Türkiye’yi yıkmaya, milletimizi iç savaşa götürmeye, topraklarımızı alçakların işgal etmesine yönelik haşhaşilerin darbe girişimini üzerinden 3 yıl geçti.
Ancak bu alçakları bu topraklardan, bu devletin bünyesinden söküp atmak daha epeyce zaman alacak. Ruhunu şeytana satmış, tarihin en büyük alçaklığının tarafından yer almış bu şerefsiz haysiyetsiz yaratıklarla ilgili Türk devleti aklı çalışmaya devam ediyor.
O kalkışma gecesinde Bursa’yı teslim almaya kalkan alçaklar, dönemin Jandarma Bölge Komutanı Seyfullah Saldık Paşa’ya takılmış, Paşa darbeci albayı sille tokat garnizondan atarak darbeye dur demişti.
Hain kalkışmadan 10 gün sonra, Bursa Jandarma Garnizonundaki ve ilçelerdeki darbecilerin eylemlerinin belirlenmesi amacıyla tahkikat raporu yazılması için bir heyet oluşturuldu. Heyete, eski Jandarma Albayı başkanlık etti.
Heyet, darbecilerin eylemlerini rapora yazmayarak, FETÖ’cüleri koruyan bir rapor hazırladı Raporda, Yurdakul Akkuş’un Bursa jandarma Garnizonda darbe yaptığına ve kimlerin onu desteklediğine dair detayların üstü örtüldü.
O raporla darbeyi önleyen Seyfullah Saldık haksız yere emekliye sevk edildi. Darbecileri koruyan ve Tümgeneral Seyfullah Saldık’ın emekliye sevk edilmesine neden olan raporu yazan heyetin başkanı Albay, yaklaşık 3 ay önce FETÖ’cü olduğu gerekçesiyle meslekten ihraç edildi.
Ancak ne hikmetse FETÖ’cü olduğu tespit edilen ve hazırladığı raporda haşhaşileri koruduğu ortaya çıkan Albay başkanlığında hazırlanan ve darbecileri koruyan rapor mahkeme tarafından esas alındı.
Albay tarafından yazdırılan sahte raporla garnizonda ve ilçelerde yapılan tüm darbeler gizlendi ve örtbas edildi. Garnizonda ve ilçelerde darbe eylemine girişen FETÖ’cü ve darbeci sanıklar yargılama dışı kaldı. Haklarında hiçbir yasal işlem yapılmadı. Bursa’daki darbe gerçeği örtbas edilerek toplum vicdanında ve devlet nazarında hakikatlerin ortaya çıkması engellendi.
Bunlar net bir şekilde ortaya çıkmasına rağmen Bursa’daki Jandarma Garnizonunda gerçekleşen hain darbe eylemlerini örtbas eden Sahte ve FETÖ’cü Jandarma Tahkikat Raporu Jandarma ve Savcılık tarafından neden iptal edilmez bunu anlamak mümkün değil.
Oysa darbe tutanaklarındaki darbe eylemleri esas alınarak bu raporun düzeltilmesi gerekmez mi? Sahte olduğu ortaya çıkan raporla mahkemenin devam etmesi nalı bir çelişki?
Daha önemlisi de sahte raporu yazanlara niye adli işlem yapılmaz.
Bunu sadece ben değil Bursa kamuoyu da merak ediyor?
Neden?
Başkan Aktaş gözünü Güney Korelilere çevirdi…
BEBKA tarafından, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı uhdesinde, Bursa Valiliği koordinasyonunda, Büyükşehir Belediyesi, TÜRSAB Güney Marmara Bölge Temsil Kurulu ve Bursa Kültür, Turizm ve Tanıtma Birliği işbirliği ile Türkiye Cumhuriyeti - Kore Cumhuriyeti Turizm Tanıtım Etkinliği düzenlendi.
Önceki akşam geniş bir katılımla gerçekleşen gala yemeğine; Vali Yakup Canbolat, Yalova Valisi Muammer Erol, Kore Cumhuriyeti Türkiye Büyükelçisi Choi Hong-Ghi, Türkiye’nin Seul Büyükelçisi D. Ersin Erçin, Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, Yenişehir Belediye Başkanı Davut Aydın, AK Parti Bursa Milletvekilleri Emine Yavuz Gözgeç, Mustafa Esgin, Atilla Ödünç, Zafer Işık ve Vildan Yılmaz Gürel, Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, Bursa Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Arif Karademir, Anadolu Üniversitesi Rektörü Şafak Ertan Çomaklı, BEBKA Genel Sekreteri İsmail Gerim, TÜRSAB Güney Marmara Bölge Temsil Kurulu Başkanı Murat Saraçoğlu, Bursa, Eskişehir ve Bilecik illerinden çok sayıda akademisyen, turizmci ve iş adamı ile Türkiye’de yatırım yapan Güney Koreli firmaların yöneticileri katıldı.
Program sırasında Başkan Alinur Aktaş gazetecilerin olduğu masayı ziyaret etti. Ayaküstü önemli bilgiler verdi. Nüfusu 52 milyon olan Güney Kore’de her yıl 27 milyon kişinin yurtdışında tatil yaptığını söyledi. “Türkiye’ye sadece 160 bin kişi geliyor ve Bursa’ya düşen 6 bin” ifadelerini kullanan Aktaş, bu ülkede Bursa’nın tanınmadığını, ancak önümüzdeki dönemde bu tanıtımı yapacaklarını ve Koreli turist sayısında bir patlama olması için çaba harcayacaklarını söyledi. Ekim ayında bu ülkede düzenlenecek büyük bir Golf turnuvası olduğunu ve kendisinin de davetli olduğunun altını çizen Aktaş, Kore’de Bursa’nın tanıtımı için ellerinden gelen gayreti göstereceklerini ve Bursa için bu ülkenin önemli bir potansiyel olduğunu aktardı.
Anlayacağınız Alinur Başkan, bu turizm işine ciddi asılıyor. Çok heyecanlı ve gerçekten çok gayretli. Bunun sonucunu alacağını da görüyoruz.
Faşizmin daniskası...
Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz uygulamalarıyla sık sık şimşekleri üzerine çekiyor.
Dana önce Suriyelileri sahilden kovan Türkyılmaz, gelen tepki üzerine ilk kavşaktan dönüp, kimseyi ayırmadan plajlara kurallara uyan herkesin girebileceğini açıklamak zorunda kalmıştı.
Faşist uygulamalarıyla Mudanya’da zaman zaman insanları mağdur eden, zorda bırakan Türkyılmaz, yine fasişt yönetimlerde olabilecek bir uygulama ile gündeme geldi.
Mudanya’nın tarihi evlerinin olduğu Halitpaşa Mahallesi’nde önceki sabah belediye zabıtasının uyarıları ve uygulamaları akıllara durgunluk verdi.
Zabıta ekipleri, evlerin önünde oturan vatandaşlara müdahale ederken, evin önüne masa sandalye çıkarmalarının yasak olduğunu bildirdi.
Evet evet yanlış okumadınız. Vatandaşların evlerinin önüne sandalye çıkararak oturamayacaklarını tebliğ etti zabıta ekipleri.
Gün boyu devam eden uygulamanın ardından önceki akşam vatandaşların zabıtalara büyük tepki gösterdiği bildiriliyor.
Evinin önünde oturmanın yasaklandığı Giritli Mahallesi’nde belediyenin ne yapmak istediği ise hala anlaşılamadı.
İşin enteresan tarafın bahse konu mahalle tarihi bir mahalle ve buradaki restoranlara gelen vatandaşlar neredeyse tüm mahalledeki caddeleri araçlarla dolduruyor.
Yani vatandaşın evinin önüne araç çekmek serbest, ama aynı vatandaşın evinin önünde oturması yasak…
Bu arada hatırlatmadan geçmeyelim… Bu mahallede yaşayan insanların ekseriyeti Girit kökenli. Bu insanların kültüründe kapı önüne sandalye koyarak oturmak var. Yani insanların var olan kültürüne bir müdahale aynı zamanda bu durum…
Daha enteresan kısmı ise Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz’ın da Girit kökenli olması. Yani aynı kültürden geliyor olmasına rağmen bu müdahaleye yapması…
Son dönemde CHP Belediyelerinin akla ziyan icraatlarına şahit oluyoruz. Mudanya Belediyesi de bu saçmalıkların merkezi durumunda maalesef…
Tam bir faşizmin hüküm sürdüğü Mudanya'da işte akıllara zarar uygulamaya tepki veren bir vatandaşın mesajı:
"Mudanya'da, Giritli mahallesinde yeni bir kanun uygulanıyor. Kapılarının önünde oturmak yasaklanmış. Halk için tabi. Bütün mahalleliden, kapıların önünde oturmamaları ve iskemle koyanların cezalandırılacağı zabıta tarafından bildiriliyor. Yakında pencerelerde açık tutmamamız bildirilecek. Lokantalar sabahlara kadar gurultu yapıp, halkı rahatsız edebilirler ama halk kapısının önünde oturamaz. Kafe ve lokantalar rahatlıkla iskemlelerini ve arabalarını bizim kepimizin önüne koyabilir. Ben sormak istiyorum, halka neden bu kadar düşmansınız. Bizim vergilerimizle maaşlarınız ödeniyor, ama bizim haklarımız yok ediliyor."
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Web.tv
Alpaslan Yıldız
O rapor neden iptal edilmiyor?
Türkiye’yi yıkmaya, milletimizi iç savaşa götürmeye, topraklarımızı alçakların işgal etmesine yönelik haşhaşilerin darbe girişimini üzerinden 3 yıl geçti.
Ancak bu alçakları bu topraklardan, bu devletin bünyesinden söküp atmak daha epeyce zaman alacak. Ruhunu şeytana satmış, tarihin en büyük alçaklığının tarafından yer almış bu şerefsiz haysiyetsiz yaratıklarla ilgili Türk devleti aklı çalışmaya devam ediyor.
O kalkışma gecesinde Bursa’yı teslim almaya kalkan alçaklar, dönemin Jandarma Bölge Komutanı Seyfullah Saldık Paşa’ya takılmış, Paşa darbeci albayı sille tokat garnizondan atarak darbeye dur demişti.
Hain kalkışmadan 10 gün sonra, Bursa Jandarma Garnizonundaki ve ilçelerdeki darbecilerin eylemlerinin belirlenmesi amacıyla tahkikat raporu yazılması için bir heyet oluşturuldu. Heyete, eski Jandarma Albayı başkanlık etti.
Heyet, darbecilerin eylemlerini rapora yazmayarak, FETÖ’cüleri koruyan bir rapor hazırladı Raporda, Yurdakul Akkuş’un Bursa jandarma Garnizonda darbe yaptığına ve kimlerin onu desteklediğine dair detayların üstü örtüldü.
O raporla darbeyi önleyen Seyfullah Saldık haksız yere emekliye sevk edildi. Darbecileri koruyan ve Tümgeneral Seyfullah Saldık’ın emekliye sevk edilmesine neden olan raporu yazan heyetin başkanı Albay, yaklaşık 3 ay önce FETÖ’cü olduğu gerekçesiyle meslekten ihraç edildi.
Ancak ne hikmetse FETÖ’cü olduğu tespit edilen ve hazırladığı raporda haşhaşileri koruduğu ortaya çıkan Albay başkanlığında hazırlanan ve darbecileri koruyan rapor mahkeme tarafından esas alındı.
Albay tarafından yazdırılan sahte raporla garnizonda ve ilçelerde yapılan tüm darbeler gizlendi ve örtbas edildi. Garnizonda ve ilçelerde darbe eylemine girişen FETÖ’cü ve darbeci sanıklar yargılama dışı kaldı. Haklarında hiçbir yasal işlem yapılmadı. Bursa’daki darbe gerçeği örtbas edilerek toplum vicdanında ve devlet nazarında hakikatlerin ortaya çıkması engellendi.
Bunlar net bir şekilde ortaya çıkmasına rağmen Bursa’daki Jandarma Garnizonunda gerçekleşen hain darbe eylemlerini örtbas eden Sahte ve FETÖ’cü Jandarma Tahkikat Raporu Jandarma ve Savcılık tarafından neden iptal edilmez bunu anlamak mümkün değil.
Oysa darbe tutanaklarındaki darbe eylemleri esas alınarak bu raporun düzeltilmesi gerekmez mi? Sahte olduğu ortaya çıkan raporla mahkemenin devam etmesi nalı bir çelişki?
Daha önemlisi de sahte raporu yazanlara niye adli işlem yapılmaz.
Bunu sadece ben değil Bursa kamuoyu da merak ediyor?
Neden?
Başkan Aktaş gözünü Güney Korelilere çevirdi…
BEBKA tarafından, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı uhdesinde, Bursa Valiliği koordinasyonunda, Büyükşehir Belediyesi, TÜRSAB Güney Marmara Bölge Temsil Kurulu ve Bursa Kültür, Turizm ve Tanıtma Birliği işbirliği ile Türkiye Cumhuriyeti - Kore Cumhuriyeti Turizm Tanıtım Etkinliği düzenlendi.
Önceki akşam geniş bir katılımla gerçekleşen gala yemeğine; Vali Yakup Canbolat, Yalova Valisi Muammer Erol, Kore Cumhuriyeti Türkiye Büyükelçisi Choi Hong-Ghi, Türkiye’nin Seul Büyükelçisi D. Ersin Erçin, Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, Yenişehir Belediye Başkanı Davut Aydın, AK Parti Bursa Milletvekilleri Emine Yavuz Gözgeç, Mustafa Esgin, Atilla Ödünç, Zafer Işık ve Vildan Yılmaz Gürel, Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, Bursa Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Arif Karademir, Anadolu Üniversitesi Rektörü Şafak Ertan Çomaklı, BEBKA Genel Sekreteri İsmail Gerim, TÜRSAB Güney Marmara Bölge Temsil Kurulu Başkanı Murat Saraçoğlu, Bursa, Eskişehir ve Bilecik illerinden çok sayıda akademisyen, turizmci ve iş adamı ile Türkiye’de yatırım yapan Güney Koreli firmaların yöneticileri katıldı.
Program sırasında Başkan Alinur Aktaş gazetecilerin olduğu masayı ziyaret etti. Ayaküstü önemli bilgiler verdi. Nüfusu 52 milyon olan Güney Kore’de her yıl 27 milyon kişinin yurtdışında tatil yaptığını söyledi. “Türkiye’ye sadece 160 bin kişi geliyor ve Bursa’ya düşen 6 bin” ifadelerini kullanan Aktaş, bu ülkede Bursa’nın tanınmadığını, ancak önümüzdeki dönemde bu tanıtımı yapacaklarını ve Koreli turist sayısında bir patlama olması için çaba harcayacaklarını söyledi. Ekim ayında bu ülkede düzenlenecek büyük bir Golf turnuvası olduğunu ve kendisinin de davetli olduğunun altını çizen Aktaş, Kore’de Bursa’nın tanıtımı için ellerinden gelen gayreti göstereceklerini ve Bursa için bu ülkenin önemli bir potansiyel olduğunu aktardı.
Anlayacağınız Alinur Başkan, bu turizm işine ciddi asılıyor. Çok heyecanlı ve gerçekten çok gayretli. Bunun sonucunu alacağını da görüyoruz.
Faşizmin daniskası...
Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz uygulamalarıyla sık sık şimşekleri üzerine çekiyor.
Dana önce Suriyelileri sahilden kovan Türkyılmaz, gelen tepki üzerine ilk kavşaktan dönüp, kimseyi ayırmadan plajlara kurallara uyan herkesin girebileceğini açıklamak zorunda kalmıştı.
Faşist uygulamalarıyla Mudanya’da zaman zaman insanları mağdur eden, zorda bırakan Türkyılmaz, yine fasişt yönetimlerde olabilecek bir uygulama ile gündeme geldi.
Mudanya’nın tarihi evlerinin olduğu Halitpaşa Mahallesi’nde önceki sabah belediye zabıtasının uyarıları ve uygulamaları akıllara durgunluk verdi.
Zabıta ekipleri, evlerin önünde oturan vatandaşlara müdahale ederken, evin önüne masa sandalye çıkarmalarının yasak olduğunu bildirdi.
Evet evet yanlış okumadınız. Vatandaşların evlerinin önüne sandalye çıkararak oturamayacaklarını tebliğ etti zabıta ekipleri.
Gün boyu devam eden uygulamanın ardından önceki akşam vatandaşların zabıtalara büyük tepki gösterdiği bildiriliyor.
Evinin önünde oturmanın yasaklandığı Giritli Mahallesi’nde belediyenin ne yapmak istediği ise hala anlaşılamadı.
İşin enteresan tarafın bahse konu mahalle tarihi bir mahalle ve buradaki restoranlara gelen vatandaşlar neredeyse tüm mahalledeki caddeleri araçlarla dolduruyor.
Yani vatandaşın evinin önüne araç çekmek serbest, ama aynı vatandaşın evinin önünde oturması yasak…
Bu arada hatırlatmadan geçmeyelim… Bu mahallede yaşayan insanların ekseriyeti Girit kökenli. Bu insanların kültüründe kapı önüne sandalye koyarak oturmak var. Yani insanların var olan kültürüne bir müdahale aynı zamanda bu durum…
Daha enteresan kısmı ise Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz’ın da Girit kökenli olması. Yani aynı kültürden geliyor olmasına rağmen bu müdahaleye yapması…
Son dönemde CHP Belediyelerinin akla ziyan icraatlarına şahit oluyoruz. Mudanya Belediyesi de bu saçmalıkların merkezi durumunda maalesef…
Tam bir faşizmin hüküm sürdüğü Mudanya'da işte akıllara zarar uygulamaya tepki veren bir vatandaşın mesajı:
"Mudanya'da, Giritli mahallesinde yeni bir kanun uygulanıyor. Kapılarının önünde oturmak yasaklanmış. Halk için tabi. Bütün mahalleliden, kapıların önünde oturmamaları ve iskemle koyanların cezalandırılacağı zabıta tarafından bildiriliyor. Yakında pencerelerde açık tutmamamız bildirilecek. Lokantalar sabahlara kadar gurultu yapıp, halkı rahatsız edebilirler ama halk kapısının önünde oturamaz. Kafe ve lokantalar rahatlıkla iskemlelerini ve arabalarını bizim kepimizin önüne koyabilir. Ben sormak istiyorum, halka neden bu kadar düşmansınız. Bizim vergilerimizle maaşlarınız ödeniyor, ama bizim haklarımız yok ediliyor."