SON DAKİKA
Hava Durumu

Savaşmayan ülkeler Mudanya'da mütareke yaptı

Yazının Giriş Tarihi: 11.10.2017 22:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 11.10.2017 22:00
Mütareke, terk kelimesinden ortaya çıkan bırakma, terk etme gibi savaşın durdurulması bırakılması anlamında kullanılmaktadır. Osmanlıların Birinci Dünya Savaşının sonunda imzaladığı Mondros Mütarekesi ile savaş halinde olduğu İtilaf Devletleri ile (İngiltere, Fransa ve İtalya) savaşı bitirmiştir. Mütareke anlaşmasının başka maddelerini dayanak göstererek adı geçen ülkeler Türkiye’nin bazı şehirlerini en başta da İstanbul’u işgal etmişlerdi.

Fransa, Ermenistan ve Yunanistan’a karşı yapılan Milli Mücadelenin ardından Ermenistan, Fransa ile barış ve sınır anlaşmaları yapılmıştı. Sıra Yunanistan’a gelmişti ki Mudanya’ya Yunanistan delegelerinden önce İtilaf Devletleri delegeleri gelmiştir. Fransa ile 20 Ekim 1921’de Ankara İtilafnamesi yapılmış, güney sınırları belirlenmişti. İtalya işgal ettiği şehirleri kendiliğinden bırakmış elindeki askeri malzemenin de bir kısmını Ankara hükümetine teslim etmişti. Fransa ve İtalya ile savaş hali yoktu ki onlarla savaşın bırakılması, mütarekesi yapılıyor olsun. O halde bu Fransa ve İtalya delegelerini, hangi akıllı ne tür bir mantıkla Mudanya’ya davet etmişti?

İngiltere ile İstanbul ve Ankara hükümetleri Mondros Mütarekesinden sonra hiçbir yerde hiçbir şekilde savaşmamışlardı. İstanbul hükümetini dolayısı ile padişahı desteklediği iddia edilen İngiltere’nin delegeleri destekledikleri İstanbul hükümeti ile değil de desteklemedikleri güya karşı oldukları Ankara hükümeti delegesi ile mütareke yapacaklardı.

Neyin mütarekesi? Savaşmayan tarafların biri birleri ile mütarekesi mi olur? Dünya savaş tarihinde, mütareke tarihinde benzeri görülmemiş bir hikâyedir Mudanya Mütarekesi’nin hikâyesi. Hiç savaşmayan ülke delegeleri bir araya gelerek savaşı durdurma kararı almıştır. Bunun için anlaşma metinleri hazırlayarak törenle imzalamışlardır. Şaka sınırlarını da aşan bir hikâyedir.

“Padişahı/İstanbul hükümetini desteklediği” iddia edilen İngiltere olmayan savaşı bitirmek için mütarekeyi İstanbul hükümeti ile değil de karşı çıktığı Ankara hükümeti delegesi ile yapıyor. Görünen odur ki Lozan’da ki kumpas aslında Mudanya’da başlamıştır. Lozan kumpasını anlamak için Lozan’dan önce Mudanya’ya bakmak gerekmektedir.

Birinci Dünya Savaşının son iki ayında dört ülkeyi (Filistin, Ürdün, Lübnan, Suriye) kendisine armağan eden Ankara iradesini,  majestelerinin ülkesi İngiltere, Mudanya iskelesinde ödüllendirmiştir. Ödülün başka aşamaları, istasyonları da vardır.

Ama Osmanlının savaş alanındaki tasfiyesi Nablus’tan başladığı gibi siyasi tasfiyesi de Mudanya iskelesinden başlamıştır. Dönemin İstanbul’daki padişahı bu tasfiyeyi anlamış mıdır? Anladığını açık eden tepkisi hakkında hiçbir bilgi yoktur. Ya da sözlü itirazını bile ilan etmekten aciz birisidir. Bir acize karşı kazanılan siyasi üstünlüğün de öyle asırların, bin yılların siyasi başarısı diye anılması eğlencelidir.

O acize karşı elde edilen başarının da zaten Nablus’ta başladığı Mudanya’da kaleme/yazıya döküldüğü açıktır. İşin İstanbul tarafı hesaba katılmaz ise İngilizler Osmanlının tasfiyesini Mudanya İskelesinde kaleme aldırmıştır. Ankara’yı muhatap almasının karşılığında istediklerine esaslı bir itirazın olmayacağını test etmelerinden dolayı olmayan savaşın mütarekesini de bu iskelede yapmışlardır. Teslim edilmelidir ki İngilizler, Osmanlı idaresine karşı asırlardır biriktirdikleri kinlerinin karşılığını Mudanya’dan başlayarak görmüşlerdir.

Gerisi ayrıntıdır. Yunan delegeleri açıkta, denizde beklemiş, mütareke maddelerini İngilizler onayladıktan sonra gelip imzalamışlardır. Çok önemli değildir. Yunanistan zaten karar verici değildir. Karar verici İngiltere’dir. O da kararını Osmanlının tasfiyesi, Ankara’nın ödüllendirilmesi, Yunanistan’a ise Anadolu macerasının ardından batı Trakya ve Ege adaları ile teselli bulmasını öngörmüştür.

Ankara’nın delegesi ismet Paşa’da Mudanya’da önemli bir iş yaptığını her zaman düşünmüş olmalıdır. Zaten aksi bir görüşü olsaydı Mudanya’ya gelmek onun ne haddine olurdu. Üstelik bir de iskeleye Paşa’nın heykeli dikilmiştir ki bundan iyisi can sağlığı dedirtecek bir sonuçtur. Bursa/Mudanya’ya da böyle benzersiz, önemli bir mütarekeye ev sahipliği yapmanın gururu kalmıştır. Yerel yöneticilerin hemen her yıl dönümünde burada bayramlıkları ile “sevinçle dolmaları” ve nutuk atmalarının zemini oluşmuştur. Mudanya Mütarekesi, “Türk kararlılığı karşısında İngiltere’ye Türk tarafının görüşlerini kabul ettirdi” gibi duyanları heyecanlandıracak cümlelerinde tekrarlanmasına bir bahane teşkil etmiştir.

Zaten Mudanya’da mütareke görüşmelerinin yapılmasını teklif eden taraf da İtilaf devletleri idi. Tekliflerini ise İstanbul Hükümetine değil doğrudan Ankara Hükümetine yapmışlardı. Ankara iradesi, Mudanya yerine başka yer olsun bile demeyerek, hiçbir konuda zorluk çıkarmayacağını yeniden ilan etmişti. Anlaşmanın resmi adı Askeri Sözleşme (Convention Militaire) olmasına Türk ve Yunan kuvvetleri arasında çatışmanın durmasını öngörmesine rağmen, Yunanistan değil İtilaf Devletleri taraf olarak hazır bulunmuştu. Yunan delegeleri ise imzaladıkları metne itiraz bildirisi yayınlayarak hem olaya neşe katmışlar hem de dünya da bir ilki gerçekleştirmişlerdir.
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.