SON DAKİKA
Hava Durumu

PKK (NATO’nun gizli ordusu)

Yazının Giriş Tarihi: 16.03.2021 19:53
Yazının Güncellenme Tarihi: 16.03.2021 19:53

İkinci dünya savaşının ardından 1949 yılında kuruldu NATO (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü) 30 üye ülkeden oluşuyor, Türkiye ise 1952 yılında üye oluyor.
Z kuşağı için burası önemli, dünya o zamanlar iki kutuplu bir sitem şeklinde idare ediliyor. Sosyalist blok ve Kapitalist blok ve bu blokların savaş örgütleri olan Varşova paktı ve NATO paktı kurulmuş.
NATO üyeleri komünist işgalden korktuğu için dünyanın birçok ülkesinde ülke ordularının yanında gizli ordular kurma kararı alıyor. Bu konuda CIA ve MI6 etkin rol alıyorlar.
  ‘NATO’nun Gizli Orduları, Almanya, Fransa İspanya, Portekiz, Hollanda, Lüksemburg, Belçika, Danimarka, Norveç, İtalya, Yunanistan ve Türkiye’de de kuruldu.’ Bunların eşgüdümünü, adına Müttefik Gizli Komite (Allied Clandestine Committee-ACC), Gizli Planlama Komitesi (Clandestine Planning Committee CPC) denen kuruluşlar yürüttü. Ve bu ‘gizli ordulara şifre adları’ verildi. Danimarka’da Absalon, İsviçre’de P26, Norveç’te ROC, Belçika’da SDRA8.
Kimi ülkelerde bu örgütler hiçbir zaman eyleme geçmezken, kimi ülkelerde terörün kaynağını oluşturdu, iktidarları değiştirdi.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin komuta kademesi zaten NATO’nun emrindeydi ama yetmezdi, Sovyetlere sınır olan ülkemizde gizli ordular da kurulmalıydı. Hatta NATO’ya bağlı terör örgütleri de kurulmalıydı.
Türkiye’de Kontrgerilla (Özel harp dairesi) adıyla anılan bu gizli ordu, suikastlar, faili meçhul cinayetler, insan kaçırmalar, işkenceler, toplumsal gerilim oluşturan eylemler, darbeler gibi birçok işe bulaştı.
Türkiye darbeler tarihi aslında bu “gizli ordunun” tarihidir.
Bu gizli ordunun dernekler, yazar çizerler, “aydınlar”, siyaset, ekonomi, üniversite gibi örümcek ağı misali ülkeleri saran kolları faaliyet yürüttü.
Avrupa’nın birçok ülkesinde olduğu gibi bizde de Komünizmle Mücadele dernekleri bu gizli ordu eliyle örgütlenmişti.
Ülkemizdeki komünizmle mücadele dernekleri ilk olarak Enver Altaylı (FETÖ ve 15 Temmuz darbe girişiminden hükümlü CIA ajanı) tarafından açılmıştı.
Bu derneğin iki önemli üyesini hatırlayalım; 
Ankara’da öğrencilik yıllarında bu derneğe gelip giden ve faaliyetlere katılan Abdullah Öcalan diğeri Erzurum şubesinin kurucularından Fetullah Gülen.
NATO’nun ülkemizde 40 tane üssü var ama en etkili kullandığı iki üssü PKK ve FETÖ dür. 
Biz bu yazıda kuruluşundan itibaren PKK ve patronu NATO ilişkisini değerlendirmek niyetindeyiz.
PKK kuruluşunun ilk adımları 1973 yılında atıldı bir dizi toplantıdan sonra 25 Kasım 1978 yılında parti olarak kuruldu, kimileri 1984 yılını milat alır ama bu alış cehaletten değilse kasıtlıdır çünkü 1978-1984 arası PKK’nın tek görevi Doğu ve Güney Doğu Anadolu bölgesinde silaha bulaşmadan siyaset yapan Kürt örgütlerini yok etmektir.
Rizgari, Ala Rizgari, Kuk, Kawa, Özgürlük yolu, Şivan, Beş parçacılar, Denge Kawa gibi örgütlerin liderleri dahil birçok önemli ismi PKK (o yıllarda adı APOCULAR) tarafından öldürüldü.
NATO aklı PKK’ya alan temizliği yaptırarak kendi planları için uygun zemin hazırladı, 1980 NATO darbesi bölgede uygun şartlarda oluştu.
İlk kuruluşta APOCULAR adıyla örgütlenen PKK kurucuları; Abdullah Öcalan, Kemal Pir, Haki Karer, Ali Haydar Kaytan, Duran Kalkan ve Cemil Bayık.1973 (çekirdek kadro)  
Abdullah Öcalan, Cemil Bayık, Şahin Dönmez, Ali Haydar Kaytan, Duran Kalkan, Cemil Bayık, Kemal Pir, Kesire Yıldırım (Öcalan), Musa Erdoğan, Turgut Çetineren, İsmet Kılıç, Hasan Gürgöze, Mustafa Dereli, İsmail Güngör, Kamer Özkan, Pilot Necati Kaya, Haki Karaer, Baki Karaer, Mustafa Karasu (1975-78 tartışma toplantıları kadrosu) gibi isimlerden oluşuyordu.
Pilot Necati (Kaya), Kesire Yıldırım, Abdullah Öcalan bu örgütün NATO elemanlarıydı.
Örgüt kurucularından Haki Karaer bu üçlüden kuşkulandığını 1977 yılında arkadaşlarına ifade etmişti hatta konuyla ilgili mektup yazmıştı.
Haki Karaer hangi güçle uğraştığını o an bilmiyordu.
18 Mayıs 1977 günü Gaziantep’te bir kahvede iki arkadaşıyla (Veli Tayhani, Bozan Aslan) oturan Haki Karaer kahvede oturan ve “burada ne işiniz var, hepiniz ajansınız” diye bağıran üç kişiden Baki Ateş adlı kişinin açtığı ateşle ağır yaralandı Bozan Aslan yaralı arkadaşını hastaneye götürdü Bozan Aslan gözaltına alınır, Haki Karaer hastanedeki ifadesinde zanlının Baki Ateş olduğunu söyler. Hastanın yanına birçok arkadaşı gelir, iki kişinin refakatçi kalması kararlaştırılır. Refakatçilerden biri Apo’nun görevlendirdiği Duran Ak’tı
Haki Karaer midesin vurulmuş ameliyat edilmiş durumu gayet iyidir, kolunda serum takılı olduğu halde sırt üstü yatmaktadır, Duran Ak diğer refakatçi tuvalete gittiği sırada Haki’nin bağlı olduğu solunum cihazını durdurur, yarım saat diğer refakatçiyle oyalandıktan sonra Haki’nin rengi morlaşır, Duran Ak cihazı eski konumuna alır.
Gece nabız yoklaması yapıldığında doktor çağırılır ve Haki Karaer’in öldüğü netleşir. 
Bir gün sonra ölüm raporunu yazacak olan Dr. Rauf Yılmazer, refakatçilerden birinin solunum cihazının kapatılmasından ve serumla oynanmasından dolayı ölüm gerçekleştiğini açıklar.
Bu açıklama Dr. Rauf Yılmazer’in ölüm fermanı olur, Dr. halen daha failleri bulunamayan araç içerisinden taranarak ortadan kaldırılır. Adı Gaziantep’te bir caddeye verilir, ara sıra “Yaşasın devrimci Rauf Yılmaz” sloganlarıyla anılır.
NATO’nun gizli orduları ardında iz bırakmadan ilk şüphecilerden kurtulur. Öcalan NATO’nun gülü Kesire Yıldırım’la evlendirirler (NATO’nun gizli ordularında örgüt içi evlilik şart olabilir çünkü aynı uygulamayı NATO’nun yeşil örgütü FETÖ’de de rastladık).
1980 NATO darbesi öncesi, darbe için verilen görevleri yerine getiren eleman APO, güvenli bir yere Suriye’ye çekilir.
Devam edecek……

  

 
 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.