Aşı karşıtlığı bazı hastalıkların tekrar yayılmasına neden oluyor!
Aşı karşıtlığı bazı hastalıkların tekrar yayılmasına neden oluyor!
Son yıllarda aşı karşıtlığı hareketi, dünya genelinde halk sağlığını tehdit eden ciddi bir sorun haline gelmiş durumda. Aşıların güvenliği ve etkinliği konusunda yayılan yanlış bilgiler, birçok kişinin aşı olmayı reddetmesine neden oluyor. Bu durum, daha önce neredeyse tamamen ortadan kaldırılmış olan bazı hastalıkların yeniden ortaya çıkmasına ve yayılmasına yol açıyor. Uzmanlar, bu endişe verici eğilimin ciddi halk sağlığı riskleri taşıdığı konusunda uyarıyor.
Haber Giriş Tarihi: 03.09.2024 16:44
Haber Güncellenme Tarihi: 03.09.2024 16:44
Kaynak:
Fatma Hatun ALTIKARDEŞ
Aşı karşıtlığının en belirgin sonuçlarından biri, kızamık gibi bulaşıcı hastalıkların tekrar yayılması oldu. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre, kızamık vakaları son beş yılda dünya genelinde ciddi bir artış gösterdi. 2019 yılında, 2000'li yılların başında neredeyse tamamen yok edilen kızamık, aşı karşıtlığı nedeniyle birçok ülkede yeniden yayılmaya başladı. ABD'de 2019 yılında yaşanan kızamık salgını, aşılanmamış bireylerin sayısındaki artışla doğrudan ilişkilendirildi. Aynı yıl, Avrupa'da da benzer bir artış gözlemlendi; özellikle aşılanma oranlarının düşük olduğu bölgelerde kızamık vakalarında büyük bir artış yaşandı.
Kızamığın yanı sıra, difteri ve boğmaca gibi hastalıklar da aşı karşıtlığı nedeniyle yeniden yayılma tehlikesiyle karşı karşıya. Difteri, aşıların yaygınlaşmasıyla neredeyse tamamen ortadan kaldırılmıştı; ancak son yıllarda bazı bölgelerde bu hastalığın yeniden görülmeye başladığı bildirildi. Aynı şekilde, boğmaca vakaları da artış gösteriyor. CDC (Amerikan Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri) verilerine göre, boğmaca vakaları son on yılda belirgin bir şekilde arttı ve bu artışın en önemli nedenlerinden biri aşılanma oranlarındaki düşüş olarak gösteriliyor.
Aşı karşıtlığının arkasındaki nedenler, genellikle yanlış bilgi ve dezenformasyon kaynaklıdır. Sosyal medya platformları ve bazı internet siteleri, aşıların otizm gibi ciddi yan etkilere neden olduğu yönünde bilimsel temeli olmayan iddiaları yayarak halk arasında korku ve güvensizlik yaratıyor. Bu yanlış bilgiler, özellikle çocuklarını aşılatmayı reddeden ebeveynler arasında yaygınlaşıyor. Ayrıca, bazı dini ve kültürel inançlar da aşı karşıtlığını tetikleyebiliyor. Bu durum, toplum bağışıklığının (herd immunity) zayıflamasına ve aşı ile önlenebilir hastalıkların yeniden ortaya çıkmasına yol açıyor.
Yapılan bilimsel araştırmalar, aşıların güvenli ve etkili olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Örneğin, 2019 yılında yapılan kapsamlı bir araştırma, aşıların otizmle hiçbir şekilde ilişkili olmadığını bir kez daha doğruladı. Bu çalışma, Danimarka'da 650.000'den fazla çocuk üzerinde yapıldı ve aşıların güvenli olduğunu kanıtladı. Ancak, bu tür bilimsel bulgulara rağmen, aşı karşıtlığı hareketi güç kazanmaya devam ediyor.
Uzmanlar, aşı karşıtlığının toplum sağlığına yönelik büyük bir tehdit oluşturduğunun altını çiziyor. Johns Hopkins Üniversitesi'nden Dr. William Moss, aşı karşıtlığının özellikle çocuklar arasında ciddi sonuçlar doğurabileceğini belirtiyor. Moss, "Eğer bu eğilim devam ederse, 20. yüzyılın başlarında büyük salgınlara neden olan hastalıkların geri dönmesi kaçınılmaz olacak" uyarısında bulunuyor.
Birçok ülke, aşı karşıtlığına karşı çeşitli önlemler almaya başladı. Fransa, İtalya ve Almanya gibi ülkeler, çocukların okula başlamadan önce zorunlu aşıların yapılmasını şart koşan yasalar çıkardı. Bu yasalar, aşı karşıtlığının yayılmasını engellemeyi ve toplum bağışıklığını korumayı amaçlıyor. Ayrıca, sosyal medya platformları da aşı karşıtı içerikleri sınırlamak için adımlar atmaya başladı. Facebook ve YouTube gibi platformlar, aşı karşıtı grupların ve içeriklerin yayılmasını engellemek için algoritmalarını güncelledi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Aşı karşıtlığı bazı hastalıkların tekrar yayılmasına neden oluyor!
Son yıllarda aşı karşıtlığı hareketi, dünya genelinde halk sağlığını tehdit eden ciddi bir sorun haline gelmiş durumda. Aşıların güvenliği ve etkinliği konusunda yayılan yanlış bilgiler, birçok kişinin aşı olmayı reddetmesine neden oluyor. Bu durum, daha önce neredeyse tamamen ortadan kaldırılmış olan bazı hastalıkların yeniden ortaya çıkmasına ve yayılmasına yol açıyor. Uzmanlar, bu endişe verici eğilimin ciddi halk sağlığı riskleri taşıdığı konusunda uyarıyor.
Aşı karşıtlığının en belirgin sonuçlarından biri, kızamık gibi bulaşıcı hastalıkların tekrar yayılması oldu. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre, kızamık vakaları son beş yılda dünya genelinde ciddi bir artış gösterdi. 2019 yılında, 2000'li yılların başında neredeyse tamamen yok edilen kızamık, aşı karşıtlığı nedeniyle birçok ülkede yeniden yayılmaya başladı. ABD'de 2019 yılında yaşanan kızamık salgını, aşılanmamış bireylerin sayısındaki artışla doğrudan ilişkilendirildi. Aynı yıl, Avrupa'da da benzer bir artış gözlemlendi; özellikle aşılanma oranlarının düşük olduğu bölgelerde kızamık vakalarında büyük bir artış yaşandı.
Kızamığın yanı sıra, difteri ve boğmaca gibi hastalıklar da aşı karşıtlığı nedeniyle yeniden yayılma tehlikesiyle karşı karşıya. Difteri, aşıların yaygınlaşmasıyla neredeyse tamamen ortadan kaldırılmıştı; ancak son yıllarda bazı bölgelerde bu hastalığın yeniden görülmeye başladığı bildirildi. Aynı şekilde, boğmaca vakaları da artış gösteriyor. CDC (Amerikan Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri) verilerine göre, boğmaca vakaları son on yılda belirgin bir şekilde arttı ve bu artışın en önemli nedenlerinden biri aşılanma oranlarındaki düşüş olarak gösteriliyor.
Aşı karşıtlığının arkasındaki nedenler, genellikle yanlış bilgi ve dezenformasyon kaynaklıdır. Sosyal medya platformları ve bazı internet siteleri, aşıların otizm gibi ciddi yan etkilere neden olduğu yönünde bilimsel temeli olmayan iddiaları yayarak halk arasında korku ve güvensizlik yaratıyor. Bu yanlış bilgiler, özellikle çocuklarını aşılatmayı reddeden ebeveynler arasında yaygınlaşıyor. Ayrıca, bazı dini ve kültürel inançlar da aşı karşıtlığını tetikleyebiliyor. Bu durum, toplum bağışıklığının (herd immunity) zayıflamasına ve aşı ile önlenebilir hastalıkların yeniden ortaya çıkmasına yol açıyor.
Yapılan bilimsel araştırmalar, aşıların güvenli ve etkili olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Örneğin, 2019 yılında yapılan kapsamlı bir araştırma, aşıların otizmle hiçbir şekilde ilişkili olmadığını bir kez daha doğruladı. Bu çalışma, Danimarka'da 650.000'den fazla çocuk üzerinde yapıldı ve aşıların güvenli olduğunu kanıtladı. Ancak, bu tür bilimsel bulgulara rağmen, aşı karşıtlığı hareketi güç kazanmaya devam ediyor.
Uzmanlar, aşı karşıtlığının toplum sağlığına yönelik büyük bir tehdit oluşturduğunun altını çiziyor. Johns Hopkins Üniversitesi'nden Dr. William Moss, aşı karşıtlığının özellikle çocuklar arasında ciddi sonuçlar doğurabileceğini belirtiyor. Moss, "Eğer bu eğilim devam ederse, 20. yüzyılın başlarında büyük salgınlara neden olan hastalıkların geri dönmesi kaçınılmaz olacak" uyarısında bulunuyor.
Birçok ülke, aşı karşıtlığına karşı çeşitli önlemler almaya başladı. Fransa, İtalya ve Almanya gibi ülkeler, çocukların okula başlamadan önce zorunlu aşıların yapılmasını şart koşan yasalar çıkardı. Bu yasalar, aşı karşıtlığının yayılmasını engellemeyi ve toplum bağışıklığını korumayı amaçlıyor. Ayrıca, sosyal medya platformları da aşı karşıtı içerikleri sınırlamak için adımlar atmaya başladı. Facebook ve YouTube gibi platformlar, aşı karşıtı grupların ve içeriklerin yayılmasını engellemek için algoritmalarını güncelledi.
(Fatma Hatun Altıkardeş)
Kaynak: Fatma Hatun ALTIKARDEŞ
En Çok Okunan Haberler