“Kutsal olanı köpeklere vermeyin.
İncilerinizi domuzların önüne atmayın.
Yoksa bunları ayaklarıyla çiğnedikten sonra dönüp sizi parçalayabilirler.” der Hz. İsa… (Matta: 7/6)

 

 

İnci sözlükten paylaşmış Sedat Kaya:

"...Kızılderililerin inancında Tanrılar sakallıydı ve denizden gelmişlerdi.
Sakallı istilacıları görünce onları doğaüstü sandılar.
Yüzerek selamladılar.
Mısır, patates ikram ettiler.
Atları, iş hayvanları, demir silahları yoktu.
Ama kulaklarına ince altın süsler takıyorlardı.
İşte o altınlar sonları oldu..."

 

Kur’an-ı Kerim: ‘Sakın aldatıcılar sizi Allah ile aldatmasınlar’ der.  (Fatır:35)

Kur’an aldatıcılar yerine aldananları muhatap alıp uyarıyor ve aldatıcılara karşı uyanık olmaya çağırır Müminlerini.

Peki Allah’ın Müminleri bu aldatılmamayı nasıl başaracak/ becerecek? Bunun cevabını doğru bir şekilde vermek çok önemlidir. Verilecek cevap aynı zamanda Kızılderililerin istilacılara karşı aldanmalarının önüne de geçecek bir cevaptır:

Öncelikle Allah’ı iyi/ doğru tanımak gerekiyor. O’nun neyi söyleyebileceği/ söyleyemeyeceği, neyi isteyebileceği/ isteyemeyeceği, neyden / razı olacağı/ olmayacağını iyi anlamak/ bilmek (marifet) gerekir. Kur’an’da geçen ‘Ve ma Kaderullahe hakka kadrih’ ayetinden, insanların çoğu zaman Allah’ı Hakkı ile takdir edemedikleri/ Allah kurgusunu doğru yapamadıkları/ Allah’ı gereği gibi kavrayamadıklarını anlıyoruz. Tanrını/ Tanrıların sakallı olarak geldikleri gibi bir tanrı kurgusuna sahipseniz ve bu sakallı tanrıların her şeyinizi elinizden alma haklarının olduğuna inanırsanız, gün gelir sakallı birileri tüm incilerinizi çiğneyip sizi paramparça edebilir.

Allah ile aldatılmanın başkaca versiyonları yok değildir. Bir kutsal üzerinden aldatılanlar sadece dindarlar değildir. Ve insanlar sadece Allah üzerinden istismar edilmiyorlar. Yakın zamanda sonuçlarını çok ağır bir fatura ödeyerek yaşadığımız, Kutsal zekatlarımızdan ve incilerimizden bize kefen biçen, tepemizde bomba patlatan ‘sakallı’ köpekleri/ domuzları hep birlikte deneyimlemiş bir halkız. Bunun böyle olduğunu 2015 Haziranında ‘Himmet: kendi kefen Paramız’ başlığı ile yazmıştım. (http://sehirmedya.com/yazarlar/himmet-kendi-kefen-paramiz/)

Bundan yaklaşık 15-20 sene önce Atatürk üzerinden bir aldatma olayı yaşamıştı ülkemizde… Selçuk Parsadan isimli dolandırıcı Kemalizm’in en sorgulanamaz dönemlerinde (28 Şubat darbesi sonrası) Kemalist paşaların ve onların yardakçısı hükümet başkanının ‘İncilerini’ çiğnemiş idi. M. Kemal Tanrı olmasa da insanların incilerini döktürecek bir kutsallığa sahipti. Müslümanları Allah ile aldatılanlar üzerinden dövenler M. Kemal üzerinden dolandırılmışlardı.

İnsanlar birtakım dinsel ya da seküler kutsallar/ değerler ve hayırseverlik/ iyilik kavramları üzerinden çok rahat şekilde dolandırılabilmektedir.

Üstelik bunu yapan köpek ve domuzlar öyle akıllı- zeki insanlar da değillerdir. Nisa süresindeki ‘Mallarınıızı geri zekalılara (Süfeha) vermeyiniz’ ayetinde söylendiği gibi, oldukça bodoslama yaptıklarını söyleyebiliriz. Koskoca ülkenin ve hatta çok daha fazlasının mallarını/ incilerini/ kutsallarını alan, çiğneyen Köpeğin/ domuzun süzme bir geri zekalı olmadığını kim söyleyebilir? 40 yıldır yaptığı vaazlarda aklı başında bir laf ettiğini şahsen hiç görmedim. Hele ki, kendi kalesine gol atmak sayılacak o kıç kaldırmalı bedduayı yapması ahmaklığının, geri zekalılığının tescilidir. Böylesine kadar ahmak bir adama kandırılmak kanımca bilinçli bir seçimden başka bir şey değildir. Bunu yazdım. (http://sehirmedya.com/yazarlar/himmetin-kazasi-farzdir/)

Artık bu aldanışlara bir son vermeliyiz. Tankların üzerine çıkan, kurşunlara siper olan bir halkın performansına yakışmaz incilerini domuzlara çiğnettirmek. Sanal alemde, birlikmiş, çoklukmuş, yardımmış, dernekmiş, dayanışmaymış, sivil toplm kuruluşuymuş gibi faaliyet gösteren örgütler ve bu ürgütlerin başlarındaki Minyatür Adolf’lara, Çakma Devran Çağlar’lar’ın Devletin kritik koridorlarına sızma projeleri uğruna incilerimizi domuzlara heba ettirmek zulümdür, vebaldir. Ermeni soykırım anıtında saygı nöbeti tutan ard niyetli ‘onun bunun projeleri uğruna’ kutsallarımızı köpeklere vermek ihanettir. İyilik yapıyorum zannı ile karşımıza çıkan her sakallı tanrıya patates vermek ahmaklıktır.

Hayır yapmak, İyi olmak, Allah’ın razı olacağı eylemler yapmak atla deve değildir. Bunun için Müslümanların/ yerlilerin ve devletin akredite ettiği birçok resmi/ gayri resmi kurum ve oluşum var. Bütün bunlar varken geri zekalı bir vaiz bozuntusundan canımız pahasına kurtardığımız kutsallarımızı/ incilerimizi Banker Bilo kılıklı, devran Çağlar pozlu sahtekarlara çiğnetip, üstüne bir de dedikodu sarmalı içinde parçalanmak bir Müslüman’ın/ İnsanın haysiyetine zuldür.

İncileriniz kefeniniz olmasın.