Cavit Çağlar’ın kurup zirveye taşıdığı ve Bursa yerel basının amiral gemisi haline getirdiği Olay Medya’da bir dönem daha sona erdi.

Olay Gazetesi’ni Santral Garaj Mahallesi’ndeki ilk binasında kuran Cavit Çağlar, 1990’lı yılların ikinci yarısında Ankara yolu Gürsu Kavşağı’nda yaptırdığı kuleye taşımıştı.

Olay’ın böylesi bir binaya taşınması o dönem İstanbul’da da önemli bir günden olmuş, Cavit Çağlar ne yapıyor diye günlerce medyanın gündeminde ilk sıralarda yer almıştı bu konu.

O binada Olay TV ve Olay FM’i de kuran Çağlar, daha sonra Türkiye’nin ilk haber kanalı olan ve bugün Doğuş grubundaki NTV’yi de kurmuştu.

Türkiye’nin en büyük yerel medyası durumuna gelen Olay, Cavit Çağlar’ın ilgisinin azalmasıyla son yıllarda irtifa kaybetmeye başlamıştı zaten.

Son bir kaç yıldır satıldı satılacak diye sık sık kamuoyu gündemine gelen Olay Medya için şok karar geçen yıl sonbaharda geldi.

Cavit Çağlar, Olay Medya’yı kökünden kapatacağını açıkladı. Gündeme bomba gibi düşen bu gelişmenin ardından gelen tepkilerden olsa gerek kapatma kararından kısmen vazgeçen Çağlar, Olay TV ve Olay FM’in yayınına son verirken Olay Gazetesi’nin devam etmesine karar verdi.

Ancak medya işinden oldukça soğuduğu anlaşılan Çağlar, işi pek de devam ettirmek niyetinde olmadığını da bir kez daha gösterdi. Olay Medya’nın 26 yıldır kullandığı Olay Medya Center binası boşaltıldı.

Kadrosu oldukça küçüklen Olay Gazetesi Mudanya Yolu’nda eski Büyükşehir Belediye Başkanı Erdoğan Bilenser ve Ailesine ait olan Barışçı Ajansı’nda faaliyetlerini sürdürdüğü binaya taşındı.

Binaya Olay Medya tabelası asılmıştı. Ramazan bayramının akabinde de Olay Gazetesi yeni ofislerine taşındı.

Böylece Bursa basınında bir devir daha sona ererken, Olay’ın irtifa kaybı da devam ediyor.

Bakalım bundan sonraki süreçte Olay Gazetesi’nin seyri ne olacak?

Olay Medya’nın boşalttığı Ankara Yolu Gürsu Kavşağı’ndaki bina ile akaryakıt istasyonunun da satılması bekleniyor.

Sonuçsuz nafile uğraşı…

Pandemi sürecinde Bursa ciddi bir mücadeleyi sürdürdü. Türkiye’nin en kalabalık 4. İli olan Bursa, bu süreçte hem vaka hem ölüm sayılarında oldukça düşük rakamlarda tutunarak önemli bir başarı sağladı. Sağlık alanında sağlanan başarı belediye ve kamu hizmetleri açısından da sağlandı. Bursa önemli bir dönemden yüzünün akıyla çıktı.

Ancak belli bir kesimde illa olumsuzluk ille başarısızlık görme saplantısı böylesi önemli bir süreçte de kendisini gösterdi. Bir süre önce Bursa için felaket senaryoları belli odaklardan kamuoyuna pompalanma çabasını gördük ve yaşadık.

Özellikle CHP İl Başkanı İsmet Karaca’nın her skandal adımının ardından kendisine kurtarıcı olarak bu alanı görmesi ve onun arka planında belli solumsu yazarların köpürtmeye çalıştığı bu kara propaganda kamuoyunca karşılık bulmadı.

Çok değil iki üç hafta önce Bursa’da salgından ölenlerle ilgili kamuoyunun zihnini bulandırmaya yönelik bir acıkmaya yaptı CHP İl Başkanı İsmet Karaca.

Bir çok haber sitesinde yer alan açıklamada şöyle diyordu Karaca, "Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı 20 Mayıs tarihinde Bursa'da COVID-19 hasta sayısını yaklaşık 5 bin ve vefat edenlerin sayısını ise 160 kişi olarak açıkladı.

Bursa Büyükşehir Belediyesi kayıtlarına göre (Bursa Büyükşehir Belediyesi Vefat Bilgisi Sorgulama https://www.turkiye.gov.tr/bursa-buyuksehir-belediyesi-vefat-sorgulama), Bursa'da (17 Mart - 20 Mayıs) tarihleri arasında 3.072 kişi vefat etmiştir.

 Aynı günlerde 2019 yılında vefat eden kişi sayısı ise 2.813'tür. Bursa'daki vefat sayısı geçen yıla göre aynı sürede 259 kişi artış göstermiştir."

Bundan önce de benzer açıklamalar yapmıştı Karaca. Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin verilerine göre geçen yılki defin sayısı ile bu yılki defin sayısı arasında çok anlamlı bir fark yok.

 Karaca açıklanan covid ölümleri ile defin sayıları arasında bir çelişki olduğu yönünde algı oluşturmak istiyor ancak atladığı çok önemli bir konta var.

Pandemi sürecinde uzun süre vatandaşların cenazelerini memleketlerine götüremeyip Bursa’da gömdükleri gerçeği.

Aradaki farkı oluşturan en önemli neden bu oysa. Buna rağmen Bursa’da geçen yılla bu yıl arasında günlük defin sayıları arasında ciddi bir fark oluşmaması da süreçte o korkulan tablonun oluşmadığının göstergesi.

Bu gündemden faydalanmak isteyen isimlerden biri de CHP’den milletvekilli olma hayali devam eden Kayıhan Pala. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Kovid-19 İzleme Kurulu Üyesi, Bursa Uludağ Üniversitesi Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Kayıhan Pala, ısrarla hem ülke genelinde hem de Bursa’da açıklanan rakamların doğruyu yansıtmadığını söyleyerek sık sık sol yayın organlarında boy gösterdi.

Dahası felaketin yaşandığı İtalya, İspanya gibi ülkeler çoktan normale dönerken, Türkiye’nin normale dönüşüne bile ısrarla karşı çıktı Kayıhan hoca.

Ancak ortaya ciddi bir bilgi ya da ispat koymaktan uzak açıklamalardan ibaret kaldı. Bursa Tabip Odası ve Türk Tabipler Birliği ki ikisini de geçmişteki hal ve tavırlarından biliriz eğer rakamlarda ve süreçte gri bir alan olsa davul çalıp gezerlerdi.

Çok iyi yönetildiği sağlık otoriteleri tarafından da kabul edilen sürecin sonunda, geriye dönü baktığımızda önemli bir başarı hikayesi ile algıcıların üst üste yaşadıkları hayal kırıklıklarını görüyoruz. Şükür ki milleti için seferber olan, milleti için varını yoğunu ortaya koyan ve milletini aldatmayan bir devletimiz var!