Hızlı moda, düşük maliyetli ve yüksek hacimli üretimle tüketicilere hızla ulaştırılan kıyafetlerin üretildiği bir model olarak son yıllarda yoğun eleştiriler alsa da, büyük moda markaları bu stratejiden vazgeçmiyor. Çevresel ve etik sorunlara rağmen, moda devleri hâlâ hızlı moda döngüsüne sıkı sıkıya bağlı. Tüketici talebi ve rekabetin yüksek olması, markaları bu modeli sürdürmeye zorlarken, çevresel etkiler ve işçi hakları konusundaki tartışmalar gündemi meşgul etmeye devam ediyor.
Haber Giriş Tarihi: 03.10.2024 15:14
Haber Güncellenme Tarihi: 03.10.2024 15:15
Kaynak:
Dilvin ALTIKARDEŞ
Hızlı moda, modaya uygun giysilerin hızla tasarlanıp üretilerek tüketicilere düşük fiyatlarla sunulması anlamına gelir. Bu model, yeni koleksiyonların haftalık olarak mağazalara ulaştırılmasını sağlar ve tüketiciye sürekli yenilik sunar. Ancak, bu hızlı üretim döngüsü büyük çevresel ve sosyal sorunlara yol açmaktadır. Tekstil endüstrisi, dünyanın en büyük ikinci kirleticisi olarak bilinirken, hızlı moda bu kirliliği daha da artırmaktadır. Ayrıca, düşük maliyetle çalıştırılan işçilerin kötü koşullarda çalıştırılması da sıklıkla gündeme gelen bir etik sorun olarak öne çıkmaktadır.
Bir araştırmaya göre, dünya genelindeki tekstil üretiminin %85’i çöplüklere gitmekte ve her yıl milyarlarca ton tekstil atığı birikmektedir. Hızlı moda, tüketiciye sunduğu hızlı yenilik döngüsüyle, giysilerin kısa sürede modasının geçmesine ve daha fazla atık oluşmasına neden oluyor.
Çevresel baskılar ve artan eleştirilere rağmen moda devleri, hızlı moda modelinden vazgeçmekte isteksiz. Bunun temel nedeni, bu modelin getirdiği ekonomik kazanç ve tüketici talebinin hızla yenilenen trendlere yönelik olmasıdır. Birçok moda markası, hızlı modaya dayalı iş modeli sayesinde büyük kârlar elde etmekte ve bu modeli değiştirmek büyük ekonomik kayıplara yol açabileceği için direnç gösteriyor.
Yapılan bir tüketici araştırması, özellikle genç neslin uygun fiyatlı ve modaya uygun ürünlere daha fazla yöneldiğini ortaya koyuyor. 18-30 yaş arası bireyler arasında yapılan ankette, %70’lik bir kesimin modaya uygun ancak uygun fiyatlı giysileri tercih ettiği görülüyor. Bu da, büyük moda devlerinin hızlı moda modelini sürdürebilmeleri için temel tüketici kitlesinin hala güçlü bir talebi olduğunu gösteriyor.
Birleşmiş Milletler (BM) Çevre Programı tarafından yapılan araştırmalar, tekstil üretiminin her yıl 93 milyar metreküp su tükettiğini ve küresel karbon salınımının ’unun moda endüstrisinden kaynaklandığını ortaya koyuyor. Hızlı moda markalarının kısa ömürlü ürünler üretmesi, bu çevresel etkinin büyümesine neden oluyor. Ayrıca, düşük maliyetle çalıştırılan işçiler, uzun çalışma saatleri ve kötü çalışma koşullarıyla gündemde.
Bangladeş, Hindistan ve Pakistan gibi ülkelerdeki hızlı moda fabrikalarında çalışan işçilerin hakları, son yıllarda insan hakları örgütlerinin sıkça dile getirdiği bir sorun haline gelmiştir. 2021 yılında yapılan bir araştırma, bu ülkelerde çalışan işçilerin %80’inin asgari ücretin altında ücret aldığı ve kötü çalışma koşullarında çalıştırıldığını gösteriyor.
Sürdürülebilirlik Çağrıları Artıyor
Hızlı modaya karşı artan eleştiriler, moda devlerini sürdürülebilirlik adına adımlar atmaya zorlamış durumda. Bazı markalar, daha çevre dostu üretim yöntemlerine geçmeyi hedefleyen koleksiyonlar çıkarırken, geri dönüştürülebilir malzemeler kullanarak çevresel etkilerini azaltmaya çalışıyor.
Moda sektöründeki sürdürülebilirlik çabaları hızla artarken, 2022 yılında yapılan bir araştırma, dünya genelinde tüketicilerin %60’ının daha sürdürülebilir ve etik markaları tercih ettiğini gösteriyor. Ancak bu durum, büyük markaların hızlı moda modelini tamamen terk etmeleri için yeterli bir baskı oluşturmuyor.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Moda Devleri Hızlı Modadan Vazgeçmiyor!
Hızlı moda, düşük maliyetli ve yüksek hacimli üretimle tüketicilere hızla ulaştırılan kıyafetlerin üretildiği bir model olarak son yıllarda yoğun eleştiriler alsa da, büyük moda markaları bu stratejiden vazgeçmiyor. Çevresel ve etik sorunlara rağmen, moda devleri hâlâ hızlı moda döngüsüne sıkı sıkıya bağlı. Tüketici talebi ve rekabetin yüksek olması, markaları bu modeli sürdürmeye zorlarken, çevresel etkiler ve işçi hakları konusundaki tartışmalar gündemi meşgul etmeye devam ediyor.
Hızlı moda, modaya uygun giysilerin hızla tasarlanıp üretilerek tüketicilere düşük fiyatlarla sunulması anlamına gelir. Bu model, yeni koleksiyonların haftalık olarak mağazalara ulaştırılmasını sağlar ve tüketiciye sürekli yenilik sunar. Ancak, bu hızlı üretim döngüsü büyük çevresel ve sosyal sorunlara yol açmaktadır. Tekstil endüstrisi, dünyanın en büyük ikinci kirleticisi olarak bilinirken, hızlı moda bu kirliliği daha da artırmaktadır. Ayrıca, düşük maliyetle çalıştırılan işçilerin kötü koşullarda çalıştırılması da sıklıkla gündeme gelen bir etik sorun olarak öne çıkmaktadır.
Bir araştırmaya göre, dünya genelindeki tekstil üretiminin %85’i çöplüklere gitmekte ve her yıl milyarlarca ton tekstil atığı birikmektedir. Hızlı moda, tüketiciye sunduğu hızlı yenilik döngüsüyle, giysilerin kısa sürede modasının geçmesine ve daha fazla atık oluşmasına neden oluyor.
Çevresel baskılar ve artan eleştirilere rağmen moda devleri, hızlı moda modelinden vazgeçmekte isteksiz. Bunun temel nedeni, bu modelin getirdiği ekonomik kazanç ve tüketici talebinin hızla yenilenen trendlere yönelik olmasıdır. Birçok moda markası, hızlı modaya dayalı iş modeli sayesinde büyük kârlar elde etmekte ve bu modeli değiştirmek büyük ekonomik kayıplara yol açabileceği için direnç gösteriyor.
Yapılan bir tüketici araştırması, özellikle genç neslin uygun fiyatlı ve modaya uygun ürünlere daha fazla yöneldiğini ortaya koyuyor. 18-30 yaş arası bireyler arasında yapılan ankette, %70’lik bir kesimin modaya uygun ancak uygun fiyatlı giysileri tercih ettiği görülüyor. Bu da, büyük moda devlerinin hızlı moda modelini sürdürebilmeleri için temel tüketici kitlesinin hala güçlü bir talebi olduğunu gösteriyor.
Birleşmiş Milletler (BM) Çevre Programı tarafından yapılan araştırmalar, tekstil üretiminin her yıl 93 milyar metreküp su tükettiğini ve küresel karbon salınımının ’unun moda endüstrisinden kaynaklandığını ortaya koyuyor. Hızlı moda markalarının kısa ömürlü ürünler üretmesi, bu çevresel etkinin büyümesine neden oluyor. Ayrıca, düşük maliyetle çalıştırılan işçiler, uzun çalışma saatleri ve kötü çalışma koşullarıyla gündemde.
Bangladeş, Hindistan ve Pakistan gibi ülkelerdeki hızlı moda fabrikalarında çalışan işçilerin hakları, son yıllarda insan hakları örgütlerinin sıkça dile getirdiği bir sorun haline gelmiştir. 2021 yılında yapılan bir araştırma, bu ülkelerde çalışan işçilerin %80’inin asgari ücretin altında ücret aldığı ve kötü çalışma koşullarında çalıştırıldığını gösteriyor.
Sürdürülebilirlik Çağrıları Artıyor
Hızlı modaya karşı artan eleştiriler, moda devlerini sürdürülebilirlik adına adımlar atmaya zorlamış durumda. Bazı markalar, daha çevre dostu üretim yöntemlerine geçmeyi hedefleyen koleksiyonlar çıkarırken, geri dönüştürülebilir malzemeler kullanarak çevresel etkilerini azaltmaya çalışıyor.
Moda sektöründeki sürdürülebilirlik çabaları hızla artarken, 2022 yılında yapılan bir araştırma, dünya genelinde tüketicilerin %60’ının daha sürdürülebilir ve etik markaları tercih ettiğini gösteriyor. Ancak bu durum, büyük markaların hızlı moda modelini tamamen terk etmeleri için yeterli bir baskı oluşturmuyor.
(Dilvin Altıkardeş)
Kaynak: Dilvin ALTIKARDEŞ
En Çok Okunan Haberler