Türkiye'de yapılan güncel araştırmalar, toplumun yaklaşık %30'unun obez olduğunu ortaya koyarak halk sağlığı açısından ciddi bir alarm veriyor. Uzmanlar, artan obezite oranının yalnızca bireylerin sağlıklarını değil, aynı zamanda sağlık sistemini de tehdit ettiğini belirtiyor.
Haber Giriş Tarihi: 03.12.2024 14:35
Haber Güncellenme Tarihi: 03.12.2024 14:35
Kaynak:
Dilvin ALTIKARDEŞ
Araştırmalar, obezitenin artışındaki temel nedenlerin başında yanlış beslenme alışkanlıkları ve hareketsiz yaşam tarzını gösteriyor. Özellikle:
--Fast food tüketiminin yaygınlaşması
--Şekerli içeceklerin aşırı tüketimi
--Düzenli fiziksel aktivitenin azalması
--Stres ve uyku bozukluklarının artması gibi faktörler, Türkiye'deki obezite oranının yükselmesine katkıda bulunuyor.
Uzmanlara göre, özellikle çocukluk çağında başlayan sağlıksız beslenme alışkanlıkları, yetişkinlikte obeziteye dönüşüyor. Bununla birlikte, genetik yatkınlık ve hormonal problemler de obezitenin nedenleri arasında yer alıyor.
Obezite, yalnızca bireysel bir sorun olmanın ötesinde, sağlık sistemi üzerinde de büyük bir yük oluşturuyor. Obeziteye bağlı gelişen tip 2 diyabet, kalp-damar hastalıkları, hipertansiyon ve bazı kanser türleri gibi kronik hastalıklar, sağlık harcamalarını ciddi şekilde artırıyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), obezitenin 21. yüzyılın en büyük halk sağlığı sorunlarından biri olduğunu vurguluyor.
Araştırmalar, Türkiye'deki obezite oranlarının bölgesel farklılıklar gösterdiğini ortaya koyuyor. Özellikle şehirlerde yaşayan bireylerde obezite oranının daha yüksek olduğu, kırsal bölgelerde ise daha düşük olduğu gözlemleniyor. Bunun nedeni, şehirlerdeki yoğun iş temposu nedeniyle hazır gıdaya yönelme ve fiziksel aktiviteye ayrılan zamanın azalması olarak gösteriliyor.
Ek olarak, gelir düzeyi ve eğitim seviyesi gibi sosyoekonomik faktörlerin de obezite üzerinde etkili olduğu belirtiliyor. Düşük gelirli ailelerde sağlıklı gıdaya erişim zorluğu ve bilinç eksikliği, obezite oranlarını artırıyor.
Türkiye'de obezite oranlarının %30 gibi yüksek bir seviyede olması, bireylerin sağlıklı yaşam alışkanlıklarını benimsemesi gerektiğini bir kez daha ortaya koyuyor. Uzmanlar, bireysel farkındalık kadar devlet politikalarının da bu alanda önemli olduğunu belirtiyor.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Türkiye'de toplumun yüzde 30'u obez
Türkiye'de yapılan güncel araştırmalar, toplumun yaklaşık %30'unun obez olduğunu ortaya koyarak halk sağlığı açısından ciddi bir alarm veriyor. Uzmanlar, artan obezite oranının yalnızca bireylerin sağlıklarını değil, aynı zamanda sağlık sistemini de tehdit ettiğini belirtiyor.
Araştırmalar, obezitenin artışındaki temel nedenlerin başında yanlış beslenme alışkanlıkları ve hareketsiz yaşam tarzını gösteriyor. Özellikle:
--Fast food tüketiminin yaygınlaşması
--Şekerli içeceklerin aşırı tüketimi
--Düzenli fiziksel aktivitenin azalması
--Stres ve uyku bozukluklarının artması gibi faktörler, Türkiye'deki obezite oranının yükselmesine katkıda bulunuyor.
Uzmanlara göre, özellikle çocukluk çağında başlayan sağlıksız beslenme alışkanlıkları, yetişkinlikte obeziteye dönüşüyor. Bununla birlikte, genetik yatkınlık ve hormonal problemler de obezitenin nedenleri arasında yer alıyor.
Obezite, yalnızca bireysel bir sorun olmanın ötesinde, sağlık sistemi üzerinde de büyük bir yük oluşturuyor. Obeziteye bağlı gelişen tip 2 diyabet, kalp-damar hastalıkları, hipertansiyon ve bazı kanser türleri gibi kronik hastalıklar, sağlık harcamalarını ciddi şekilde artırıyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), obezitenin 21. yüzyılın en büyük halk sağlığı sorunlarından biri olduğunu vurguluyor.
Araştırmalar, Türkiye'deki obezite oranlarının bölgesel farklılıklar gösterdiğini ortaya koyuyor. Özellikle şehirlerde yaşayan bireylerde obezite oranının daha yüksek olduğu, kırsal bölgelerde ise daha düşük olduğu gözlemleniyor. Bunun nedeni, şehirlerdeki yoğun iş temposu nedeniyle hazır gıdaya yönelme ve fiziksel aktiviteye ayrılan zamanın azalması olarak gösteriliyor.
Ek olarak, gelir düzeyi ve eğitim seviyesi gibi sosyoekonomik faktörlerin de obezite üzerinde etkili olduğu belirtiliyor. Düşük gelirli ailelerde sağlıklı gıdaya erişim zorluğu ve bilinç eksikliği, obezite oranlarını artırıyor.
Türkiye'de obezite oranlarının %30 gibi yüksek bir seviyede olması, bireylerin sağlıklı yaşam alışkanlıklarını benimsemesi gerektiğini bir kez daha ortaya koyuyor. Uzmanlar, bireysel farkındalık kadar devlet politikalarının da bu alanda önemli olduğunu belirtiyor.
(Dilvin Altıkardeş)
Kaynak: Dilvin ALTIKARDEŞ
En Çok Okunan Haberler