SON DAKİKA
Hava Durumu

Rojova'yı kim icat etti

Yazının Giriş Tarihi: 26.02.2016 06:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 26.02.2016 06:00
 

 

 

Milliyetçilik, sadece bir milletin haklarını kültürünü avunmakla sınırlı olsa, millet için çalışmak olsa belki de kimsenin itiraz edemeyeceği saygı değer bir çaba olurdu. Milliyetçiliğin böyle bir tarafı da vardır ama bundan ibaret olmadığı açıktır.  Milliyetçiliklerin ortak özelliklerinden birisi de her milliyetçi mensup olduğu milletin geçmişinin çok ayrıcalıklı olduğu ve komşularının da çok üstünde ilerisinde olduğu iddiasıdır. Hadi bunun da geçmişle ilgili olduğunu güncel pratik bir soruna yol açmayacağını var sayalım. Ancak milliyetçiliğin kendine göre icat ettiği bir ülke, bir yayılma hakkı da bilinmektedir. Bunun da önemli düşmanlıklara, kıyımlara savaşlara büyük felaketlere yol açtığı görülmektedir.

Geç kalmış milliyetçiliklerden Kürt milliyetçiliği de kendisi için, ne tarihe ne fiili duruma ne Kürtlerin hali hazırda ki meskun durumuna bakmaksızın hayali bir “Kürdistan” tahayyülünde ısrarlıdır. Elbette bu hayali Kürdistan’ın tarihte ve fiili durumda karşılığı olmadığı için, yayılmayı, saldırıp işgal etmeyi o hayali “Kürdistan” için gerekli bir hak olarak görmektedir. Kürt milliyetçiliği, bütün ton farkları ile birlikte “Kürdistan’ın dört parçaya ayrıldığı” iddiasındadır; Doğu-Batı-Kuzey ve Güney diye. Kürtçe de batı anlamına gelen Rojova Suriye’nin kuzeyi için, Batı Kürdistan anlamında kullanılmaktadır.

ABD ve AB’nin şimdi Rusya’nın katılması ile birlikte Kürtlerin arkasında durmaları (ya da öyle görünmeleri), batı medyasında Suriye’nin kuzey kesiminin Rojova diye adlandırılması, bu kesimin PKK’lılar tarafından işgaline ABD/AB ve Rusya’nın fiili destek vermesi elbette Kürt milliyetçilerini özendirmektedir. Türk basınında da önemli ve etkili bir kesim Rojova adını kullanmayı bilerek bilmeyerek tercih etmektedir. Konu hakkında haber yapanlar, yazı yazanlar Suriye’nin kuzeyini Hatay’a ulaşıncaya kadar Kürt bölgesi yada son dönemin modalaşan kavramı ile Rojova diye adlandırmaktadırlar.

Oysa 11. Yüz yılın sonuna kadar Suriye’nin kuzeyinde Kürt nüfusu yoktur. Bölge Araplarla Bizans arasında sıkça el değiştirmektedir. Kaynak özelliği taşıyan hiçbir tarih kitabında ne 11. Yüz yıl öncesinde ne de 11. Yüz yılda Suriye’nin kuzeyinde Kürt yerleşiminden, Kürt yerlilerden asla söz etmezler. Kürtlerin İran’dan başlayan yayılması önce Irak’a sonra da Selçukluların bölgeye hakimiyetinden sonra Türkiye’nin doğusuna Suriye’nin kuzeyine doğru görülür. Selçuklular Suriye’ye ulaştıklarında hiçbir yeri Kürtlerden almış değillerdir. Ama Selçuklu hakimiyeti Kürtlere kuzeye ve batıya doğru bir yayılma imkanı sağlamıştır.

Bu günkü Türkiye, Suriye, Irak ve İran sınırları elbette sonraki yüz yıllarda ortaya çıkmıştır. İran Azerbaycan istisna tutulursa adı geçen ülkeler de yaşayan topluluklar tıpkı Kürtler gibi değişik yönlere şehirlere doğru yayılmışlardır. Günümüzde ki ülke sınırlarına bakıldığında, bu sınırlar bir topluluğun bittiği diğerinin başladığı alanlara göre asla çizilmemiştir. Türkiye sınırları içinde kalan Harran, Akçakale’de yerleşik nüfus çoğunlukla Araptır. Buna karşılık Suriye tarafında kalan Telabyad, Resulayn, vb yerlerde Arap ve Türklerdir. Üstelik Araplar Dört Halife döneminde bölgenin fatihleri olarak gelip yerleşmiştir.

Suriye’nin kuzey bölgesinin tümüyle Kürt nüfusundan ibaret olduğu ve Suriye Arap Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonra, bölgenin Araplaştırıldığı tezlerinin hiçbir mesnedi yoktur. Suriye sınırları oluştuktan sonra kuzey kesiminde bir Arap kemeri niçin fazladan Arap nüfusu getirilip iskan edildiği bilinmektedir. Ancak bu iskan bütün bölgeyi kapsamaz. Suriye kuzey sınırı için daima “Türkiye tehdidi” olmuştur. Çünkü bölgede hemen her il ve ilçede Türk nüfusu vardır. Hatay örneğinde olduğu gibi bir gün Türk nüfusu bahanesiyle Halep’ten başlayarak bu kuzey bölgesinin Türkiye tarafından ele geçirileceği kaygısı Suriyeli yöneticilerde hiç eksik olmamıştır. Bölgeden tehcir edilen Kürtler kadar belki onlardan daha çok Türk nüfusu tehcir edilmiştir.

Suriye’nin kuzeyinde yerleşik olan Arapların, bölgeye sonradan Suriye devleti tarafından getirilip yerleştirildiği iddiası siyasi bir hayale dayalıdır. Ancak bu hayal nedeniyledir ki PKK idaresindeki Kürt milliyetçileri Suriye’nin kuzeyini “rojova” olarak görmekte ve Kürt nüfusun neredeyse hiç olmadığı Resulayn, Telabyad, Azez gibi yerleri işgal etmeyi kendileri için bir hak saymaktadırlar. Oysa bu yayılmacı işgalci milliyetçilik telafisi kolay olmayacak düşmanlıklara zemin hazırlamaktadır. Yakın bir zamanda, bölgeden ABD ve Rusya’nın çekilmesi halinde, bölgede ki Kürtlerin özellikle Araplar tarafından mağdur edilmeleri kuvvetle muhtemeldir. Oysa Suriye vb ülkelerde bu tür yayılmacı saldırganlıklar yerine kardeşçe yaşamanın tercih edilmesi, kimsenin bir diğerinin toprağını ele geçirmeyi gaye etmeyişi güzel bir gelecek için kaçınılmazdır.

Kürtçe’de Suriye’nin kuzey bölgesi bin xete (sınırın altı), Türkiye tarafı ise ser xete (sınırın üstü) diye adlandırılır. Kürtçedeki bu adlandırma bile bu “rojova” isimlendirmesinin sonradan yapılmış, uydurulmuş bir icat olduğunu gösterir
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.