SON DAKİKA
Hava Durumu

Papa Irak'a niçin gitti?

Yazının Giriş Tarihi: 11.03.2021 20:37
Yazının Güncellenme Tarihi: 11.03.2021 20:37

Papa, Grekçe pappas kelimesinden türemiştir. Katolik kilisesinin en yüksek yöneticisi ve Vatikan Devleti’nin başkanına verilmiş dini, siyasi bir unvandır. M.S. IV. Yüzyıldan itibaren Roma piskoposu tarafından kullanılmış bir unvandır. 


Katoliklerin inancına göre Hz. İsa sadece Petrus’a “kuzularını gütme” yetkisi vermiştir. Buradaki kuzulardan kasıt elbette Katolik Hıristiyanlardır. Petrus havarilerden birisidir. M.S. 64’deki Roma yangınından imparator Neron tarafından, Roma’nın yakılmasından sorumlu tutularak çarmıha gerilmiştir. 380’de Hıristiyanlık Roma İmparatorluğunun resmi dini sayılmıştır.


Papalık Devleti için M.S. 764 yılı  başlangıç sayılmış, 1870’de bütün İtalya’yı tek bir yönetim altında toplamaya çalışan Savoya Hanedanlığı tarafından ortadan kaldırılmış iken 1929’da Lateran Anlaşması ile Papalık Devleti yeniden kurulmuştur.


Papalık 44 hektarlık, 45 km2’lik yüz ölçümüne sahip, 1.5 milyar nüfuslu katloliklerin dini-siyasi temsilcisidir. Papanın ölmesi veya istifa etmesi üzerine, dünyadaki katolik kiliselerin 80 yaşını doldurmamış kardinallerden oluşan Katolik Meclisi tarafından yeni papa seçilmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Lozan Anlaşması’nda Katolik Kilisesinin Türkiye’de varlığını kabul etmemiş buna karşılık 1929’da kurulan Vatikan Devleti’ni tanıyarak o devletin Türkiye’de büyük elçilik açmasını kabul etmiştir. Böylece Türkiye’de Katolik kilisesinin faaliyetleri, Vatikan Devleti’nin Ankara’da ki büyük elçiliği eliyle yürütülmektedir.


Papa bütün Hıristiyan Katoliklerin temsilcisi olduğundan ulusal değil evrensel bir lider durumunda sayılmaktadır. Aynı zamanda Vatikan Devleti’nin de başkanıdır. Bu yüzden Papa, başka ülkelere yaptığı ziyaretlerde, devlet başkanı sıfatıyla karşılanıp uğurlanmaktadır. Papa aynı zamanda Hz. İsa’nın “kuzularını gütme” yetkisine sahip sayıldığından, Hz. İsa’nın yeryüzündeki temsilcisi, vekili olarak kuzuları güderken, Papanın kararı, İsa’nın kararı sayılmaktadır. Papaya itiraz da doğrudan İsa’ya itiraz sayılmaktadır.


Kotalik mezhebi Hz. İsa’nın 12 havarisi üzerine şekillenmiştir. Katolik Kilisesi ve onun başındaki Papanın Hz. İsa’yı temsil ettiğine inanılması gibi 12 İmam inancını benimseyen Şii/Caferi anlayışında da 12. İmamın yokluğunda ve onun dönüşüne kadar 12. İmamın (Mehdinin) temsilcisi/vekili taklit mercii sayılan uzma sayılan Ayetüllahlardır. Taklit merciine bağlı olmaksızın bir Şii/Caferinin hayatını sürdürmesi mümkün değildir. Papalık ve İmamet inançları arasında böyle garip bir benzerlik vardır. Katolik ve Şiiliğin siyasi anlayışı doğrudan teokrasinin karşılığıdır.


Vatikan Devleti, teokratik bir devlettir. Türkiye işte bu teokratik devleti tanıyarak onun Ankara’da elçilik açmasına izin verdiği gibi kendisi de Vatikan’da elçilik açmıştır. Aynı Türkiye, Müslümanlar adına ortak (belki sembolik) bir yönetim demek olan Halifeliği kaldırmış ve bunu da büyük bir devrim saymıştır.
İşte bu Vatikan devlet başkanı Papa Franciscus, 6 Mart 2021 Cumartesi günü Irak’a gitti. Irak’ta dinler arası barış ve diyaloğu tavsiye eden bir konuşmayı da Ur şehrinde yaptı. Papanın Irak gezisinde görüldüğü gibi dinler arası diyalog için muhatap olarak Şii/Caferi olanları muhatap saymıştır. Dinler arası diyalog için neden İran Şii/Caferilerinin liderini değil de Irak Şii/Caferilerinin lideri olan Sistani’yi, Papanın muhatap saymıştır? Papanın bu tercihi doğrudan siyasi bir tercih/taktik olmalıdır. Belki de Papa bu tutumu ile Irak Şii/Caferi liderini, İran için bir çeşit aracı olarak görmüştür.


Diyalog kavramı Türkiye’de FETÖ marifetiyle çok bilinen bir kavramdır. Çünkü Fetö lideri Gülen de 1998’de Vatikan’a giderek papaya, “Papalık makamının kutsal hizmetinin bir parçası” olmak istediğini açıklamıştı. Papa’nın Irak ziyaretinde bir kere daha görüldü ki dinler arası diyalog çalışmaları, doğrudan katolik kilisesinin bir faaliyet alanıdır.


Hz. İbrahim’in bir Sümer şehri olan Ur’da doğduğuna inanılmaktadır. Ur, günümüzde Irak’ta Nasıriye şehri yakınlarında Zikar denilen antik bir yerdir. Hz. İbrahim, üç büyük kitabi din (İslam, Hıristiyanlık ve Yahudilik) tarafından kabul edilen bir nebi-resul’dür. Bu yüzden dinler arası diyalog çalışmaları içinde ortak sembol olarak seçilmiş bir isimdir. Elbette diyalog çalışmalarında yeri olan İbrahim, Kur’an’da anlatılan değil Tevrat ve İncil’de anlatılan İbrahim’dir. İki anlatımda da büyük bir fark vardır.


Irak, 1991 ve 2003’de ABD saldırısı ve işgaliyle önemli felaketler yaşadı. Bu işgallerde bir milyondan fazla Iraklı katledildi. Çok daha fazlası yaralandı, sakatlandı. Fırsatını bulanların milyonlarcası Irak dışına mülteci olarak gitmek zorunda kaldı. Bütün bunların doğrudan sorumlusu olan ABD ve İran hakkında papa, Ur’da ve diğer şehirlerde tek kelime etmedi. Çokça IŞİD’i anıp lanetledi. Elbette IŞİD lanetlenecek işler yaptı. Ancak lanetli işler sıralamasında ABD ve İran’ın yapıp ettiklerinin yanında IŞİD’in yaptıkları gölgede kalmıştır.


ABD işgaline karşı uzun süreli en önemli direniş yerlerinden birisi El-Ambar eyaletine bağlı Felluce şehri olmuştu. Karadan havadan kuşatılmış, on binlerce insan acımasızca katledildiği gibi ilaç ve gıda ambargosu, elektrik ve şehir sularının kesilmesi ile de katliamın boyutları büsbütün artmıştı. Bu katliamın doğrudan sorumlusu ise işgalci ABD ordusu, İran bağlısı Bedir Tugayları ve Barzaniye bağlı Peşmerge grupları idi. Felluce mazlum, mağdur edilip viraneye çevrilmişti.
Papa Felluce’ye giderek katliamı kınayıp barış çağrısında bulunabilirdi. Ur/Zikar şehrindeki harabelere seslenmeyi tercih etti. Irak’ta barışa engel olan, en önemli katliamlardan birisini yaşamış, gözle görülür somut bir veri olan Felluce’de ki enkazı görmedi. Papa, Irak’ta ABD’nin kurduğu düzeni vaftiz etmiş oldu.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.