Bilgiye bu kadar kolay ulaşabildiğimiz bu çağda, bilgi kirliliğinin de en üst düzeyde olduğu zamanları yaşıyoruz. Artık tek bır ‘tıkla’ her şeye ulaşabildiğimiz bu günlerde, ister istemez yalanlarla ve çarpıtmalarla da karşılaşıyoruz. Herkesin bir yorum yaptığı, kendince herkesin fikrini sunduğu sosyal medya mecralarında bazı kullanıcıların konu fark etmeksizin gündeme dair yazıp çizdikleri bazen sınırları çok aşıyor, en ufak haberden komplo teorileri oluşturulabiliyor. Bu yazılıp çizilenlerden doğan en büyük sorun ise gerçek haberin değerini kaybetmesi ve esas olayların gölgede kalması olarak karşımıza çıkıyor.
Toplum olarak hassasiyetimiz olan, ilgi ve alakamızı çeken konularda bilgi sahibi olmasak bile bir şeyler yazmak, paylaşımlarda bulunmak ya da doğru kaynak olduğuna emin olmadığımız haberleri sosyal medya hesaplarımızda paylaşmak günlük rutinlerimiz arasına girmiş bulunmakta. Bu paylaşımları yaparken hiç düşünmesek de, bir art niyet barındırmasak da doğan sonuçlarından bir sorumluluğumuz bulunmaktadır. Haber değeri taşıyan olaylar hakkında yapılan yorumlar, paylaşımlar çok hızlı bir şekilde çok fazla insana ulaşıp, doğrunun saptırılmasına veya yanlış bir kurum ya da kişinin hedef tahtasına konulmasına sebep olabilir ve bizleri gerçekten uzaklaştırarak esas noktaları kaçırma noktasına götürebilir. Sorgulamaktan ve araştırmaktan uzak durmamız bizi her yazılanın doğru olduğuna inanmaya, yanlış fikirlere yönelmeye ve maalesef esas noktaları kaçırmaya sürükler.
Bilgi kirliliğinden korunmak için yapmamız gereken en önemli şey, bu kadar kolay ulaşabildiğimiz kaynaklarda her karşımıza çıkanın, her fikir sunanın, her anlatıcının veya kendini haber kaynağı olarak niteleyenlerin paylaşımlarını sorgulamak ve takipçisi olmaktır. Toplumu ilgilendiren, beklenmedik şekilde hızlı gelişen olaylarda gerçeği ortaya çıkarmak isteyenlerin en büyük problemi, bilgi sahibi olmadan, yüzeysel bir bakış açısıyla ortaya atılan iddialar ve ardı arkası kesilmeyen paylaşımlardır. Bunlar tamamıyla iyi niyet barındıran paylaşımlar olsa dahi yol açabileceği bilgi kirliliği göz önüne alınmalı ve gerçeğin gölgelenmesinde pay sahibi olunabileceği unutulmamalıdır.
Hepimizin sosyal medya aracılığıyla, çok hızlı bir şekilde çok sayıda insanın görüntüleyebileceği içerikler oluşturabildiğimiz bu günlerde sorumluluk duygusuna sahip olmalı ve haber değeri taşıyacak olan paylaşımlarımızda gerçeği, doğruluğundan şüphe duyulacak şekillere büründürmemeliyiz.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Deniz Akın
Okurken bir sorgula her yazılan doğru mu?
Bilgiye bu kadar kolay ulaşabildiğimiz bu çağda, bilgi kirliliğinin de en üst düzeyde olduğu zamanları yaşıyoruz. Artık tek bır ‘tıkla’ her şeye ulaşabildiğimiz bu günlerde, ister istemez yalanlarla ve çarpıtmalarla da karşılaşıyoruz. Herkesin bir yorum yaptığı, kendince herkesin fikrini sunduğu sosyal medya mecralarında bazı kullanıcıların konu fark etmeksizin gündeme dair yazıp çizdikleri bazen sınırları çok aşıyor, en ufak haberden komplo teorileri oluşturulabiliyor. Bu yazılıp çizilenlerden doğan en büyük sorun ise gerçek haberin değerini kaybetmesi ve esas olayların gölgede kalması olarak karşımıza çıkıyor.
Toplum olarak hassasiyetimiz olan, ilgi ve alakamızı çeken konularda bilgi sahibi olmasak bile bir şeyler yazmak, paylaşımlarda bulunmak ya da doğru kaynak olduğuna emin olmadığımız haberleri sosyal medya hesaplarımızda paylaşmak günlük rutinlerimiz arasına girmiş bulunmakta. Bu paylaşımları yaparken hiç düşünmesek de, bir art niyet barındırmasak da doğan sonuçlarından bir sorumluluğumuz bulunmaktadır. Haber değeri taşıyan olaylar hakkında yapılan yorumlar, paylaşımlar çok hızlı bir şekilde çok fazla insana ulaşıp, doğrunun saptırılmasına veya yanlış bir kurum ya da kişinin hedef tahtasına konulmasına sebep olabilir ve bizleri gerçekten uzaklaştırarak esas noktaları kaçırma noktasına götürebilir. Sorgulamaktan ve araştırmaktan uzak durmamız bizi her yazılanın doğru olduğuna inanmaya, yanlış fikirlere yönelmeye ve maalesef esas noktaları kaçırmaya sürükler.
Bilgi kirliliğinden korunmak için yapmamız gereken en önemli şey, bu kadar kolay ulaşabildiğimiz kaynaklarda her karşımıza çıkanın, her fikir sunanın, her anlatıcının veya kendini haber kaynağı olarak niteleyenlerin paylaşımlarını sorgulamak ve takipçisi olmaktır. Toplumu ilgilendiren, beklenmedik şekilde hızlı gelişen olaylarda gerçeği ortaya çıkarmak isteyenlerin en büyük problemi, bilgi sahibi olmadan, yüzeysel bir bakış açısıyla ortaya atılan iddialar ve ardı arkası kesilmeyen paylaşımlardır. Bunlar tamamıyla iyi niyet barındıran paylaşımlar olsa dahi yol açabileceği bilgi kirliliği göz önüne alınmalı ve gerçeğin gölgelenmesinde pay sahibi olunabileceği unutulmamalıdır.
Hepimizin sosyal medya aracılığıyla, çok hızlı bir şekilde çok sayıda insanın görüntüleyebileceği içerikler oluşturabildiğimiz bu günlerde sorumluluk duygusuna sahip olmalı ve haber değeri taşıyacak olan paylaşımlarımızda gerçeği, doğruluğundan şüphe duyulacak şekillere büründürmemeliyiz.