Öksürük, akciğer kanserinin habercisi olabilir

Uzmanlar, hastalığın erken teşhis edilmesi durumunda tedavi şansının önemli ölçüde arttığını vurguluyor. Ancak birçok kişi, belirtileri başka sağlık sorunlarıyla karıştırdığı için hastalığın ilerlemiş safhalarında tanı alıyor. Yapılan yeni araştırmalar, akciğer kanserinin erken dönemde gözlemlenebilecek bazı kritik belirtilerine dikkat çekiyor.

2024 yılında yayınlanan bir çalışma, akciğer kanseri hastalarının tanı almadan önce sıklıkla yaşadığı semptomları ortaya koydu. Çalışmada, yaklaşık 10.000 hasta incelendi ve erken evrede görülen yaygın belirtiler şu şekilde sıralandı:

Kronik Öksürük: Özellikle üç haftadan uzun süren ve nedeni belirlenemeyen öksürükler, erken bir uyarı işareti olabilir.

Nefes Darlığı: Hafif efor gerektiren aktivitelerde bile nefes almakta zorlanma, dikkat edilmesi gereken bir belirtidir.

Göğüs Ağrısı: Göğüs bölgesinde keskin veya sürekli ağrılar, akciğer tümörlerinin habercisi olabilir.

Ses Kısıklığı: Uzun süren ses kısıklığı, solunum yollarındaki değişimlerin bir göstergesi olabilir.

Kanlı Balgam: Öksürükle birlikte balgamda kan görülmesi, hemen tıbbi değerlendirme gerektiren bir belirtidir.

Araştırmalar, sigara içmenin akciğer kanseri vakalarının %85'ine neden olduğunu gösteriyor. Ancak sigara içmeyen bireylerde de bu kanser türü görülebiliyor. Pasif içicilik, hava kirliliği, genetik yatkınlık ve mesleki toksinlere maruz kalma, diğer önemli risk faktörleri arasında yer alıyor.

Akciğer kanserinin erken teşhisinin hayati önemde olduğunu vurgulayan uzmanlar, şu uyarılarda bulundu: “Özellikle sigara içen veya risk faktörlerine maruz kalan bireyler, düzenli tarama yaptırmalı. Ayrıca, yukarıda belirtilen semptomlardan bir veya birkaçını fark eden kişilerin gecikmeden bir uzmana başvurması gerekiyor.”

Uzmanlar, düşük dozlu bilgisayarlı tomografi (LDCT) taramalarının, yüksek risk grubundaki bireylerde akciğer kanserinin erken teşhisinde etkili olduğunu belirtiyor. Erken evrede teşhis edilen akciğer kanserinde beş yıllık sağkalım oranı %60’a kadar çıkabiliyor. Ancak ileri evrelerde bu oran %10’un altına düşüyor.

(Dilvin Altıkardeş)