Dile kolay 21 şehirde 63 ayrı yangın neredeyse aynı zamanda çıkıyor. Bunların bazıları kaza ve hatta bazıları kendiliğinden (oraya atılmış bir şişenin büyüteç vazifesi görerek ateşlemeyi başlattığı sık görülen bir olaydır.) çıkmış bile olabilir. Ne var ki, durum daha vahim. 
Orman yangınları eşzamanlı çıkınca akla gelen tek şey vardır bu memlekette. Hemen bunun teröristlerce çıkartıldığını düşünürsünüz doğal olarak. Zaten bazı gözaltılar da var. Gerçekler ortaya çıkacak elbet. Haydi diyelim Marmaris yangınını çocuklar çıkartmış olsun, bu yangınların bazılarının terör bağlantılı olma ihtimali hiç zayıf değil.
Hal böyle olunca ne yaparsınız? Doğal olarak bu yangınları çıkartanları kınar, onlara lanet okursunuz değil mi? Çoğumuz da öyle yaptı zaten. Birkaç uç ve uçuk muhalif de belki kasten belki de yalan haberlere kanarak hükûmeti suçlayacak yer aradı. Biri de daha büyük yangın talebiyle bizleri şaşırtmadı. Bunlar normalden sayılıyor artık. Ama bunu yapanlar bile önce bir “geçmiş olsun” veya “yakana lanet olsun” demeyi ihmal etmedi. Kılıçdaroğlu bile "Bu bir sabotaj mı, devlet bunu mutlaka tespit edecektir. Ormanlarımızın, hayatını kaybeden vatandaşlarımızın, çalışanlarımızın, ormanlarda yaşayan canlıların hesabı sorulur. Bu konuda hepimiz biriz; tek yüreğiz. Bu böyle bilinsin!" dedi.

Ne var ki senelerdir tanıdığım, saygı duyduğum bir ismin Facebook paylaşımı beni derinden yaraladı. Kendisine “Hocam” diye hitap ettiğim Necmi Gürsakal Facebook’ta aynen şunu yazdı; 
“Sınırlarını ve ormanlarını koruyamayan bir ülke olmanın utancı hepimize… Yazıklar olsun…”
Gördüğümde beynimden vurulmuşa döndüm ve aynen şu soruyu sordum;
“Teröristin hiç mi suçu yok?”
Benden sonra epey tepki almış olmalı Profesör Doktor Necmi Gürsakal’ın bu paylaşımı. Kendisini Bursa basını iyi tanır. Popüler bir isimdir o yüzden birçok kişi tepki vermiş olmalı. Unutmadan bir de şunu sordum kendisine Facebook üzerinden; 
“Sınırlarımız geçildi de düşman işgale mi kalktı yoksa? ‘sınırlarını koruyamayan’ ne demek?”
Sonra bilgisayarı kapattım. Sabah tekrar bağlandığımda bu paylaşımını silmiş olduğunu gördüm Necmi Gürsakal’ın. Yerine biraz “Sarcastic” yani kinayeli şu paylaşımı koymuştu;
“Teröre lanet olsun. Ormanlarını koruyamayan bir ülke olmanın utancı ise sadece bana…”

Son soruma cevap verdi mi vermedi mi bilmiyorum o yüzden.
Bu bende bir şok etkisi daha yarattı. Necmi hoca ile çok sohbetimiz olmuştu zamanında. Genç bir gazeteciyken Santral Garaj’daki bir meyhanede baş başa oturup sohbet etmişliğimiz dahi vardır. (O zamanlar şimdiki aklım olmadığından içki de içerdim) Kendisini aklıselim biri olarak tanırdım. Memleketimizin ormanlarını koruyamadığı zannına nasıl kapılmış, nasıl bu fikirde ısrarcı anlayamadım doğrusu. Ve de hiç yakıştıramadım. Zaten yorumlara bakarsanız herkes soruyor, “Her ağacın başına adam mı dikeceğiz?” diye.
Necmi Gürsakal ABD eski başkanı Trump’ı da aşmış. Trump Orman Bakım çalışanları ile itfaiyecileri suçlamakla yetinmişti sadece. Neyse neticede de utancı üstlenmiş…
Uludağ Üniversitesi’nin tanınmış hocası Prof. Dr. Necmi Gürsakal bu utanç meselesini öğrencileriyle de tartışacaktır elbet ama okuldaki öğretim üyesi arkadaşları ve Bursa kamuoyu ne der onu merak ederim.
Türkiye’nin utanacak bir şeyi yok Sayın Gürsakal!
Bu millet F16’lı teröriste karşı savundu memleketini. Sen merak etme sınırlarımız da güvende…