SON DAKİKA
Hava Durumu

Rumeli'de Evlad-ı Fatihan İzleri (5)

Yazının Giriş Tarihi: 15.02.2020 22:28
Yazının Güncellenme Tarihi: 15.02.2020 22:28

Makedonya, Türkiye tarihinde de bir dönem yüz ölçümünün çok üstünde bir öneme sahip olmuştur. Abdülhamit’in son yıllarında özellikle Makedonya, Sırp, Bulgar ve Arnavut çetelerinin faaliyet alanı haline gelmiştir. Bu çetelere karşı mücadele de Resenli Niyazi ve Enver (Paşa) tanınıp öne çıkmışlardır. Niyazi Bey 1908’de padişaha karşı isyan ederek yanındaki askerler ile Ohri’de dağa çıkmıştır. II.Meşrutiyet döneminde “Hürriyet Kahramanı” diye ünlenip, her tarafa afişleri yapıştırılan iki kişiden birisi, Arnavut olan Resneli (Ressen) Niyazi buralıdır. Meşrutiyetin yeniden ilan edilmesinde ile İttihat ve Terakki Partisi içinde önemli bir yeri vardı. Ancak 1913’de Avlonya’dan (Arnavutluk) İstanbul’a dönerken öldürülmüştü.
Enver Paşa ise özellikle Bulgar çetelerine karşı Manastır ve Üsküp çevresinde büyük mücadeleler yaparak yaralanmıştı. Kız kardeşi Hasene Hanımın eşi olan ve Saraya bağlılığı ile bilinen Nazım Paşa’ya karşı suikast tertipleyenlerin içinde yer almıştı. Enver Paşa’da 1908’de Makedonya Tikveş şehrinde yanındaki askerler ile Padişah Abdülhamit’e karşı dağa çıkmıştı. Meşrutiyetin ilanından sonra Selanik’te büyük törenler ile karşılanıp Hürriyet Kahramanı ilan edilmişti.
Türkiye’nin Makedonya’ya gelerek, fetih çağında olduğu gibi burayı yeniden fethetmesi, ardından Türk nüfusu buraya getirip iskan etmesi mümkün değildir. Aslında gerekli de değildir. Türkiye Halkbankası örneğinde olduğu gibi, bankacılık ağı ile, ticari kuruluşları ile Makedonya’da açacağı okul, üniversite vb yapıları ile bilimsel, kültürel ve sanat çalışmaları Makedonya’daki herkesin yönünü Türkiye’ye çevirebilir. Makedonya’da tesis edilecek iyi ilişkiler asla Müslümanlar ile sınırlı tutulmamalı ve Hıristiyan olanlarla da benzeri ilişkiler mutlaka kurulmalıdır. Bu faaliyetleri ile Makedonya’daki Müslümanlara güven telkin edebilir.
Makedonya, Sırbistan, Bulgaristan en çok Yunanistan’ın toprak talepleri arasında sıkışıp kalmış minik bir Balkan ülkesidir. Yunanistan’ın Makedonya’nın adına bile tahammülü yoktur. Makedonya’nın şu fani dünyada biricik övünme nedeni olan İskender’e bile Yunanistan el koyma çabasınadır. Buna karşılık, Makedonya’nın yeniden Türkiye’ye bağlanması hissini asla telkin etmeden ortak bir tarih bilincinin yardımı ile de iki ülke arasında kurulacak siyasi ve ekonomik bağlar iki ülkeyi daha çok yaklaştırır. Ortodoks Makedonların, Sırbistan, Rusya ve Yunanistan (aslında Fener Rum Patrikhanesi demeli) kiliselerinden bağımsız bir kiliseye sahip olması da bu ülkelerle değil Türkiye ile daha yakın olmasının bir nedeni olarak düşünülebilir. Kişi başına düşen yıllık geliri beş bin dolar seviyesindeki iki milyon nüfuslu Makedonya’da Türkiye’nin yapacağı ekonomik, sosyal ve eğitim yatırımları Türkiye’nin ekonomisi için önemli bir yük ya da yekun teşkil etmez ama Makedonya’nın Türkiye ile bu alanlarda bütünleşmesini temin eder. Yahya Kemal Beyatlı “Kaybolan Şehir” adlı şiirinde Üsküp’ü anlatmıştır:
Kaybolan Şehir
Üsküp ki Yıldırım Bayezıd Han diyârıdır
Evlâd-ı Fâtihân’a onun yâdigârıdır.
Firûze kubbelerle bizim şehrimizdi o;
Yalnız bizimdi, çehre ve rûhiyle biz’di o.
Üsküp ki Şar-dağ’ında devâmıydı Bursa’nın
Bir lâle bahçesiydi dökülmüş temiz kanın.
Üç şanlı harbin arş’a asılmış silâhları
Parlardı yaşlı gözlere bayram sabahları.
Ben girmeden hayatı şafaklandıran çağa,
Bir sonbaharda annemi gömdük o toprağa.
İsâ Bey’in fetihte açılmış mezarlığı
Hulyâma âhiret gibi nakşetti varlığı.
Vaktiyle öz vatanda bizimken, bugün niçin
Üsküp bizim değil? Bunu duydum için için.
Kalbimde bir hayâli kalıp kaybolan şehir!
Ayrılmanın bıraktığı hicran derindedir!
Çok sürse ayrılık, aradan geçse çok sene,
Biz sende olmasak bile, sen bizdesin gene.
Yahya Kemal Beyatlı
 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.