SON DAKİKA
Hava Durumu

Ebeveyn olmanın dayanılmaz ağırlığı   

Çocukluk çağı kanserlerinde teşhis ve tedavi sürecinde ailenin tutumunun çocuğun yaşayacağı kaygıyı azaltmada etkili olduğuna dikkat çeke

Haber Giriş Tarihi: 14.02.2018 22:00
Haber Güncellenme Tarihi: 15.02.2018 00:00
Kaynak: Haber Merkezi
https://sehirmedya.com/
Ebeveyn olmanın dayanılmaz ağırlığı   
Çocukluk çağı kanserlerinde teşhis ve tedavi sürecinde ailenin tutumunun çocuğun yaşayacağı kaygıyı azaltmada etkili olduğuna dikkat çeken Uzman Psikolog Aynur Sayım, “Çocuklar yakın ilgi, şefkat ihtiyacı duyuyor, dinlenmek ve anlaşılmak istiyor. Hastalığın seyri ve koşullarına uygun biçimde sosyal ilişkilerin devam ettirilmesi, sosyal gelişim duygusal gelişim çocuğun ruh sağlığı açısından son derece değerlidir” dedi.

 

Canan GÜLEÇ

 

Çocuk yaşlarda kanserin teşhis ve tedavisi sırasında aileye düşen görevler hakkında açıklamalarda bulunan Üsküdar Üniversitesi Tıp Merkezi’nden Uzman Psikolog Aynur Sayım, “Dünyada her yıl 200 bine yakın çocuk, Türkiye’de her yıl 3 bin çocuk kansere yakalanıyor.” dedi. 15 Şubat’ın Dünya Çocukluk Çağı Kanser Günü olarak anıldığına dikkat çeken Sayım, çocuk kanserleri hakkında farkındalık oluşturulması ve erken teşhisin önemine vurgu yaptı. Sayım, çocukların bu süreçte güvende olduklarını hissetmesinin çok önemli olduğuna dikkat çekti.

ÇOCUĞA DOĞRU BİLGİ VERİLMELİ

Sorunu tanımlayıp aile ve çocukların bilgilendirilmesi gerektiğine değinen Aynur Sayım, “Hastalığın kabulünün sağlanması ilk çalışma olmalıdır. Hastalığın adı nedir, seyri nedir, tedavi nasıl olacak, süreçte neler yaşanabilir açıklanmalıdır. Çocuğun yaş ve gelişim düzeyi yapılacak açıklamanın içeriğini belirler. Bunu doktor ve psikolog/ psikiyatristin yapması gereklidir. Hem çocuk hem de aile bilgilenmelidir. Aile öncelikle bilinçlenecek, ne ile mücadele edecek, nasıl davranacak, onları nasıl bir sürecin beklediğini öğrenmelidir” dedi.

AİLE-OKUL- HASTANE İŞBİRLİĞİ

Tedavi sürecinde en önemli noktanın, aile-tedavi ekibi ve okul iş birliğinin olduğunu söyleyen Uzman Psikolog Aynur Sayım, “Tüm ailenin yaşadığı güçlük karşısında öncelikle çocuğun hastalığına veya yaşanılan duruma odaklanmaktansa, gereksinimlerine odaklanıp, bu alanda düzenlemeler yapmak gerekir. Aile bunu destek alarak yapabilir. Ev düzeni, yaşam düzeni, yaşanılan güçlüğe göre şekillenmeli, aynı zamanda nasıl bir davranış içinde olacakları da danışman tarafından yönlendirilmelidir. Evde bakım ve danışmanlık hizmeti çalışmaları da ülkemizde verilmektedir” şeklinde konuştu.

GÜVENLİ BAĞLANMA OLUŞTURULMALI

Çocukların bakım veren kişiyle güvenli bir bağlanma oluşturması gerektiğini vurgulayan Uzman Psikolog Aynur Sayım, çocukların yakın ilgi, şefkat ihtiyacı duyuyor, onlar tarafından dinlenmek ve anlaşılmak istendiğini ifade etti. Bu süreçte ailelerin yaşadığı güçlüklerin tüm bu süreçleri olumsuz etkilediğini belirten Sayım, “Çocuklar bu süreçte korkuyor, hem kendisi hem sevdikleri için kaygılanıyor, güvende hissetmiyor. Bu nedenle çocukta depresyon, anksiyete bozukluğu, sosyal fobi gibi psikiyatrik rahatsızlıklar, okul başarısının düşmesi, uyum ve davranış sorunları, gelişimin duraklaması ve gerilemesi gibi etkiler görülebiliyor” diye konuştu.

KAYGI ÇOCUĞA YANSITILMAMALI

“Bazı aileler çocuğun hastalığı sürecinde tutum değişimine girip çok toleranslı ve korumacı olabiliyor. Bunlar yapılan tutum hataları. Bu durumda çocukta kaygı yükseliyor, kişilik gelişimi negatif yönde etkileniyor. Disiplin sorunları ortaya çıkıyor, sosyal ilişkileri olumsuz etkileniyor” diyen Sayım, ailenin yaşadığı kaygı ve bunu çocuğa yansıtmasının çocuğu olumsuz etkilediğini söyledi.

SOSYALLEŞMESİNE İMKAN TANIYIN

Çocukta süreğen hastalıklarda konuya iki yönden bakmak gerektiğini vurgulayan Uzman Psikolog Aynur Sayım, şu tavsiyelerde bulundu: “Çocuğun yaşadığı zor yaşam olayı ve çocuğun genel gelişimi. Yaklaşımı belirleyen bu iki unsur olmalı. Her ailenin yaşadığı sorun, hastalık, hastalığın derecesi, seyri, tedavi süreci, aile içi ilişkiler, sosyoekonomik düzey gibi etmenlerin birbirinden farklılık gösterdiğini göz önüne alırsak, o aileye yönelik rehabilitasyon programı yapılma zorunluluğu oluşmaktadır. Hastalığın seyri ve koşullarına uygun biçimde sosyal ilişkilerin devam ettirilmesi, sosyal gelişim duygusal gelişim çocuğun ruh sağlığı açısından son derece değerlidir. Ailenin sosyalliğinin sıfırlanmaması, çocuğun yaşıtlarıyla görüştürülmesi için program yapılmalıdır.”

 
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.