İş adamı desteğini kesince iki kardeş ortada kaldı

Azerbaycanlı kardeşler 15 yaşındaki Seyidhanım Mirhaşimova ile 13 yaşındaki Mir Hüseyin Mirhaşimov, yaklaşık 10 yıldır talasemiyle mücadele ediyor. Evlilik öncesi kan uyuşmazlığı testi yaptırmayan anne ve babalarının taşıyıcı olması nedeniyle talasemi teşhisi konulan iki kardeş, bir an önce sağlıklarına kavuşmak için uzanacak yardım elini bekliyor. Azerbaycan'da 5 yaşındayken uzun süren ateşli hastalığı sırasında Seyidhanım'a talasemi teşhisi konuldu. Doktorlar kardeşi Mir Hüseyin'de de aynı hastalığın görülebileceği ihtimalini değerlendirerek çeşitli tetkikler yaptı. Bunun sonucunda Mir Hüseyin'de de aynı hastalığın bulunduğu belirlendi. Seyidhanım ve Mir Hüseyin'in tedavileri, 2009 yılına kadar ilaçlarla sürdü. Bundan sonraki süreçte ise haftanın 2-3 günü kan nakli yapılmaya başlanan kardeşlerin durumu, filtrasyondan geçirilmeyen kanların nakledilmesi nedeniyle ağırlaştı. Seyidhanım'ın hayati tehlikesi baş gösterince, tedavi masraflarına maddi imkansızlıklar nedeniyle yetişemeyen aile ülkelerindeki televizyon programlarında ve sosyal medyada destek aradı. Bu çağrının üzerine ismini vermek istemeyen Azerbaycanlı bir iş adamı, ilk önce Seyidhanım'ın, ardından kardeşi Mir Hüseyin'in tedavi masraflarını üstlendi. İş adamı, Bakü'den 2015 yılında İstanbul'a taşınan ailenin ev kirasını ve diğer ihtiyaçlarını karşıladı. Küçükçekmece'deki özel bir hastanede, Seyidhanım'ın tedavisine başlandı. Kan nakli yapıldığında reaksiyon gösteren Seyidhanım, ölümle yüz yüze geldi. Hastalığı nedeniyle sağlığı günden güne kötü giden Seyidhanım için müjdeli haber bir yıl önce Dünya Kemik İliği Bankası'ndan geldi. Seyidhanım, uygun kemik iliğinin bulunmasının ardından geçen yıl nisan ayında ameliyat edildi.

Hastalığı nedeniyle iki yıldır eğitimine ara vermek zorunda kalan Seyidhanım, tam anlamıyla sağlığına kavuşamadığı için son bir yıldır evden dışarı çıkamıyor, yaşıtlarıyla oyun oynayamıyor. Öte yandan Dünya Kemik İliği Bankası'ndan uygun ilik bulunamayan Mir Hüseyin için anne ve babası tüp bebek yaptı. Ancak Azerbaycanlı iş adamının, maddi sıkıntıları nedeniyle geçen ay tüm desteğini kestiğini belirtmesi üzerine, Mir Hüseyin'in sağlığına kavuşmasını sağlayacak embriyo transferi de gerçekleştirilemedi.

Çocuklarının tedavilerinin yarım kalmasından dolayı çaresizlik içinde olan aile, yardım kampanyası için İstanbul Valiliği İl Dernekler Müdürlüğü'ne başvurdu. Başvurunun kabul edilmesinin ardından, 13 yaşındaki Mir Hüseyin'in tedavisine destek için resmi kampanyaya izni verildi. Mir Hüseyin'in sağlığına kavuşması için yardımda bulunmak isteyenler, Ziraat Bankası'nın "86058913-5001" ve "TR23 0001 0024 8286 0589 1350 01" nolu banka hesabına yardımda bulunabilecek. Öte yandan ilik naklinden sonra tedavisi süreci devam eden ve sağlığına kavuşmayı dört gözle bekleyen Seyidhanım'ın da desteğe ihtiyacı sürüyor.

Anne Hacer Mirhaşimova, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kampanyadan toplanan paranın, Mir Hüseyin'in hastane masrafları ve ilaçları için kullanabileceğini söyledi. Kızı Seyidhanım'ın tedavisinin devam ettiğini oğlu Mir Hüseyin için de kampanyaya izin verildiğini anlatan Mirhaşimova, "Biz de bu duruma düştükten sonra Kanuni Sultan Süleyman Eğitim Ve Araştırma Hastanesi'nde kan verip, onun sonuçlarını Seyidhanım'ın doktoruna götürdük. Seyidhanım'ın bir ilacı 1300 TL, başka bir ilacı 5 bin 100 TL." diyerek kızı için endişelerini dile getirdi.

Kampanyanın duyulması için birçok kuruma ve platforma başvurduğunu dile getiren Mirhaşimova, bir yıl sürecek kampanya için hayırseverlerin desteğini istediklerini söyledi. Tedavi sürecinin kendilerini çok zorladığını ifade eden Mirhaşimova, şunları kaydetti: "Doktor, Seyidhanım'ın bağışıklığının çok düşük olduğu konusunda beni uyardı. Enfeksiyon nedeniyle hastaneye yatması gerekebileceğini söyledi. Hastaneye gittik ilaçlarının verilmesi için. Ama ilacı benim almam gerekiyordu. İlacın fiyatı 10 bin TL idi. Çaresizlikten ağlayarak eve geldim. Komşularımızın desteğiyle toplanan fitre ve zekat parası ile ilacı aldım. Doktor iki haftada bir ilaç takılmasını söyledi. Onun da 10 gramı 5 bin TL idi." Mirhaşimova, kızının ilaç masraflarını üstlenecek bir hayırseverin desteğine de ihtiyaç duyduklarını belirterek, "İnşallah Seyidhanım'ın tedavisini üstlenen bir kişi olur. Bana para vermesin sadece Seyidhanım'ın ilaçlarını alsın, o bize yeter. Seyidhanım'ın tedavisi yarım kalmasın." dedi.

Çocuklarının yanında ağlamamaya, güçlü durmaya çalıştığını dile getiren Mirhaşimova, "Öyle hastalıklar da var ki para var ama şifası Allah'tadır. Allah her bir hastaya şifa versin. Bizim sadece paraya ihtiyacımız var. Gece gündüz Allah'a dua ederdim 'Hüseyin'e de bir kapı aç' diye. Valilik onayı bizim için çok önemliydi. Satacak bir evim yok, hiçbir şeyim yok elimde. Allah razı olsun komşularımdan ama ilik nakli fitre, zekat parasıyla da toplanabilecek gibi değil. Büyük bir para. Nakilden sonra da nasıl durumda olacağı belli olmuyor." diye konuştu.

Sağlığına kavuşmak için hayırsever desteği istediğini belirten Seyidhanım Mirhaşimova da "Bin şükürler olsun ilik nakli oldum. Naklim tuttu. Çok sevindim. Allah'ım beni sağlığıma kavuşturdu. Sadece ilaçlara ihtiyacım var. Bağışıklığım düşük biraz. O da inşallah düzelir. Benim tek arzum Hüseyin'in iyileşmesi. Kardeşim de iyileşsin benim gibi. İnşallah onun için de para toplanır. Allah büyüktür." dedi. Enfeksiyon riski nedeniyle evinden dışarı çıkamayan ve eğitimine ara veren Seyidhanım, "Evde oturuyorum, kitap okuyorum, boyama yapıyorum. Okulumdan geri kalıyorum. Benim okuduğum ile öğretmenin anlattığı aynı olmaz. Doktor izin verdiğinde bir an önce okuluma başlamak istiyorum. Okumak ve doktor olmak istiyorum." diyerek duygularını aktardı.

Mir Hüseyin de kampanyanın kendisi için bir umut olduğunu ifade ederek, şunları söyledi: "Para toplanıp iyileşmem için artık onayım da var. Artık insanların iyi kalbine kalmış ki para toplansın. İstanbul Valiliği'ne de çok teşekkür ediyorum onay verdiler. İnsanlar yardım etsin, yardım eli uzatsın. Param toplansın ben de iyileşeyim. Benim de arzularım var geleceğe dair. Benim en çok sevdiğim şey futbol oynamak ki kulübe gitmek istiyordum. Çok başarılıyım bu yönden ama rahatsızlığım engelledi. Bu yaştan sonra gitsem de biraz geç olur. Artık doktor olmayı düşünüyorum. Ben de kendim gibi çocukları iyileştirmek istiyorum." Evdeyken ablası Seyidhanım ile tablette oyun oynadıklarını, ders çalıştıklarını, sohbet ettiklerini, en önemlisi morallerini yüksek tutmaya çalıştıklarını belirten Mir Hüseyin, "Dışarı çıktığımda sağolsun arkadaşlarım rahatsız olduğumu bile aklıma getirmiyor. Yani üzmüyorlar beni. Beni mutlu etmeye çalışıyorlar. Kafamı karıştırmak istiyorlar ki hastalığımı hatırlamayayım." dedi. (AA)