SON DAKİKA
Hava Durumu

Köyde pişen her pekmez, pekmez değil!

Haber Giriş Tarihi: 16.02.2016 13:09
Haber Güncellenme Tarihi: 16.02.2016 14:09
Kaynak: Haber Merkezi
https://sehirmedya.com/
Köyde pişen her pekmez, pekmez değil!
filiz

Bursa’nın köklü gıda kuruluşlarından Şener Helva’nın Yönetim Kurulu Başkanı Burhan Sayılgan, sektördeki gidişata isyan etti. Sayılgan, “Organik ürün talebiyle tüketici, köyde pişen reçele ya da pekmeze kanıyor. Köyde pişen her pekmez, pekmez olmaz. Reçeli de yapamazlar” dedi.

 

 

Perakende sektöründe yaşanan sıkıntılar üreticiyi isyan ettirdi. Şener Helva Yönetim Kurulu Başkanı Burhan Sayılgan, sektörde yaşanan sıkıntıları Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik’e ilettiklerini belirterek çözüm beklediklerini dile getirdi.

‘HER KÖY PEKMEZİ YENMEZ’

Organik ürün talebiyle vatandaşın köyde üretilen ürünlere yönelmesiyle ciddi bir yanlışa girildiğini vurgulayan Şener Helva Yönetim Kurulu Başkanı Burhan Sayılgan, “Köyde pişen her pekmez, pekmez değildir. Tarım Bakanlığı’ndan gelsinler, Tarım İl Müdürlüğü’nde toplanalım. Köyde pişirilen pekmezin birçoğundan pekmez olmaz, sadece tatlı yapılır. Köyde doğru yapılmıyor. Her Köy pekmezi yenmez” dedi.

‘KÖYDE PİŞİYOR DİYE ORGANİK DİYEMEZLER’

Üretimde yapılan yanlışlara dikkati çeken Burhan Sayılgan, “Onun asıl maddesi, topraktır. Toprakla birleşmeyen pekmez tohumu olmaz. Bakanlık ve üniversite de böyle diyor. Marulu, soğanı baş tacı ederim ama pekmez ya da reçel köyde yapılıyor diye kimse organiktir diyemez. Reçeli de yapamazlar. Reçelde sadece kıvamını tuttururlarsa oldu denilebilir. Ancak reçel, kıvam demek değildir. Önce bizim gibi üreticilerin üretimini görün, bir de köyde yapılan üretimi görün. Hangisinin organik olduğunu göreceksiniz. Köyde buhar, ateş ve hava bir arada. Ama hijyen çok önemli. Altına ateşi vereceksiniz üsten dumanı alacak, asıl kokusu ve tadı uçacak. Ondan sonra buna organik diyemezsiniz” açıklamasını yaptı.

şener (7)

‘ORGANİK ÜRETİM ESKİSİ GİBİ DEĞİL’

Organik ürün adı altında marketlere pazarlanan ürünlerin fiyatlandırmasını da gündeme taşıyan Burhan Sayılgan, “Bunlar, emek verdikleri için markette satılan ürünün iki kat fiyatına satılabilir. Ama en iyi denetleyici, sofraya oturup bunu yiyendir, tüketicidir. Tüketicinin bu işi çok iyi takip etmesi lazım. Geçen sene organik üretim yüzde 25’ken bu sene yüzde 15’lere inmiş. Bu oran da büyük ihtimalle ya yüzde 10 ya da 5’e inecek. Organik ürün üretmek, eskisi gibi değil. Biraz daha geriliyor, ilerlemiyor” organik ürün tam bir aldatmadır, ifadelerini kullandı.

DAĞ YOLUNDAKİ ÜRÜNLER…

Piyasadaki ürünler için çarpıcı tespitlerde bulunan Sayılgan, “Bizim pekmezdeki maliyetimiz, 4 bin 750 tl. Vatandaş  dağ yolunda ‘Kilosu şu kadar’ diyor. İyi de o pekmezi zaten bizim gibi üreticilerden alıyorlar. 20 teneke alıyor glikoz koyuyor ve 60 teneke oluyor. 60 tenekeyi 3 katı fiyatına dağ yolunda satıyor. Bunun neresi doğru? Doğalı biz üretiyoruz. Vatandaş neden dağ yolundakine güveniyor? Normal glikoz kullansa ona da tamam diyeceğiz. Ama normal glikoz da kullanmıyorlar” dedi.

‘DOĞRU ÜRETİM YAPAN ÇOK AZ’

Rekabet koşullarında marka değerinin de önemini de işaret eden Burhan Sayılgan, “Eğer siz helva üretiyorsanız isminiz helvacı olarak ya da pekmezci olarak çıktıysa başka bir helva veya pekmez firmasının  sizin için ‘Evet bu doğru üretiyor’ demeden ne helvacı ne de pekmezci olursunuz. Önemli olan, bu işi üretenlerin de takdirini almaktır. Ancak şunu da göz ardı etmeyelim ki doğru üretenlerin sayısı, doğru üretim yapmayanların çok altında. Bunlara dikkat etmek lazım” dedi.

‘MAHKEMELİK BİLE OLDUM’

GDO olarak bilinen Genetiği Değiştirilmiş Organizma ile alakalı sorunlarının da olduğunun altını çizen Şener Helva Yönetim Kurulu Başkanı Sayılgan, “Mahkemelik de oldum devlet tarafından...  Biz hiç kullanmamıza rağmen pek çok üreticiye dava açtılar. Sonrasında temiz çıkan çıktı, çıkmayan çıkmadı. Biz de beraat ettik. Ama neticede Avrupa’da yüzde 6 ile 9’a kadar çıkabileceği bildirilir. Biliyorsunuz… Yem olarak gelen soya, bugün gıdada da kullanılır hale getirildi. Biz bu güne kadar böyle bir şey kullanmadık. Bizde bulunmamasına rağmen denetimler yapıldı. Hiçbir şey bulunmadı ve beraat ettik” diye konuştu.

şener (6)

‘KİMSE KİMSENİN TİCARİ İTİBARINI ZEDELEMESİN’

GDO oranlarının makul seviyeye çekilmesi gerektiği görüşünü savunan Sayılgan, “Avrupa’da ne ise onun yarısı kadar burada olmasını gerektiğini düşünüyoruz. Bize ‘3 yıldan 9 yıla kadar hapis’ diyor. Hiç kullanmadan bulaşıktan bile geçse 9 yıl üreticiyi götürüp hapsedeceksiniz. Yok böyle bir şey! Yüzde 9 istemiyoruz, yüzde 1 olsun. Binde bir olsun, çünkü bulaşıklardan geçebiliyor. Bu zaten yüzde 6’ya kadar zarar vermez. Denetlemeler sonuna kadar yapılsın tabii.  Hiç boş bırakılmasın ama hiç kullanmayanlara da ‘Sen böyle bir şey kullanmışsın’ deyip de mahkemeye çekmeye hakları yok. Ben yıllardır yanlış üretime karşı savaş veren biriyim. Ben mahkemeye çıkıyorum, sonra beraat ediyorum. Bu, ne kadar doğru? Kimse, kimsenin ticari itibarını zedelemesin” değerlendirmesini yaptı.

‘MESELE TARLADAN SOFRAYA DEĞİL’

Sektörle ilgili yaşanan sorunların çözümü için devlete ciddi görevler düştüğüne dikkati çeken Burhan Sayılgan, “Gıda sektörü, şu anda sadece Türkiye’de değil dünyada da en büyük sorunlardan biri. Herkesin çok rahat konuştuğu bir şey var. Tarladan sofraya… Mesele, bu değil. Mesele, tarladan sofraya gelene kadar biz doğru olan neleri kaybediyoruz? Tarlada asıl sorunlar çözülmeden bize geliyor. Bizden başlıyor ve en son tüketiciye gidiyor. Köprü vazifesini gören hiçbir market buna dikkat etmez. Önemli olan, burada para kazanmak. Biz ne yapmalıyız? Bazı savaşları yapmaktansa üreticileri bir araya getirip ders vermek lazım. Bizim vicdani bir muhasebeyle yola çıkmamız lazım. Ne ürettiğimizin, gerçek manada insanların sağlığını ön planda tutmanın yollarını bulmak lazım. Devletin bunu desteklemesi ve denetlemesi lazım. Denetleme gücüne de sahip çıkması lazım. Bunu takip etmesi, olmazsa olmazlardan” dedi.

‘GIDA OSB İSTİYORUZ’ EN ÖNCELİKLİ İSTEĞİMİZ

Perakende sektörü içinde yaşanan pek çok sorunun çözümü için harekete geçtiklerini de belirten Burhan Sayılgan, “Geçtiğimiz günlerde BİSİAD’ın başkanlar toplantısında Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Sayın Faruk Çelik’le bir araya geldik. Bursa’daki gıda sektörünün durumu ve gıdayla ilgili sorunlar hakkında bir dosya verdim kendisine. Birincisi, büyükşehirlerde OSB’lerin gıda bölümleri vardır, gıdaya ait OSB’ler vardır. Biz yeni bir OSB yer talebinde bulunduk. Ben olabileceğine çok umut etmiyorum. Ancak yönetim bize evet diyor. Bakanlık ise bizim gıdanın bir başka sektörün içinde olmamıza razı değil. Bu yüzden birinci sorunumuz, bize mutlak manada hem yerel yönetimler hem de hükümetin Gıda OSB’yi mutlaka oluşturmasıdır. Çünkü Bursa’ya gelen herhangi bir alıcı, nereye başvuracağını bilmiyor. Fabrikamızı biliyorsa geliyor, bilmiyorsa kendi başına kalıyor. Ne alacağını bilmiyor” açıklamasını yaptı.Bu yüzden Bursa’ya gelmek isteyen çok az.Havayolu bunun en büyük etkeni.

‘BURSA EKONOMİSİNE YARDIMCI OLACAĞIZ’

Ekonomik gidişata dair yorum yapan Sayılgan “Konya, Adana, Kayseri ya da Ankara’ya gidildiği zaman alıcı, bütün ihtiyaçlarını bir arabaya alır ve çeker gider. Bizim Bursa’da böyle bir şansımız yok. Gıda Toptancıları Sitesi var. Orada tamamen soğuk hava depoları oluşturuldu. Farklı sektörlerde iş yapılıyor orada. Ama bizim üreticiler olarak mutlaka bir yerde toplanmamız gerekiyor. Bununla hem ülke ekonomisine hem de Bursa ekonomisine bizler yardımcı olmuş olacağız. Her şeyden önemlisi Bursa’nın büyümesini ciddi şekilde desteklemiş olacağız” dedi.

“YEREL MARKETLER ÖNEMLİ BİR GÜÇ”

Verimliliğe ve faaliyet gösterdikleri bölgelerde büyümeye odaklanan yerel zincirlerin planları arasında ulusal olmak ve komşu pazarlara açılmak da var. Ayrıca yerel marketler Türkiye’de en fazla istihdam sağlayan en büyük üçüncü sektör oldu. Bugün Türkiye çapında olmak üzere yerel zincirde 70 binin üzerinde kişi çalışıyor. Türkiye’de perakende dünyasında önemli bir güç oluşturan yerel zincirlerin en yoğun olduğu şehirler İstanbul, Bursa, Ankara, Konya olarak sıralanıyor. Bölgesel olarak da Marmara Bölgesi, Karadeniz bölgesi, Ege Bölgesi olarak öne çıkıyor.

‘BAZI MARKETLER İPTAL EDİLMELİ’

Yaş sebze ve meyve ile ilgili yaşadıkları sıkıntıları da dile getiren Sayılgan, “Perakende sektöründe özellikle nüfus oranına göre marketler açıldığı zaman market zincirlerinin belirli mesafede olması gerektiğini mutlak manada ele almak lazım. Çünkü mevcut durum, hiçbir şekilde uygun değil. Şu anda birçok marketin 5 yıl sonra ayakta kalacağına ben inanmıyorum. Marketler arasında 500 metre mesafe olması gerektiğini düşünüyorum. Bir araya gelmeleri de mümkün olabilir mi? Bence olur… Bursa’da bir araya gelmeleri gerekiyor. Hatta bazı açılan marketleri iptal etmeleri gerekiyor. Uzlaşmaları gerekiyor” ifadelerini kullandı. Uzlaşmasak da yabancıların meydanı olur. Buna çok ama çok önemsemek gerekir. Büyükşehir Belediyesi bu konuda abilik yapabilir.

‘BİR MARKETİN ZARAR GÖRMESİ DEMEK TOPTANCININ ZARAR GÖRMESİ DEMEK’

Market sayısının olması gerekenin fazlasıyla üstünde olduğunu kaydeden Burhan Sayılgan, “Perakende sektörünün şu anda Bursa’da ve Türkiye genelinde çöktüğünü görüyoruz.  5 yıl sonra gördüğünüz marketlerin çoğu belki de kalmayacaktır. Kim bu işi sermaye ile götürebiliyorsa o kalır. Bunların bir araya gelip devletle beraber, belediyeyle beraber işi çözmeleri lazım. Bursa’da büyük marketlerden birinin zarar görmesi demek, birçok toptancının zarar görmesi demektir” diye konuştu.

‘BİZİ (MARKAMIZI) TAKLİT EDENLER VAR’

Şener markamıza yakın olan Şenerim markasıyla Konyada üretilen piyasaya Şener diye satılan ve halkı aldatan markalar türedi. Şener logosu tek başınadır. Kesinlikle benzerlerinden kaçınınız.TAKLİT EDİLİYORUZ.

MİSYONUMUZ : Doğru Üret,Doğru Sat,Doğru Kazan , Doğru Paylaş….
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.