SON DAKİKA
Hava Durumu

Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü’nü kim kapattı?

Yazının Giriş Tarihi: 16.12.2020 18:45
Yazının Güncellenme Tarihi: 16.12.2020 18:45

Ülkemizde “En” çok yalan üreten ilk beş yeri sayar mısınız desem sanırım ortak cevap verebilecek durumdayız. Sosyal medya, Yılmaz Özdil, Muhalif vekiller, Halk TV/ Sözcü, Fox TV

Fakat bu işte o kadar mahirler ki, inanın bende bazen uykulu veya dalgın olduğumda bunların paylaştıklarını okuyup inanacak gibi oluyor, sonra hızlıca doğruyu araştırıp kendime geliyorum fakat bunların yalanlarını her defasında düzeltme imkânı ve zamanı bulamamak insanı çok üzüyor.

Çok defa “YOZDİL’in bu haftaki yalanları” diye bir köşe, bir sosyal medya hesabı açmak istedim ama adam hep benim birkaç adım önümde, yalanlarına yetişmek neredeyse mümkün değil gibi.

Çok uzatmadan konuya gireyim, uzatınca okuyan sayısı az oluyor.

Covid salgını sürecinde işte bu beşli yalan çetesi inanılmaz bir performans sergiliyor. Belki denk gelmişsinizdir son büyük yalan

“Refik Saydam Hıfzıssıhha enstitüsü AK parti döneminde kapatıldı”

“Enstitü kapatılmasa yerli aşı çoktan üretilmişti”

Şimdi bu büyük yalan sosyal medyada çokça paylaşıldı ve paylaşılmaya devam ediyor, YOZdil bu yalanı defalarca köşesinde yazdı, muhalif vekiller mecliste basın açıklaması yaparak bu yalanı devam ettirdi, ıvır zıvır Halk TV, Fox TV elbette bu yalanı defalarca paylaştı. (Yerel basınımızda da Fas’ta Maklube yemesiyle meşhur CHP Milletvekili adayı köşe yazarı da bunlardan görüp elbette süsleyip oda defalarca yazdı).

Bunların ortak yanları; AK Parti ve Reis düşmanlığını siyaset yapış tarzı olarak belirlemeleri, inanılması güç bir şekilde cahil oluşları ve hiç utanmadan yalan söyleyebilmeleri.

Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsünde aşı üretimi, 1998 Yılında rahmetli Bülent Ecevit döneminde bitirildi.

Bu doğru bilgiye ulaşmak için çok zeki olmaya, özel bilgilere sahip olmaya filan gerek yok, iletişim çağında hemen her bilgi kolaylıkla ulaşılacak uzaklıkta. Sadece dürüst, araştırmacı ve vicdanlı olmak yeter.

Hıfzıssıhha enstitüsüne ne olduğuna birazdan devam ederiz ama önce nasıl kurulduğunu biraz hatırlayalım;

Modern veya Endüstriyel Tıp, Rockefeller eliyle dünyanın birçok ülkesine sokuldu (bu konu daha ayrıntılı yazılmalı ama konumuz Refik Saydam  Enstitüsü) Rockefeller modern/endüstriyel Tıp bilimini ülkemize sokmak için çok çaba sarf etti ve muradına 20 Ağustos 1920 yılında ulaştı bu tarihte Amiral Bristol hastanesi ve Amerikan Kız kolejine bağlı Türkiye’nin ilk hemşirelik okulu açıldı

Ankara, Rockefeller ilişkisinde Halide Edip Adıvar önemli rol oynar. Adıvar bilindiği üzere Amerikan Mandacılığını savunan bir insandı eşi Adnan Adıvar’da Cumhuriyetin ilk sağlık bakanı olarak görev aldı.

Refik Saydam, Türkiye’de sağlık planlaması yapmak için Rockefeller vakfının davetiyle iki aylık Avrupa seyahatine gönderilir, ziyaret başarılı geçmiş ve hemen her konuda anlaşılmış olmalı ki ardından vakıf tarafından ABD’ye götürülür, dönüşte Rockefeller’in birçok ülkede faaliyete soktuğu Halk Sağlığı (Hıfzıssıhha) okulu ve enstitüsü vakıftan alınan milyonlarca dolarlık “yardımlarla” Türkiye’de 1928 yılında kurulur (1942 yılında adı Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü olacaktır), vakıf ülkemizdeki tıp fakültelerine yaptığı “yardımlarla” doktorlar yetiştirip ABD’ye eğitime gönderir, dönenler en kilit yerlerde görevlendirilir v.s

Rockefeller-Refik Saydam ilişkileri ülkemiz tıp eğitimini ve tıp hizmetlerinin şekillenmesini sağladıktan sonra Refik Saydam verdiği hizmetlerin karşılığını başbakan olarak alır.

Başbakanlığı döneminde ülkemizin birinci 10 yıllık “milli sağlık” planının hazırlanmasında da Rockefeller’in memurları başbakanımıza yardımcı olurlar.

Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü dünyada üretilen bir çok aşının ülkemizde çoğaltılmasında etkin rol oynuyor ama teknolojik bir yenilenme gerçekleştiremediği, gelişen şartlara ayak uyduramadığı için 1998 yılında rahmetli Ecevit tarafından üretimi durduruluyor AK partinin iktidar oluşuyla başlayan sağlıkta dönüşüm programında halk sağlığı genel müdürlüğünün bünyesine alınarak, dünyanın yakaladığı son teknolojik değişiklikleri bünyesine katarak aynı isimle olmasa da aşı üretmeye ve araştırmaya devam ediyor.

Yine sağlık bakanlığı bünyesinde faaliyet üreten TUSEB Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığına bağlı olarak Aşı Enstitüsü, Covid aşısı dahil birçok aşı konusunda faaliyetlerine devam ediyor.

Yalan ve cehalet konusunda bulacakları aşıyla ülkemize en büyük hizmetlerden birini verirlerse birçok sorunumuz halledilir diye düşünüyorum.

Selam ve Saygıyla.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.