Türk Hukuk Enstitüsü’nden İzmir Barosu’na tarihi ayar: “Hainlere hizmet ediyorlar”

 Türkiye’yi ayağa kaldıran polis memuru Şeyda Yılmaz’ın 26 suçtan sabıkalı bir kişi tarafından şehit edilmesine yönelik tepkiler devam ederken, İzmir Barosu’nun polisi şehit eden sabıkalıya destek çıkmasına da öfke artarak büyüyor. İzmir Barosu’na tepki gösteren Türk Hukuk Enstitüsü, sert bir açıklama yaparak İzmir Barosu’na haddinizi aşmayın mesajı verdi. Enstitü, Barolar Birliği’ne de yüklenerek, “Adında Türkiye olan meslek kuruluşumuz Barolar Birliği’nden Türkiye’ye ve şehidimize hasmane tutum içeren bu açıklamaya karşı bir cümle dahi edilmemesi de artık bardağı taşıran son damladır” ifadelerine yer verildi.

İşte Türk Hukuk Enstitüsü’nün sert mesajlarının yer aldığı o açıklama:

“İzmir Barosu Başkanlığı Türk devletinin ve milletinin aleyhine açıklamalarına durmaksızın devam etmektedir.

İstanbul’da yaşanan menfur saldırıda polis memurumuz Şeyda Yılmaz şehit olmuştur. Akabinde eli kanlı katile hak ettiği şekilde davranılmış, şerefli Türk adaletine teslim edilmiştir. Ancak bir takım kumandalı hainler tarafından organize şekilde katil ve terör seviciliği rolü hatırlanmış, dezenformasyona başlanmıştır. İzmir Barosu Başkanlığı ise her zamanki gibi haddini aşan beyanatlar vermesi noktasında şaşırtmamış, Türk devletinin yanında durmak yerine sözde yöneticileri tarafından arka bahçesini doldurdukları hainlere hizmet etmeye devam edilmiştir.

 Basın açıklaması incelendiğinde şehidimiz Şeyda Yılmaz için “Şehit” demek yerine kullanılan hayatını kaybeden memur ifadesi ihanetin açık tezahürüdür. İzmir Barosu Başkanlığı avukatların temsilcisi olmaktan çok siyasi ve ideolojik bir güruhun sözcüsü olmaya heves etmektedir. İzmir’in işgalinde benzer şekilde davranarak Yunan ordusunun yanında duranların sonu tarihin tozlu raflarında yerini korumaktadır.

 İzmir Barosu Başkanlığı’na meslekte sorunlara çözüm bulmaya yönelik çalışmalar yürütmesi, meslektaşlarımızın gelişimlerine yönelik faaliyetlerde bulunması tavsiyemizdir. İzmir Barosu’na bağlı avukatların da bağlı bulundukları baronun bölücü siyasete çanak tutmalarını değil bu çerçevede faaliyetler beklediğinden kuşkumuz yoktur. Adında Türkiye olan meslek kuruluşumuz Barolar Birliği’nden Türkiye’ye ve şehidimize hasmane tutum içeren bu açıklamaya karşı bir cümle dahi edilmemesi de artık bardağı taşıran son damladır. Türkiye Barolar Birliği yöneticilerinin de sessiz kalarak koltuklarını işgal etmekten öteye gitmediğini de ortaya koymaktadır. Dolayısıyla işgal ettikleri koltuklar derhal boşaltılmalıdır. Aybüke öğretmenin, Necmettin öğretmenin, Fırat Yılmaz Çakıroğlu’nun, Şeyma Yılmaz ile daha nice polisimizin ve askerimizin canına kastederek üniter yapımıza darbe vurmak isteyen sözde cübbelilerin takibimiz altında olduğunu, mesleğin yere düşürdükleri onurunu yine Türk Hukukçularının kaldıracağını, bunun için ne gerekiyorsa yapılacağından şüphe edilmemesi gerektiğini kamuoyuna bildiririz.”

(Alpaslan Yıldız)