SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Maske kullanımı tükenmişlik sebebi! 

COVID-19 pandemisi, yalnızca fiziksel sağlığı değil, insanların psikolojik ve duygusal durumlarını da derinden etkiledi. Maskeler, pandemi sürecinin simgelerinden biri haline gelirken, bir süre boyunca herkesin günlük yaşamının ayrılmaz bir parçası oldu. Ancak son dönemde yapılan araştırmalar, maske kullanımının fiziksel sağlık kadar ruhsal sağlığı da etkileyebileceğine işaret ediyor. Uzmanlar, sürekli maske takmanın, insanlarda psikolojik tükenmişlik ve ruh hali bozukluklarına yol açabileceğini belirtiyor.

Haber Giriş Tarihi: 01.01.2025 15:59
Haber Güncellenme Tarihi: 01.01.2025 15:59
Kaynak: Ramazan Gültaş
Maske kullanımı tükenmişlik sebebi! 

Pandeminin ilk yıllarında, maskeler, sağlık güvenliğini sağlamanın en etkili yolu olarak kabul edildi. Ancak uzun süreli maske kullanımı, insanların psikolojik sağlığını da olumsuz şekilde etkiledi. Özellikle sosyal izolasyon, kimlik kaybı, anonimleşme hissi ve başkalarıyla empati kurmanın zorluğu, maske kullanımının insanlar üzerindeki olumsuz etkilerini artırdı.

Psikologlar, maskelerin, insanların yüz ifadelerini gizlemesi nedeniyle sosyal etkileşimin azaldığını ve bunun da duygusal sağlığı olumsuz etkilediğini belirtiyor. Yüz ifadeleri, insanlar arasındaki empatiyi güçlendiren temel araçlardan biridir. Maskeler ise bu etkileşimi sınırlayarak, yalnızlık, depresyon ve anksiyete gibi psikolojik sorunlara yol açtı. İnsanlar, diğerlerinin duygusal durumlarını doğru şekilde okuyamadıkları için iletişimde zorluk yaşadı. Bu durum, özellikle sosyal kaygısı olan kişiler için daha da zorlayıcı oldu.

   COVID-19'un ardından iş dünyasında ve çeşitli sektöre bağlı mesleklerde, tükenmişlik sendromu (burnout) önemli bir sorun haline geldi. Bu sendrom, aşırı stres ve uzun süreli duygusal tükenmişlik sonucu ortaya çıkar. Pandemi sırasında sağlık çalışanları başta olmak üzere birçok sektörde çalışanlar, maskeleri sürekli kullanmak zorunda kaldılar. Bu durum, psikolojik olarak aşırı yorulmalarına ve tükenmişlik duygusuna yol açtı.

Maske kullanımı, özellikle yüzeysel bir koruma aracı olarak kalmadı; sağlık çalışanlarının, maskeleri takarken yoğun stresle karşılaşmalarına neden oldu. Yapılan bir araştırma, pandeminin ilk dönemlerinde sağlık sektöründeki çalışanların %30’unun tükenmişlik sendromu yaşadığını ortaya koydu. Sürekli maske takmanın, baş ağrıları, yorgunluk ve bedensel rahatsızlıkların yanında ruhsal tükenmişlik yaratabileceği sonucuna varıldı.

Maske kullanımı, yalnızca sağlık sektörü ile sınırlı kalmadı; toplumsal hayatın her alanında insanlar maske takarak dışarı çıkmak zorunda kaldılar. Bunun sonucu olarak, sosyal etkileşimlerde de büyük bir değişim yaşandı. Maskeler, insanları anonimleştirerek sosyal bağları zayıflattı. Sosyal yaşamda yüzlerimizi başkalarına göstermek, insanlar arasındaki duygusal bağların kurulmasında kritik bir öneme sahiptir. Maskeler, bu bağları gizleyerek, insanlarda bağlantısızlık ve yalnızlık hissi oluşturdu.

Birçok birey, maskelerin kimliklerini gizlediğini ve kendilerini tanıdıkları insanlara bile tam anlamıyla göstermediklerini hissettiklerini belirtiyor. Bu durum, sosyal etkileşimde eksiklik ve tatminsizlik duygularına yol açarak, psikolojik sağlığı olumsuz etkiledi.

   Psikiyatristler ve psikologlar, maske kullanımının ruhsal sağlığı olumsuz etkilemesinin uzun vadeli etkilerinden endişe duyuyorlar. Sürekli maske takma ve sosyal izolasyonun, kişilerin öz-değer algılarını zedeleyebileceğini belirten uzmanlar, maskelerin psikolojik bağlamda duygusal bir bariyer oluşturduğunu ifade ediyor. Yüz ifadelerinin görülmemesi, insanlarda empati eksikliği yaratırken, bu da özellikle duygusal bağlar kurmada güçlük yaşanmasına yol açabiliyor.

Maske kullanımı sonrası sosyal yaşantının normale dönmesiyle birlikte, uzmanlar, bireylerin sosyal ilişkilerini yeniden güçlendirmeleri gerektiğini vurguluyor. Ayrıca, tükenmişlik sendromu yaşayan kişilerin daha fazla destek almaları ve psikolojik terapi gibi yöntemlere yönelmeleri öneriliyor.

(Ramazan Gültaş)

Kaynak: Ramazan Gültaş

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.