvekili listesine yazılarak yeniden TBMM’nin yolunu tutmuştu.

Madem fırsat eşitliğinden bahsediyoruz keşke o gün olmaz öyle şey fırsat eşitliğini savunurken böyle tepeden inme listeye girmem. Sandık koyun yeniden gireyim deseydi.

Bugün eski Türkiye’den çok daha fazla fırsat eşitliğinin olduğunu da söyleyelim Türkiye’de. Daha yeni Tunceli’den bir evlat üniversite sınavında birinci oldu.

Oysa Nurhayat Altaca’nın bahsettiği yıllarda eğitim materyaline ulaşmak bile o kadar zordu ki.

Dahası öyle çok geriye gitmeyelim. Eski Türkiye’nin son yıllarında üniversite kazanmış evlatlar yaka paça okullarından atılıyor, memurlar memuriyetlerinden ediliyordu.

Ortaokulu giden çocuklar polisler tarafından coplanıyor, analar evlatlarını düğünlerine alınmıyordu.

Biraz daha eskiye gidebiliriz. Ankara’da vali olan Tandoğan denen zatın köylüleri Ankara’ya almadığını tarihimizin sayfalarında bir utanç vesikası olarak duruyor. Binlerce örnek verebiliriz.

Tabi bugün de ne yazık ki özlenen fırsat eşitliği henüz tam anlamıyla yok.

Beri mahallede de şımarıklık almış başını gidiyor. Yazık ki dünün mazlumları yine mazlumken bir takım zibidi görünümlü tip bir şekilde devletin imkanlarını kullanarak lüks içinde sefa sürüyor.

Beri mahallenin de bir şekilde silkinmesi, milletin imkanlarının tamamen millete dönmesi ve devletin millete hizmet eden bir mekanizma olduğunu hatırlaması gerekiyor.

Kahır ekseriyette sorun yok ancak az sayıda da olsa haksızlık ve hukuksuz uygulamalar milletin gönlünü yaralıyor.

Türkiye’nin ve milletin nerelerden buralara geldiğini unutan az sayıda siyasi ve bürokrasiye,  zengin düğünleri, gösterişli arabaları, lüks yaşamları ile değil millete verdiği hizmetlerle gösteriş yapmaları gerektiğini AK Parti’nin hatırlatması gerekiyor. 

Sol yumruğunu havaya kaldırıp sözde solculuk yaparken zevkü sefa sürenlerle HZ Ömer edebiyatı yapıp benzer harekete girenlerin birbirinden asla farkları yok olamaz. Dahası Hz. Ömer edebiyatı yapanların her türlü rezilliğin içinde olmasını kabul etmemiz mümkün olamaz.

Bir taraftan dini simgeler ve söylemlere vurgu yaparken, onunla çelişen kim varsa tutulup kulağından kapıya konmasının gerekliliği o kadar açık ki!

Türkiye bugün büyük hedeflere yürürken küçük adamların çakallıklarını sürdürmeleri mümkün değil.  Her yapılanı millet görüyor. O nedenle artık bu zihniyetler bertaraf edilmek durumunda. Hem sağ da hem sol da!