SON DAKİKA
Hava Durumu

RAHMİ SÖZCÜ’YÜ PARÇALADI!

Yazının Giriş Tarihi: 24.11.2019 21:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 24.11.2019 21:00

Kemal ve taifesinin tezgâhı ortalığı karıştırdı. Neden Kemal diyorum?
Çünkü ortaya çıkıp “Doğrudur. İsmi biliyorum.” Diyerek bu işte dahli olmuştur.
Haysiyet sahibi bir Ana muhalefet Partisi Genel Başkanı böyle bir durumda istifa
ederdi. Ama bizim Kemal CHP Genel Başkanı değil, Genel Müdürü olduğu için istifa
etmeyecektir elbet.
Ne var ki, Sözcü cephesinde istifalar bekliyorum doğrusu. Ya Rahmi
gidecek, ya da Uğur, Yılmaz ve Emin…
Kibar görünümlü ancak çok sert açıklamalar yapıyor Uğur, Yılmaz ve Emin…
Uğur çıkıp “Ben bu kaynağı da açıklamam. Gazetecilik ahlakı olarak bunu
söyleyemem. Ben böyle bir haberin CHP ve İnce’yi karalamak için yapıldığını
düşündüm ve sıcak bakmadım. Kaynağımı da bu konuda uyardım, sen de
yanıltılıyor olabilirsin. Ben 50 yıllık bir gazeteci olarak bu haberin tuzak
sayılabilecek bir haber olacağını hissettim ve değerlendirmedim'' 
Diyor. Sözcü
gazetesi de bunu haber olarak yayınlıyor. Gazete Uğur’un açıklamasını verdiği
habere şöyle başlıyor:
“Sözcü yazarı Rahmi Turan, Saray'da Cumhurbaşkanı Erdoğan'la
görüşen ismin Muharrem İnce olduğunu açıkladı. Gündeme bomba gibi düşen
açıklamanın ardından 'haberin kaynağı kim?' tartışması yaşandı.”

Daha sonra kendileriyle çelişen bir açıklamaya yer veriyorlar. “Kamuoyuna”
başlıklı açıklamada şu sözler yer alıyor:
“*SÖZCÜ Gazetesi, çıktığı ilk günden beri yayın ilkeleri gereği, köşe
yazarlarına müdahale etmiyor.
*Rahmi Turan'ın yazısına da bu yüzden hiçbir müdahalede bulunulmadı.
*Savundukları düşünceler, verdikleri bilgiler, kendi köşelerinde kalmak
şartıyla sadece onları bağlar. Sorumluluk, onlarındır.
*Zaten Rahmi Turan'ın siyaset kulisi sadece köşesinde kaldı, haber
olarak sayfalarımızda yer almadı.”

Bu adam sizin başyazarınız değil mi? Uğur’un açıklamasına başlarken yazıyı
haberleştirmediniz mi?

Yılmaz da epey kızgın. Önce CHP’ye sağlam bir giydiriyor, sonra da
Kılıçdaroğlu’nu “SUÇLU” ilan ediyor;
“Kılıçdaroğlu, Saray'a giden Chp'li yazısını doğruluyor, isim vermek
istemiyorum diyor… Yok öyle! O kişiyi bildiği halde disipline vermemesi,
partiden atmaması, partide barındırması, suçtur. Parti suçudur.”

Kesmemiş olacak ki kendi gazetesine de sille tokat sağlam bir giriyor. Önce
parantez içinde yazıyor;
“(Ahmet Altan için “arkadaşım” diyen, her gördüğünde kucaklayarak
sarılan Kılıçdaroğlu, Sözcü gazetesi için “Türk basınının amiral gemisi” diyor,
Sözcü de pek mutlu oluyor, gururla manşet yapıyor… E madem
Kılıçdaroğlu'nun sözleri bu kadar itibarlı, bu durumda Ahmet Altan'ın
Sözcü'de yazar olması gerekmiyor mu?)”

Ardından kendisine pek değer verilmediğinden de yakınan vurucu cümlesini
patlatıyor;
“Son sayfada yazdığım için ben kıç yazarım, benim yazdıklarım beni
bağlar, ama başyazarın yazdıkları gazeteyi bağlar…”

Gelelim Emin’e. O Rahmi’ye karşı biraz nalına mıhına gidiyor. Ancak,
Sözcü’ye de hafiften giydirmeyi ihmal etmiyor;
“Şu yaşananlar, her boyutu ile gazetecilik okullarında ders olarak
okutulacak niteliktedir. Üstelik bundan sonra hepimize ders olması gerekir.”

Ertuğrul Özkök ise dışarıdan girişenlerden. O da Uğur’a şöyle bir
yükleniyor, ardından da işi şakaya vuruyor;
“Yani bakıyorum bakıyorum da bundan yararlanan tek kişi görüyorum...
Uğur Dündar...”

Ahmet Hakan ise Muharrem İnce ile görüşmüş. Büyük bölümünü ayırdığı
köşesinin başlığında da Muharrem’in şu sözlerine yer veriyor;
“Bu kumpas CHP Genel Merkezi’nde kurulmuştur.”
Ekrem tüm bu olanlar olmamış, bunları duymamış havasında. Biri çıkıp buna
sormadı mı acaba ne düşündüğünü?
CHP’de neler olur? Bunu birlikte göreceğiz. Ancak, tezgâh ters tepmiş olsa
da Kemal koltuğunu bırakmaz. Zaten İzmir’de yaptığı konuşmasında da Sayın
Başkanımızın “Ben başkanlığımı koyuyorum ortaya. Sen parti genel başkanlığını

koyuyor musun?” çıkışı karşısında bir türlü dili varıp “Evet koyuyorum.”
Diyemedi. Diyemezdi de zaten. Tezgâhı açanlar belli… Onun yerine “Seninle her
ortamda tartışmaya hazırım.”
Gibi muğlak bir laf kullandı. Meydan okumayı
kabule yetmedi yüreği doğal olarak. Korku dağları sarmış Kemal’de. Konuşma stili
ve ettiği laflardan açıkça belli. Kara kara ne yapacağını düşünüyor bu ters tepen
tezgâhın ardından…
Basın toplantısı düzenleyen Muharrem ince konuşurken oldukça sakin ve
rahattı. Olayın bir tezgâh olduğunun su götürmez bir gerçek olduğunu vurguladı
ve şunları söyledi;
“CHP 82 milyona bunu açıklamalıdır. Bu tezgâhı kim kurdu? Bunu yapan
CHP içindeki bir küçük guruptur. Bu kumpasçılar CHP'nin ayağında bir
prangadır. Bu prangayı kıramadığı müddetçe CHP temiz siyaset
yapamayacaktır. Komployu kuranları partiden atarsak partiyi arıtırız.”

Muharrem ayrıca şu sözlerle Kemal’e de çağrı yaptı;
"Madem biliyorsun bunu açıklamalısın. Erdoğan'a yüklemekle bunu
geçiştiremezsin. Erdoğan'ın ilgisi yok ki bununla."

Noktayı koyan lafı ise şu oldu;
“Mutlaka hesaplaşacağız!”
Bütün bu gelişmenin ışığında şunu söyleyebilirim ki Sözcü ve CHP içinde
ortalık iyice karıştı. Sözcü’den kopmalar olur ve hatta yeni bir gazete ortaya
çıkarsa hiç şaşırmayacağım. CHP içinde ne olacağını da göreceğiz. Ancak
tekrarlıyorum, Kemal istifa etmez. Koltuğa yapışmıştır ve bazı uzak yerlerden
gelen fısıltılara inanarak tezgâhlardan medet ummaktadır. Fısıltılar ne, kimlerden
geliyor diye soruyor musunuz?
Kaynağım gizli açıklayamam!

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.