Çin-Türkiye ticaret iş birliklerinde yeni anlaşmalar imzalandı 

Türkiye ve Çin heyetleri arasında gerçekleşen son toplantıda, hem ekonomik ilişkilere hem de stratejik ortaklıklara katkı sağlayacak birkaç önemli protokol imzalandı. Bu anlaşmalar, sürdürülebilir büyüme hedefleri doğrultusunda iki ülkenin ticari bağlarını güçlendirmeyi amaçlıyor.

Toplantı sonrası yapılan açıklamalara göre, anlaşmaların ağırlıklı olarak enerji, teknoloji transferi, altyapı yatırımları ve lojistik gibi stratejik alanlarda yoğunlaştığı görülüyor. Özellikle enerji sektöründe yapılan ortak çalışmaların Türk ekonomisine ciddi katkılar sunması bekleniyor. Türkiye’nin yenilenebilir enerji projelerine yönelik Çin’den sağladığı finansman kaynağı, bu alandaki yatırımları hızlandıracak. Öte yandan, lojistik alanında imzalanan anlaşmalar, Türkiye’nin “kuşak ve yol” olarak bilinen modern İpek Yolu projesindeki rolünü daha da pekiştirecek.

İki ülke arasında ticaret hacmi geçtiğimiz beş yılda istikrarlı bir şekilde artış gösterdi. Ancak, bu ilişkilerin dengesiz bir yapıya sahip olduğu yönündeki eleştiriler dikkat çekiyor. 2022 yılı verilerine göre, Çin’den Türkiye’ye yapılan ithalat, ihracata kıyasla dört kat daha fazla. Bu durum, Türkiye’nin dış ticaret açığını artıran kalemlerden biri olarak öne çıkıyor. Yetkililer bu yeni hamlelerle ihracatı artırmayı ve iki taraf arasındaki ticaret dengesizliğini gidermeyi amaçlıyor.

Araştırmalara göre, Çin’in Türkiye’ye yaptığı yatırımların büyük bir kısmı altyapı projelerinde yoğunlaşmakta. Özellikle İstanbul ve Ankara’da projeleri sürdüren Çinli şirketler, hem yerel istihdamı artırmayı hem de uluslararası standartlarda hizmet sunmayı hedefliyor. Türkiye ise karşılıklı yatırımları artırmak adına Çinli girişimcileri teşvik edecek yeni politikalar üzerinde çalışıyor. Buna örnek olarak Türk yetkililerin Çinli yatırımcılar için uygulayacağı özel ekonomik bölgeler önerisi dikkat çeken başlıklar arasında yer aldı.

Teknolojik iş birlikleri de anlaşmalarda önemli bir yer tutuyor. Türk teknoloji şirketlerinin Çin teknolojisini yakından takip ederek yerli üretimde inovasyonu artırmaya çalıştığı görülüyor. Özellikle yapay zeka ve akıllı şehir projelerindeki bilgi alışverişi, Türk teknoloji sektörünün global ölçekte rekabetçiliğini artırabilir.

(Sema Yüksel Güngörmez)