Avrupa'da evsizlik sorunu kontrolden çıkıyor

Avrupa’da evsizlik, ekonomik eşitsizlik, yetersiz barınma politikaları ve artan yaşam maliyetlerinin birleşimiyle derinleşiyor. Özellikle büyük şehirlerde konut fiyatlarının hızla yükselmesi, dar gelirli kesimler için ev sahibi olmayı neredeyse imkansız hale getiriyor. Yüksek kiralar, gıda fiyatları ve enerji maliyetleriyle birleşince, birçok kişi, özellikle düşük gelirli ve genç nüfus, kalacak bir yer bulmakta zorlanıyor. Bunun yanı sıra, işsizlik, zihinsel sağlık sorunları, ailevi problemler ve uyuşturucu bağımlılığı gibi sosyal faktörler de evsizlik oranlarını artıran etmenler arasında yer alıyor.

Birçok Avrupa ülkesinde evsizlerin büyük çoğunluğunu yabancı uyruklu kişiler, mülteciler ve göçmenler oluşturuyor. Avrupa'nın güney ve doğu bölgelerinde, savaşlar ve siyasi çatışmalar nedeniyle göç hareketliliği artarken, bu kişiler için barınma bulmak daha da zorlaşıyor. Ayrıca, evsizlik problemi daha çok genç nüfusu etkiliyor; özellikle 18-25 yaş arasındaki bireylerin sokaklarda yaşamaya başlaması, toplumsal yapıyı tehdit ediyor.

Evsizliğin, sadece bireyler üzerinde değil, tüm toplumda büyük bir etkisi var. Evsiz kalan insanlar, çoğu zaman sağlık hizmetlerine erişim konusunda zorluklar yaşıyorlar. Yetersiz barınma koşulları, psikolojik ve fiziksel sağlık sorunlarını tetikleyebiliyor, ayrıca bu kişiler için iş bulmak da neredeyse imkansız hale geliyor. Evsizliğin toplumda yarattığı en büyük sorunlardan biri de suç oranlarının artmasıdır. Ev sahibi olamayan ve sosyal hizmetlere ulaşamayan bireyler, suç işlemek ya da tehlikeli alanlarda yaşamak zorunda kalabiliyor. Bu da genel güvenlik sorunlarını beraberinde getiriyor.

Evsizliğin, toplumun ekonomik yapısında da büyük bir yansıması oluyor. Sosyal yardımların artması ve devletin bu kişilere yönelik harcamaları, ülkelerin bütçeleri üzerinde büyük bir baskı oluşturuyor. Ayrıca, evsizlerin çoğu, sağlık, eğitim ve diğer sosyal hizmetlere erişemedikleri için devletlerin refah sistemini daha da zorlayabiliyor.

   Birçok Avrupa ülkesi, evsizlik sorunuyla başa çıkabilmek için çeşitli çözüm arayışlarına girmiş durumda. Bazı ülkeler, barınma maliyetlerini düşürmeyi ve sosyal konut projelerini arttırmayı hedeflerken, diğerleri ise evsizlerin sağlık ve psikolojik destek alabilmesi için çalışmalar yapıyor. Finlandiya örneği, bu konuda başarılı bir model olarak öne çıkıyor. Ülke, “Konuta Yerleşmeden Hiçbir Şey” yaklaşımını benimseyerek, evsizlik sorununu büyük ölçüde çözmeyi başardı. Evsizlere doğrudan barınma sağlamak, birinci adım olarak kabul edilerek, konut politikalarının merkezine yerleştirildi.

Almanya, Fransa, Hollanda gibi ülkelerde de evsizlere yönelik kriz merkezleri ve geçici barınma çözümleri arttı. Ancak, bu tür geçici çözümler, kalıcı barınma çözümleri kadar etkili olmuyor. Uzmanlar, uzun vadede evsizlik sorununu çözebilmek için sadece geçici barınma değil, aynı zamanda ekonomik desteğin artırılması, eğitim fırsatlarının sunulması ve zihinsel sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesi gerektiğini belirtiyor.

(Fatma Hatun Altıkardeş)