PKK’yı kimler yönetiyor? PKK’nın siyasi ayağı olan HDP’nin seçimlerde aldığı kararları kimler tayin ediyor? Bu soruların karşılığını, herkesin bildiği düşünülse de cevap verirken herkesin doğruyu söylemediği açıktır.
Öcalan yakalanmadan önce PKK yönetiminde tek kişilik mutlak bir otorite kurmuştu. Yanındakiler onun izin verdiği ölçüde ancak inisiyatif sahibiydiler. Öcalan’ın yakalanmasından sonra ise PKK yönetim şeması değişti. Çünkü yönetici kadro her ne kadar sabah akşam Öcalan’a bağlılıklarını açıklamış olsalar bile Öcalan fiilen tutukluydu. PKK ile teması, izin verildiği kadarı ile avukatları veya birinci derecede akrabaları ile sağlanmaktadır. Öcalan’ın avukat ve akraba görüşmeleri ise elbette örgütün ihtiyaçlarına göre ayarlanmış değildir.
PKK’nın yürütme konseyi denilen tepe yönetiminin değişik ülkelerin (ABD, İran, İsrail, Almanya vb) istihbaratları ile yakın ilişki içinde oldukları sıkça haber olmaktadır. Dolayısı ile bu ülkelerin istihbaratlarının, PKK yönetimini etkileyip yönlendirdiği bilinmektedir. Türkiye hükümetinin uyguladığı “Açılım Politikalarının” özellikle ABD, İran ve İsrail’in ısrarı ile PKK tarafından bitirilmiş ve yeniden terör eylemleri ile şiddetli çatışmalar başlatılmıştır. PKK yönetimi bu haliyle yedi kocalı Hürmüz görüntüsü verse de yine de fiili bir yönetim kadrosuna sahiptir.
Özellikle 2019 yerel seçimleri öncesinde PKK yönetimi siyasetlerini, Duran Kalkan, Murat Karayılan, Cemil Bayık gibilerin aracılığı ile “Türkiye’nin Doğusunda Cumhur İttifakına kaybettirip, HDP’li adaylara kazandırmak, Batısında Cumhur İttifakına kazandırmamak” diye ilan etmiştir. Bu slogan veya karar HDP’nin o zamanki resmi yöneticileri Pervin Buldan ve Sezai Temelli tarafından da defalarca tekrarlanmıştır.
PKK’nın aldığı bu kararın sonunda HDP Batıdaki il ve ilçelerde aday göstermemiş, CHP’nin adaylarını, dolayısı ile Millet İttifakının adaylarını desteklemeye karar almış ve bu kararını da uygulamıştır. Böylece Batıdaki büyükşehir belediye başkan adayları seçiminde, blok halinde HDP oylarının CHP adaylarına verileceği ihtimali 2019 yerel seçimlerinden önce ortaya çıkmıştı.
Buna karşılık Cumhur İttifakı da HDP’li seçmenin, CHP adaylarına oy vermemesini temin etmeye çalışmıştı. Tunceli Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Ali Kemal Özcan, Öcalan ile görüştürülmesi halinde, onun yapacağı bir açıklama ile HDP’li seçmenin, CHP’li adaylara oy vermesini engelleyebileceği teklifini ısrarla Bülent Arınç’a iletmişti. CB Erdoğan ise Bülent Arınç ile kendisine gelen bu teklifi seçimden kısa bir süre önce kabul ederek, büyük bir siyasi hata yapmıştı. Sonuçta Ali Kemal Özcan’ın teklifi kabul edilmiş ve Öcalan ile görüşmesi sağlanmıştı. Öcalan yazdığı mektubu Özcan aracılığı ile açıklamış, “HDP’li seçmenin Cumhur ve Millet ittifakları arasındaki seçim yarışında tarafsız kalmasını” istemişti. Yani Öcalan, CHP’li adaylara oy verilmemesini istemişti.
2019 Yerel seçimler öncesinde hükümet ikinci büyük bir hata daha yapmıştı. 2004’te Hikmet Fidan ile birlikte PKK’dan ayrılan ve PKK yönetimine şiddetli muhalif olan Osman Öcalan’ı, TRT’ye çıkarıp konuşturulmasına izin vermiştir. On beş yıl önce PKK’dan kopmuş olan Osman Öcalan’ın muhalif konuşması ile PKK yönetimini de PKK hayranı HDP seçmenini de etkileyemeyeceğini hükümet öngörememiştir. Nitekim seçim sonuçlarında görülmüştür ki ne Abdullah Öcalan’ın mektubu ne de kardeşi Osman Öcalan’ın TRT’de konuşması HDP seçmeni üzerinde en küçük bir etki yapmamıştır.
Aksine değinildiği gibi önce PKK yönetiminin sonra HDP idaresinin aldığı kararla, HDP Doğu illerinde aday göstermiş, Batıdaki illerde aday göstermeyerek, seçmenlerini CHP adaylarına oy vermeye çağırmıştı. Bu havada yapılan seçimlerde Batıdaki büyükşehir belediyesi seçimlerini CHP’li adaylar, HDP’li seçmenin de katkısı ile kazanmıştı.
Buna rağmen CHP yöneticileri iki yılı aşan bir süreden beri HDP ile (dolayısı ile PKK ile) seçim ittifakı yapmadıklarını tekrarladığı gibi Millet İttifakının diğer ortaklarından İyi Parti’de kendisinin ve CHP’nin HDP ile seçim ittifakı yapmadıklarını tekrarlamıştır. HDP’nin Batı illerinde niçin aday göstermeyip CHP’li adayların desteklenmesini istediği sorularına karşılık, Cumhur İttifakının, Öcalan’ın mektubunu okutarak, Osman Öcalan’ı TRT’ye çıkararak HDP/PKK ile iş birliği yaptığını iddia etmektedir.
Herkes tarafından CHP’nin HDP/PKK ile ittifakı bilindiği için CHP yöneticileri “Ama Cumhur İttifakı da Öcalan kardeşler ile ittifak yapmıştı” diye ezik bir mahcubiyet yaşamaktadır. Cumhur İttifakının, HDP seçmenini yeterince tanımadan ve Öcalan gibi siyaset alanında asla söylenmemesi gerek isimlere değinilen imkanları vererek büyük bir hata işlemiştir. Ama PKK idaresi tercihini CHP’li adayların lehine kullanmıştır. Öcalan kardeşlerin 2019 yerel seçimler üzerinde hiçbir etkisi olmamıştır. PKK yönetiminin ağırlığı ile HDP’li seçmen oyunu CHP’li adaylara verip kazandırmıştır. CHP’li belediyelerde, meclis üyelikleri listelerinde HDP’li isimlere yer verilmesi, belediye başkan yardımcılıklarına mutlaka HDP’li birisinin atanması, HDP’nin kapatılması davasına CHP yönetiminin şiddetle itiraz etmesi de 2019 yerel seçimlerinde CHP’li adaylara verilen bu destekten dolayıdır. Buna rağmen CHP’li yöneticiler, Öcalan kardeşleri ortaya atıp PKK ile olan ittifaklarını gizlemeye çalışmaktadırlar.