
Uzun ömürlü olan metal kapağı uyumlu hale getirmek istediklerini belirten Tok, “Metal kapakta eğer kan temasıyla birlikte kan sulandırıcı kullanılmazsa pıhtılaşma oluşmaya başlıyor. Kanla temas yüzeyi üzerinde canlı dokuyu oluşturursak pıhtılaşma sorununu aşmış olacağız” dedi.
Ameliyatlarında domuz ve metal kapak olmak üzere iki tür kalp kapağı kullandıklarını vurgulayan Tok, şunları söyledi: “Biyolojik domuz kapaklarının metal kapaklara nazaran ömrü daha kısa. Amacımız, uzun ömürlü metal kapakçık nakillerinden sonra ortaya çıkan kan sulandırıcı ilaç ihtiyacını ortadan kaldırmak. Kalp kapak ameliyatlarında önemli iki tür kalp kapağı kullanıyoruz. Bir tanesi metalik kalp kapağı bu kapak kan sulandırıcı bir ilaç ortaya çıkarıyor. Diğeri ise biyolojik kapaklar. Biyolojik kapaklarda kan sulandırıcı ilaç ihtiyacı olmuyor. Ancak, biyolojik kapakların ömrü metalik kapaklara göre daha düşük. Mekanik metal kalp kapağını kişinin kendi hücreleriyle kaplayarak uzun ömürlü metal kapağı kan sulandırıcı ilaçlardan bağımsız bir hale getirmek. Projede öncelikle hayvan deneylerini yapıyoruz. Şuanda domuzlar üzerinde çalışıyoruz. Domuzların kalbi hem boyut olarak hem de anatomik yapı olarak insan kalbine en çok benzeyen kalp türü olduğu için domuzları seçtik. Domuzlardan almış olduğumuz damar parçalarından kendi hücrelerini ürettik. Üretilen bu hücreleri metal kalp kapağı üzerine kapladık. Bunun sonunda hücrelerin canlılığının devam ettiğini gördük. Hem de kalp kapağının düzgün bir şekilde çalıştığını, fonksiyonunu kaybetmediğini gördük. Bu ilk aşamaydı”
İkinci aşamada bu kalp kapağını domuzun kalbine taktıklarını söyleyen Tok, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu bir açık kalp ameliyatıydı. Açık kalp ameliyatıyla bunu gerçekleştirdik. Üçüncü aşamada ise bu hayvanları bizim kaplamış olduğumuz ve taktığımız kalp kapağı ile asgari 3 ay yaşatmak ve kan sulandırıcı kullanmadan herhangi bir komplikasyon gelişmediğini ve kapağın düzgün olarak çalıştığını onaylamak. Bu çalışmada 3 ayrı grup bir araya geldik, hem histoloji - embiryoloji ana bilim dalı, hem veteriner fakültesi, hem de kalp damar cerrahisi olarak beraber ortak bir çalışma yürütüyoruz. Uzun süredir devam ettirdiğimiz bir çalışma, ama henüz daha sonuçlanmadı. Sonuçlarını önümüzdeki günlerde hep beraber göreceğiz. Şu an deney aşamasındayız, ameliyatlarımızı hayvan hastanesinde yapıyoruz. Orayı açık kalp ameliyatı yapılacak hale getirdik. Şu an hayvanları erken dönemde yaşatmak gayreti içerisinde bir yoğun bakım ünitesi kurma çabasındayız.” Güncelleme Tarihi: 01 Temmuz 2013, 12:01