Su kuşları, Marmara Gölü kuruyunca yakındaki DSİ'nin su alanını mesken tuttu
Su kuşları, Marmara Gölü kuruyunca yakındaki DSİ'nin su alanını mesken tuttu
Marmara Gölü’nün kurumasıyla birlikte, bölgedeki su kuşları hayatta kalmak için yeni yaşam alanları aramaya başladı. Yapılan son araştırmalar, yüzlerce su kuşunun Devlet Su İşleri’ne (DSİ) ait yakındaki su rezervuarlarına ve kanallara göç ettiğini ortaya koyuyor. Göl ekosisteminin çökmesiyle doğal habitatlarını kaybeden bu kuşlar, yaşamak için sınırlı su kaynaklarına yönelmek zorunda kaldılar. Kuruma süreci, su kuşları üzerinde büyük bir ekolojik baskı oluşturdu ve bölgedeki biyoçeşitlilik açısından alarm verici sonuçlar doğurdu.
Haber Giriş Tarihi: 07.09.2024 16:17
Haber Güncellenme Tarihi: 07.09.2024 16:17
Kaynak:
Sema Yüksel Güngörmez
Bir zamanlar Türkiye’nin önemli sulak alanlarından biri olan Marmara Gölü, balıkçılık, tarım ve yaban hayatı açısından kritik bir ekosistemdi. Ancak, 2023 yılında başlayan hızlı su kaybı, gölü tamamen kuruma noktasına getirdi. Uzmanlar, kurumanın temel nedenleri arasında iklim değişikliği, düzensiz su kullanımı ve tarımsal sulamada aşırı su çekimi gibi insan kaynaklı faktörleri sıralıyor.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan bir rapor, Marmara Gölü’nün son on yılda yağış oranlarındaki düşüş, gölü besleyen akarsuların azalması ve tarımsal faaliyetler için suyun aşırı kullanılması nedeniyle hızla küçüldüğünü belirtiyor. Ayrıca, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yapılan incelemeler, göl çevresinde kullanılan sulama sistemlerinin yeterince verimli olmadığını ve bu nedenle gölden çekilen suyun büyük miktarda buharlaştığını ortaya koyuyor.
Marmara Gölü’nün ekosisteminde önemli bir yere sahip olan su kuşları, göl kuruyunca çevredeki su kaynaklarına göç etmek zorunda kaldılar. Ege Üniversitesi Biyoloji Bölümü tarafından yapılan bir araştırma, gölde yaşayan kuş türlerinin yüzde 70’inin, Marmara Gölü’nün kurumasıyla birlikte yakındaki DSİ’ye ait su kanallarına ve rezervuarlara taşındığını gösteriyor. Bu kuş türleri arasında angıt, pelikan, sakarmeke ve flamingo gibi sulak alanlara bağımlı türler yer alıyor.
Araştırmayı yürüten biyologlar, bu göçün geçici bir çözüm olabileceğini, ancak bu alanların da uzun vadede kuşların ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kalacağını vurguluyor.
DSİ’ye ait su kanalları ve rezervuarlar, bölgedeki kuşlar için geçici bir yaşam alanı sunmuş durumda. Ancak, bu yapay su alanlarının kuşların uzun vadeli ihtiyaçlarını karşılayıp karşılayamayacağı belirsiz. Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından yapılan bir inceleme, DSİ’nin su kanallarının kuşlar için güvenli ve sürekli bir yaşam alanı sağlamadığını belirtiyor. Özellikle tarımsal sulama için kullanılan bu alanlar, mevsimsel olarak su seviyelerinde dalgalanmalara neden oluyor ve bu da kuşların yaşam alanlarını olumsuz etkiliyor.
Ayrıca, DSİ’nin sulama projeleri nedeniyle su alanlarında yapılan bakım ve temizlik çalışmaları, kuşların üreme ve barınma alanlarını bozma riski taşıyor. Bu nedenle, su kuşlarının DSİ’ye ait su alanlarına yerleşmesi, soruna kalıcı bir çözüm sunmaktan çok, geçici bir çözüm niteliği taşıyor.
Marmara Gölü’nün kuruması, yalnızca su kuşları üzerinde değil, bölgenin tüm ekosistemi üzerinde ciddi etkiler yarattı. WWF Türkiye tarafından yapılan bir çalışmaya göre, gölün kurumasıyla bölgedeki balık türleri büyük ölçüde yok oldu ve bu durum, göle bağımlı olan balıkçılık faaliyetlerini sona erdirdi. Ayrıca, göl çevresindeki tarım alanları da kuruma sürecinden olumsuz etkilenerek verim kaybı yaşadı.
Su kuşlarının göçü, ekosistemdeki gıda zincirinin bozulmasına neden oldu. Marmara Gölü çevresinde bulunan yırtıcı kuşlar ve diğer avcı türler, besin kaynaklarının azalmasıyla birlikte göç etmeye başladı.
Marmara Gölü’nün eski haline döndürülmesi ve su kuşlarının doğal habitatlarına geri dönebilmesi için çeşitli çözüm önerileri gündeme gelmiş durumda. TEMA Vakfı, gölün kurumasını önlemek için acil müdahalelerin gerektiğini savunuyor. Bu müdahaleler arasında, gölü besleyen akarsuların restore edilmesi, su yönetiminde tasarruf sağlanması ve sulama sistemlerinin modernize edilmesi gibi adımlar yer alıyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı ise Marmara Gölü’nün kurumasını önlemek için yeni projeler üzerinde çalışıldığını ve su kaynaklarının daha verimli kullanılmasını sağlayacak adımlar atılacağını duyurdu. Bu projeler arasında gölü besleyen kaynakların yeniden düzenlenmesi ve gölde su tutulmasını sağlayacak baraj projeleri yer alıyor.
Marmara Gölü’nün kuruması, bölgedeki biyoçeşitlilik ve ekosistemler üzerinde büyük bir tehdit oluşturdu. Su kuşlarının DSİ’nin su alanlarına göçü, kısa vadede bir çözüm gibi görünse de, bu durum bölgedeki ekosistemin kırılganlığını gözler önüne seriyor. Uzmanlar, Marmara Gölü gibi sulak alanların korunmasının hem biyoçeşitlilik hem de bölge ekonomisi için kritik olduğunu vurguluyor. Gölün yeniden canlandırılması ve su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi, su kuşlarının ve diğer yaban hayatı türlerinin geleceğini güvence altına alacak en önemli adımlar olarak görülüyor.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Su kuşları, Marmara Gölü kuruyunca yakındaki DSİ'nin su alanını mesken tuttu
Marmara Gölü’nün kurumasıyla birlikte, bölgedeki su kuşları hayatta kalmak için yeni yaşam alanları aramaya başladı. Yapılan son araştırmalar, yüzlerce su kuşunun Devlet Su İşleri’ne (DSİ) ait yakındaki su rezervuarlarına ve kanallara göç ettiğini ortaya koyuyor. Göl ekosisteminin çökmesiyle doğal habitatlarını kaybeden bu kuşlar, yaşamak için sınırlı su kaynaklarına yönelmek zorunda kaldılar. Kuruma süreci, su kuşları üzerinde büyük bir ekolojik baskı oluşturdu ve bölgedeki biyoçeşitlilik açısından alarm verici sonuçlar doğurdu.
Bir zamanlar Türkiye’nin önemli sulak alanlarından biri olan Marmara Gölü, balıkçılık, tarım ve yaban hayatı açısından kritik bir ekosistemdi. Ancak, 2023 yılında başlayan hızlı su kaybı, gölü tamamen kuruma noktasına getirdi. Uzmanlar, kurumanın temel nedenleri arasında iklim değişikliği, düzensiz su kullanımı ve tarımsal sulamada aşırı su çekimi gibi insan kaynaklı faktörleri sıralıyor.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan bir rapor, Marmara Gölü’nün son on yılda yağış oranlarındaki düşüş, gölü besleyen akarsuların azalması ve tarımsal faaliyetler için suyun aşırı kullanılması nedeniyle hızla küçüldüğünü belirtiyor. Ayrıca, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yapılan incelemeler, göl çevresinde kullanılan sulama sistemlerinin yeterince verimli olmadığını ve bu nedenle gölden çekilen suyun büyük miktarda buharlaştığını ortaya koyuyor.
Marmara Gölü’nün ekosisteminde önemli bir yere sahip olan su kuşları, göl kuruyunca çevredeki su kaynaklarına göç etmek zorunda kaldılar. Ege Üniversitesi Biyoloji Bölümü tarafından yapılan bir araştırma, gölde yaşayan kuş türlerinin yüzde 70’inin, Marmara Gölü’nün kurumasıyla birlikte yakındaki DSİ’ye ait su kanallarına ve rezervuarlara taşındığını gösteriyor. Bu kuş türleri arasında angıt, pelikan, sakarmeke ve flamingo gibi sulak alanlara bağımlı türler yer alıyor.
Araştırmayı yürüten biyologlar, bu göçün geçici bir çözüm olabileceğini, ancak bu alanların da uzun vadede kuşların ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kalacağını vurguluyor.
DSİ’ye ait su kanalları ve rezervuarlar, bölgedeki kuşlar için geçici bir yaşam alanı sunmuş durumda. Ancak, bu yapay su alanlarının kuşların uzun vadeli ihtiyaçlarını karşılayıp karşılayamayacağı belirsiz. Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından yapılan bir inceleme, DSİ’nin su kanallarının kuşlar için güvenli ve sürekli bir yaşam alanı sağlamadığını belirtiyor. Özellikle tarımsal sulama için kullanılan bu alanlar, mevsimsel olarak su seviyelerinde dalgalanmalara neden oluyor ve bu da kuşların yaşam alanlarını olumsuz etkiliyor.
Ayrıca, DSİ’nin sulama projeleri nedeniyle su alanlarında yapılan bakım ve temizlik çalışmaları, kuşların üreme ve barınma alanlarını bozma riski taşıyor. Bu nedenle, su kuşlarının DSİ’ye ait su alanlarına yerleşmesi, soruna kalıcı bir çözüm sunmaktan çok, geçici bir çözüm niteliği taşıyor.
Marmara Gölü’nün kuruması, yalnızca su kuşları üzerinde değil, bölgenin tüm ekosistemi üzerinde ciddi etkiler yarattı. WWF Türkiye tarafından yapılan bir çalışmaya göre, gölün kurumasıyla bölgedeki balık türleri büyük ölçüde yok oldu ve bu durum, göle bağımlı olan balıkçılık faaliyetlerini sona erdirdi. Ayrıca, göl çevresindeki tarım alanları da kuruma sürecinden olumsuz etkilenerek verim kaybı yaşadı.
Su kuşlarının göçü, ekosistemdeki gıda zincirinin bozulmasına neden oldu. Marmara Gölü çevresinde bulunan yırtıcı kuşlar ve diğer avcı türler, besin kaynaklarının azalmasıyla birlikte göç etmeye başladı.
Marmara Gölü’nün eski haline döndürülmesi ve su kuşlarının doğal habitatlarına geri dönebilmesi için çeşitli çözüm önerileri gündeme gelmiş durumda. TEMA Vakfı, gölün kurumasını önlemek için acil müdahalelerin gerektiğini savunuyor. Bu müdahaleler arasında, gölü besleyen akarsuların restore edilmesi, su yönetiminde tasarruf sağlanması ve sulama sistemlerinin modernize edilmesi gibi adımlar yer alıyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı ise Marmara Gölü’nün kurumasını önlemek için yeni projeler üzerinde çalışıldığını ve su kaynaklarının daha verimli kullanılmasını sağlayacak adımlar atılacağını duyurdu. Bu projeler arasında gölü besleyen kaynakların yeniden düzenlenmesi ve gölde su tutulmasını sağlayacak baraj projeleri yer alıyor.
Marmara Gölü’nün kuruması, bölgedeki biyoçeşitlilik ve ekosistemler üzerinde büyük bir tehdit oluşturdu. Su kuşlarının DSİ’nin su alanlarına göçü, kısa vadede bir çözüm gibi görünse de, bu durum bölgedeki ekosistemin kırılganlığını gözler önüne seriyor. Uzmanlar, Marmara Gölü gibi sulak alanların korunmasının hem biyoçeşitlilik hem de bölge ekonomisi için kritik olduğunu vurguluyor. Gölün yeniden canlandırılması ve su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi, su kuşlarının ve diğer yaban hayatı türlerinin geleceğini güvence altına alacak en önemli adımlar olarak görülüyor.
(Sema Yüksel Güngörmez)
Kaynak: Sema Yüksel Güngörmez
En Çok Okunan Haberler