Buzullar, 30 yılda tüketilecek sudan daha fazlası eriyor 

Uluslararası bir araştırma ekibinin yürüttüğü bir çalışmada 2000 ve 2021 yılları arasında dünya çapında eriyen buzul miktarı incelendi. Araştırmacılar, uydular ve yer gözlem istasyonlarından alınan verileri kullanarak buzulların kitlesel kaybını detaylıca hesapladı. Bulgulara göre bu dönem içerisinde toplamda 4.5 trilyon ton buzun eridiği belirtildi. Bu ciddi erimenin etkisi yalnızca ekosistemler üzerinde değil, aynı zamanda insanlık için hayati önem taşıyan su kaynakları üzerinde de kendini gösteriyor.

Araştırmada öne çıkan en çarpıcı bulgulardan biri de eriyen buzulların deniz seviyesine olan etkisi. Bilim insanları, yalnızca bu yirmi yıllık süreçte buzul erimelerinin deniz seviyesini yaklaşık 21 mm yükselttiğini ifade ediyor. Bu, kıyı bölgelerinde yaşayan milyonlarca insan için bir tehlike çanı niteliğinde. Deniz seviyesindeki yükselme, sel riskini artırırken tarım arazilerini, yerleşim yerlerini ve ekosistem dengesini de tehdit ediyor.

Buzullardaki hızla artan kaybın nedenleri arasında sera gazı emisyonlarının önemli bir rol oynadığı vurgulanıyor. Karbondioksit (CO2) ve metan (CH4) gibi gazların atmosferdeki yoğunluğu arttıkça, iklim sistemi üzerindeki ısınma etkisi de bununla doğru orantılı hale geliyor. Özellikle Grönland ve Antarktika gibi büyük buz örtülerinin geçtiğimiz yıllarda rekor düzeyde kütle kaybına uğraması da bu durumun en somut örnekleri arasında yer alıyor.

Uzmanlara göre, mevcut durumda buzulların tamamen erimesi durumunda dünya genelinde deniz seviyesinde yaklaşık 70 metrelik bir yükselme meydana gelebilir. Bu felaket senaryosu yaşam alanlarının büyük kısmını sular altında bırakacağı gibi dünya genelinde ekosistemlerin de geri döndürülemez bir şekilde değişmesine yol açabilir.

Peki ne yapılabilir? Uzmanlar, küresel ölçekte acil önlemler alınmadığı takdirde bu gidişatın felakete doğru yol alacağını ifade ediyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarının hızla benimsenmesi, karbon salınımının azaltılması ve bireysel düzeyde enerji tasarrufu gibi adımlar atılması gereken en önemli politikalar arasında yer alıyor. Ayrıca buzul alanlarında bilimsel çalışmaların artırılarak erimeyi yavaşlatacak doğal çözümlerin geliştirilmesi de kilit önemde.

(Dilvin Altıkardeş)