Tarımda sürdürülebilirliğin anahtarı yerli tohumlar
Tarımda sürdürülebilirliğin anahtarı yerli tohumlar
Günümüz dünyasında tarım, gıda güvenliği ve ekosistemin korunması açısından kritik bir öneme sahiptir. Bu bağlamda yerli tohumların kullanımı, tarımda sürdürülebilirliğin sağlanmasında kilit bir rol oynuyor. Ancak yerel tohum çeşitlerinin korunması ve yaygınlaştırılması, küresel tohum tekellerinin hakimiyetinde olan tarım sektörü için büyük bir mücadele gerektiriyor.
Haber Giriş Tarihi: 10.04.2025 16:17
Haber Güncellenme Tarihi: 10.04.2025 16:17
Kaynak:
Fatma Hatun ALTIKARDEŞ
Uzmanların son araştırmalarına göre, yerli tohumlar bölgesel iklim koşullarına daha dayanıklı ve çeşitlilik sağlama açısından oldukça değerli. Özellikle küresel iklim değişikliğinin tarımsal ürünleri olumsuz etkilediği günümüzde, yerli tohumlar sayesinde tarımsal verim artabilir ve çevresel sürdürülebilirlik desteklenebilir. Türkiye’nin farklı bölgelerinde yapılan uygulamalı araştırmalar, yıllardır unutulmuş ya da az kullanılan yerli tohumların yeniden üretime kazandırıldığında çok daha verimli sonuçlar verdiğini ortaya koyuyor.
Geçtiğimiz yıl başlayan çeşitli kamu projeleri ve sivil toplum inisiyatifleri, Anadolu’nun zengin genetik tohum mirasının korunmasına yönelik farkındalık yaratmayı amaçlıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yayınladığı verilere göre, yerel tohumların üretimini teşvik eden programlar sayesinde binlerce küçük ölçekli çiftçi, ithal hibrit tohumlara olan bağımlılığını azaltarak kendi yerel kaynaklarını değerlendirmeye başladı. Özellikle Ege, Karadeniz ve İç Anadolu bölgelerinde gerçekleştirilen pilot projelerde yüksek başarı oranları dikkat çekiyor.
Uzmanlar, yerli tohumların sadece genetik çeşitlilik açısından değil, aynı zamanda besin değeri bakımından da ithal tohumlara kıyasla daha üstün niteliklere sahip olduğunu belirtiyor. Ayrıca, bu tohumların ekolojik uyum yeteneği sayesinde kimyasal gübre kullanımını en aza indirebildiği de vurgulanıyor. Bu da çevre kirliliğini azaltarak toprağın doğal değerini koruma açısından önemli bir katkı sağlıyor.
Buna rağmen yerli tohumların korunmasıyla ilgili bazı zorluklar devam ediyor. Özellikle ticari kaygılar nedeniyle hibrit ve genetiği değiştirilmiş tohumlar yaygın olarak kullanılmaya devam ediyor. Uzmanlar, bu tohum çeşitlerinin yüksek maliyeti ve çevreye uzun vadede olan zararlı etkilerine rağmen tercih edilmesinin, çiftçilerin uzun vadeli sürdürülebilir tarım yerine kısa vadeli kazanç peşinde koşmasından kaynaklandığını ifade ediyor.
Bu noktada kamu otoritelerinin yanı sıra bireysel çabalar da büyük önem taşıyor. Uzmanlara göre tüketiciler, yerel ürünlerin tercih edilmesi konusunda bilinçlendiğinde bu durum çiftçileri daha fazla yerli tohum kullanmaya teşvik edebilir. Çevre dostu tarım uygulamalarına geçiş için toplumun her kesiminde farkındalık yaratılması gerektiği belirtiliyor.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Tarımda sürdürülebilirliğin anahtarı yerli tohumlar
Günümüz dünyasında tarım, gıda güvenliği ve ekosistemin korunması açısından kritik bir öneme sahiptir. Bu bağlamda yerli tohumların kullanımı, tarımda sürdürülebilirliğin sağlanmasında kilit bir rol oynuyor. Ancak yerel tohum çeşitlerinin korunması ve yaygınlaştırılması, küresel tohum tekellerinin hakimiyetinde olan tarım sektörü için büyük bir mücadele gerektiriyor.
Uzmanların son araştırmalarına göre, yerli tohumlar bölgesel iklim koşullarına daha dayanıklı ve çeşitlilik sağlama açısından oldukça değerli. Özellikle küresel iklim değişikliğinin tarımsal ürünleri olumsuz etkilediği günümüzde, yerli tohumlar sayesinde tarımsal verim artabilir ve çevresel sürdürülebilirlik desteklenebilir. Türkiye’nin farklı bölgelerinde yapılan uygulamalı araştırmalar, yıllardır unutulmuş ya da az kullanılan yerli tohumların yeniden üretime kazandırıldığında çok daha verimli sonuçlar verdiğini ortaya koyuyor.
Geçtiğimiz yıl başlayan çeşitli kamu projeleri ve sivil toplum inisiyatifleri, Anadolu’nun zengin genetik tohum mirasının korunmasına yönelik farkındalık yaratmayı amaçlıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yayınladığı verilere göre, yerel tohumların üretimini teşvik eden programlar sayesinde binlerce küçük ölçekli çiftçi, ithal hibrit tohumlara olan bağımlılığını azaltarak kendi yerel kaynaklarını değerlendirmeye başladı. Özellikle Ege, Karadeniz ve İç Anadolu bölgelerinde gerçekleştirilen pilot projelerde yüksek başarı oranları dikkat çekiyor.
Uzmanlar, yerli tohumların sadece genetik çeşitlilik açısından değil, aynı zamanda besin değeri bakımından da ithal tohumlara kıyasla daha üstün niteliklere sahip olduğunu belirtiyor. Ayrıca, bu tohumların ekolojik uyum yeteneği sayesinde kimyasal gübre kullanımını en aza indirebildiği de vurgulanıyor. Bu da çevre kirliliğini azaltarak toprağın doğal değerini koruma açısından önemli bir katkı sağlıyor.
Buna rağmen yerli tohumların korunmasıyla ilgili bazı zorluklar devam ediyor. Özellikle ticari kaygılar nedeniyle hibrit ve genetiği değiştirilmiş tohumlar yaygın olarak kullanılmaya devam ediyor. Uzmanlar, bu tohum çeşitlerinin yüksek maliyeti ve çevreye uzun vadede olan zararlı etkilerine rağmen tercih edilmesinin, çiftçilerin uzun vadeli sürdürülebilir tarım yerine kısa vadeli kazanç peşinde koşmasından kaynaklandığını ifade ediyor.
Bu noktada kamu otoritelerinin yanı sıra bireysel çabalar da büyük önem taşıyor. Uzmanlara göre tüketiciler, yerel ürünlerin tercih edilmesi konusunda bilinçlendiğinde bu durum çiftçileri daha fazla yerli tohum kullanmaya teşvik edebilir. Çevre dostu tarım uygulamalarına geçiş için toplumun her kesiminde farkındalık yaratılması gerektiği belirtiliyor.
(Fatma Hatun Altıkardeş)
Kaynak: Fatma Hatun ALTIKARDEŞ
En Çok Okunan Haberler