SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Kanser riskini menopoz değil ilerleyen yaş artırıyor

Kadınlar arasında kanser riskiyle ilgili uzun yıllardır süregelen bir inanış, menopoz dönemiyle ilişkilendirilirken, yeni bir araştırma bu görüşü sorguladı. Araştırmalar, kanser riskinin menopozdan değil, aslında yaşın ilerlemesinden kaynaklandığını ortaya koyuyor. Uzmanlar, menopozun kanser gelişiminde tek başına belirleyici bir faktör olmadığını, bunun yerine yaşlanma sürecinin vücutta yarattığı biyolojik değişikliklerin, kansere yatkınlık oluşturduğunu vurguluyor.

Haber Giriş Tarihi: 26.01.2025 17:38
Haber Güncellenme Tarihi: 26.01.2025 17:38
Kaynak: Sema Yüksel Güngörmez
Kanser riskini menopoz değil ilerleyen yaş artırıyor

Kadınlarda menopoz, adet döngüsünün sonlandığı ve hormon seviyelerinin önemli ölçüde değiştiği bir dönem olarak tanımlanıyor. Bu dönemle birlikte, östrojen ve progesteron seviyelerinin azalması, bazı kanser türlerinin riskini artırdığına dair yaygın bir görüş bulunuyor. Özellikle meme kanseri, rahim kanseri ve yumurtalık kanseri gibi hormon duyarlı kanserlerin menopoz sonrası daha sık görüldüğü düşünülüyordu.

Ancak, yeni araştırmalar bu ilişkiyi sorguluyor. Yapılan çalışmalar, menopozun kadınlarda kanser gelişimini doğrudan etkilemediğini ve aslında kanser riskinin yaşın ilerlemesiyle orantılı olarak arttığını gösteriyor. 2023 yılında yayımlanan bir araştırmaya göre, yaş ilerledikçe vücutta meydana gelen hücresel değişikliklerin, kanser hücrelerinin çoğalmasını tetikleyebileceği belirtiliyor.

   Kanser, genellikle hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğalması sonucu ortaya çıkıyor. Yaşlanma süreciyle birlikte vücutta DNA hasarlarının birikmesi, hücre bölünmesindeki hataların artması ve bağışıklık sisteminin zayıflaması gibi faktörler, kansere yatkınlığı artırıyor. Yaşla birlikte vücutta biriken bu değişiklikler, kanserin gelişmesine zemin hazırlıyor.

Çalışmalar, 50 yaş ve üzerindeki kadınlarda kanser riskinin arttığını ve bu artışın menopozla doğrudan bir ilişkisi olmadığını ortaya koyuyor. Örneğin, menopoz sonrası kadınların meme kanseri riski, genellikle yaşın ilerlemesiyle paralel bir şekilde artmaktadır. Bu, sadece menopozun değil, aynı zamanda yaşla gelen biyolojik değişikliklerin kanser riskini artırdığını gösteriyor.

Uzmanlar, kanserin erken teşhisinin tedavi başarısını büyük ölçüde artırdığını belirtiyor. Bu nedenle, menopoz sonrası dönemde kadınların düzenli sağlık kontrollerine devam etmeleri, yaşlanmaya bağlı artan kanser riskine karşı hayati önem taşıyor. Erken evrede tespit edilen kanserler, daha az invaziv tedavi gerektiriyor ve iyileşme şansı çok daha yüksek.

Özellikle meme kanseri gibi sık görülen kanser türlerinde, mamografi, ultrason ve MR gibi tarama yöntemlerinin kullanılması, kadınların kanserle mücadelesinde hayati bir rol oynuyor. Ayrıca, genetik yatkınlık gibi faktörlerin de göz önünde bulundurulması, kişiye özel tarama programlarının oluşturulmasını sağlıyor.

   Menopoz, kadın sağlığını etkileyen bir dönüm noktası olsa da, uzmanlar menopoz sonrası dönemde kanser riskini azaltmak için sağlıklı yaşam alışkanlıklarının önemini vurguluyor. Düzenli egzersiz yapmak, dengeli bir diyetle beslenmek, alkol ve sigara kullanımını sınırlamak gibi yaşam tarzı değişiklikleri, kanser riskini önemli ölçüde azaltabiliyor.

Özellikle dengeli bir kilo aralığının korunması, hormon seviyelerinin dengelenmesine yardımcı olabilir. Ağırsız hareketler ve stres yönetimi de bağışıklık sistemini güçlendirerek kanserle mücadelede yardımcı olabilir.

Yeni araştırmalar, yaşlanmanın kanser gelişimi üzerindeki etkilerini daha ayrıntılı bir şekilde incelemeyi sürdürüyor. Bu alandaki çalışmalara daha fazla kaynak ayrılması, kanserin biyolojik süreçlerini daha iyi anlamamıza ve kişiselleştirilmiş tedavi yöntemlerinin geliştirilmesine olanak tanıyabilir.

Araştırmaların bir diğer önemli konusu, genetik faktörlerin kanser üzerindeki etkilerini daha derinlemesine incelemek. Genetik yatkınlık, bazı kişilerin kanser gelişimine karşı daha hassas olmasına neden olabilir. Bu bağlamda, genetik testler ve kişiye özel tarama yöntemlerinin gelecekte daha fazla kullanılması bekleniyor.

(Sema Yüksel Güngörmez)

Kaynak: Sema Yüksel Güngörmez

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.