Nasıl ki camiye ayakkabıyla girdi belediye başkanı diye bilgisizce yaptığınız tantana olmadığı gibi, sipariş yazılarla bu işten sıyrılman mümkün değil CHP İl Başkanı İsmet Karaca.

Belli ki vermişsin siparişi güya algı yaparak kurtarmaya çalışıyorsun işi. Ancak kamuoyundan önce CHP örgütünün vicdanında mahkûm olmuşsun.

Dikkat et bak kimse çıkıp da olmamıştır demedi. Dahası bu işin tek sorumlusu ilçe başkanıdır istifa etti konu kapandı demedi.

Dahası CHP’de kiminle konuşsak ilçe başkanı İsmet Karaca’nın eseri diyor. Her şeyi İsmet Karaca ve avenesi biliyordu ama yıllarca sustular ifadelerini kullanıyorlar. Öyle kimseye sormaya da gerek yok sadece yapılan haberlerin altında adıyla soyadıyla fotoğrafıyla yorum yapan CHP’lilere baksak bunu görüyoruz.

Belli ki olayı kapatmak için olayın şahitleriyle üzerinden de bir algı oluşturulmaya çalışılıyor.

***

Doğan Göğebakan…

Ankara’ya giden ekibin içinde yer alan Hüdavendigar Mahalle Temsilcisi. Önceki gün kendisini aradım. Kendimi tanıttım.

Ankara’da Kılçdaroğlu’nun yanında ne olduğunu sordum. Tacize uğradığı söylenen kızımızda kafilede zira. Doğan bey samimiyetle tacize uğrayan kızın sıkıntısını Kılıçdaroğlu’na aktardığını hatta gözlerinin yaşardığını söyledi.

Kılıçdaroğlu’nun bunun üzerine dönüp genel başkan yardımcısına konuyu çözün talimatı verdiğini aktardı. Bir dosya ile Ankara’ya gittiklerini, o dosyanın da kapıda alındığını, Kılıçdaroğlu’nun o dosyayla da ilgilenilmesi talimatı verdiğini söyledi.

Dahası döndükten sonra kimsenin kendilerini aramadığını söyledi. Ve ekledi “Adı geçen kızımız işlem yapılmayınca partiden istifa etti”

Bu konuşmanın tamamı 8 dakika civarında. Ancak tamamı bu kapsamda olduğu için bu kadarını aktarmak yeterli sanırım.

Yine aynı ziyarette yer alan CHP’li hanımefendilerden biriyle de görüştüm. Aynısını anlattı.

CHP Osmangazi Gençlik Kolları eski atama başkanlarından birini sahaya sürüp olmadı böyle bir şey dedirtmek oldukça komik. Ben demiyorum bunu İsmet Karaca’nın partilileri söylüyor.

Yani Ankara genel merkez de Bursa yönetimi de dahası Bursa’da CHP’lilerin çoğu da gerçekleri biliyor.

Dönemin İl Başkanı Şadi Özdemir de biliyor. Belki ilk başta bilmiyor olabilir ama heyet Ankara’ya gidip döndükten sonra haberi oluyor. Ancak ilginç bir durum da orada var.

İl Başkanı her ne kadar Şadi Özdemir olsa da yönetimi tamamen İsmet Karaca ekibi. Yani geç ya da yanlış öğrenmesinde bunun etkisi olabilir. Bir de o dönem sağlık sıkıntıları belki daha ön plandaydı. Bir tek söylenmesi gereken o dönem bu konudan haberdar olduğudur.

Şimdi İsmet Karaca konuyu değiştirmek gündemden düşürmek için bir iki tane köşe yazarını sahaya sürüyor. Dahası Hüseyin Akkuş yönetiminin en sancılı ismi olan Erol Gülmez örneğin konuşmaya başladı. Laf kalabalığı ile konu kendi ekseninden saptırılıyor.

Gülmez, Karaca’yı olaydan sıyırmak için oldukça çaba harcıyor. Hüseyin Akkuş, Erkan Aydın ve Orhan Sarıbal isimlerini öne sürüyor. Samimiyetsiz davrandıkları gerekçesiyle. Oysa İsmet Karaca başından beri konunun merkezinde olmasına rağmen onu kaçırmaya çalışıyor.

Enteresan…

İsmet Karaca’nın karantina döneminde il başkanı gibi hareket ediyor Erol Gülmez.

Nurhayat Altaca Kayışoğlu…

Taciz skandalı patladığından beri sessiz. Oysa dağ tepe dolanıp, dozer önüne atlamışlığı var kendisinin. Kadın hakları diye adeta kendini parçaladığını biliriz.

Sol yumruğu kaldırıyor ama böylesi ağır bir iddia ki il başkanlığının metninde konu kabul edildiği için artık iddia olmaktan çıkıp vaka durumuna gelmesine rağmen sessizliğini koruyor.

Aysel Okumuş… CHP İl Kadın Kolları başkanı… Sessizliğini koruyor. İlçe kadın kolları başkanları sessizliklerini koruyor. Dahası Whatsapp grupları yoruma kapatılmış iyi mi? Kimse konuşmasın diye. 

Sonuca gelecek olursak, CHP duruma el konulmadığı ve kapatılması yönünde bir iradenin hakim olduğu için bu işten yara almaya devam edecek gibi görünüyor. Milletvekillerinin bir an önce devreye girerek kontrolü ele almaları gerekmiyor mu?

Güler Buğday’dan gündemi sarsacak ima!

Güler Buğday hiç şüphesiz CHP’de uzun yıllardır etkili olan bir siyasi figür. Parti üzerindeki etkisi yıllar geçse de erimiyor. Dün sosyal medya hesabı üzerinden oldukça uzun bir yazı yazarak taciz iddialarını yorumladı. Parti yöneticilerine ayar verdi, yol gösterdi.

Ancak yazının son kısmı olan bölümde söyledikleri yeni bir tartışmanın fitilini ateşleyecek türden.

Güler Buğday’ın yazısındaki son bölümde dikkat çeken kısım şöyle,

 “….. Sonra vicdanına danışsın.

Sonra en yukardan en sade üyemize kadar ”bende duydum, kızdım, üzüldüm ama bende bir şey yapmadım…” anlayışı ile özeleştirisini versin ve kimseyi korumaya kalmasın.

Ayrıca burada en büyük görev yerelde ilk önce kadın kollarımıza düşmektedir.

Kendileri dayak yiyen, ama kadına şiddete karşı mücadele ediyor görünen, bazı iddialara göre evli erkeklerle birlikte olan kadınlar varsa onlarda görev yönetimde görev almamaları gerekmektedir.

Aksi halde bu tür olaylara izin vermemelerini bekleyebilir miyiz???

Kendisi mevcut vekilleri basın yolu ile kınarken, sorumlu tutarken, parası çok olduğu için aklanırım mantığı ile yakışıksız birlikteliklerde olan bir insan hala örgütü uyuturum sanıp anlamsız açıklamalar yapabilir mi?”

Kendisi dayak yiyen ancak kadına şiddete karşı mücadele eden diye başlayan cümlede Bursa’da bir ilçe kadın kolları başkanını kast ediyor Buğday. CHP’lilerin büyük kısmı bu durumu biliyor. Üstelik şiddete uğrayan kadının önce şikâyet edip sonra geri çekmesine rağmen kamu davasına dönüşen bir de kadına şiddet davası var.

Güler Buğday bu kişiyi ismini vermeden görevini bırakmaya davet ediyor ki doğru olanı da budur. Kadına şiddete sessiz kalmayın diye mücadele ederken uğradığı şiddeti sineye çeken bir kadının kadınlara saygı duyarak bu görevini devretmesi yerinde bir karar olacak.

Güler Buğday’ın bahsettiği konu kamuoyu gündemine düştüğünde yine bir kadın üzülecek. O nedenle gündeme düşmeden o kadının kenara çekilmesinde fayda var.