Ama her dönem geçerliliğini koruyan hisseler bulundurur içinde.
Bir zamanlar tilkinin birisi her akşam ormanda kafayı çekiyor, sarhoş olunca da diğer hayvanlara hava atıyormuş:
-Ben aslan falan iplemem, bu alemin kralı benim diye. Bu durum, diğer mahlûkatın zoruna gidiyormuş
Ve nihayet gidip Aslan’a demişler ki:
-Efendim, tilki her gün kafayı çekip, sarhoş olunca da Ben aslan falan iplemem, âlemin kralı benim diyor, bu durum ise bizim zorumuza gidiyor.
-Aslan: anlaşıldı, ben gider onunla konuşurum demiş.
-Ve gitmiş bakmış ki o tilki, bir ağacın altında demleniyor.
-Aslan: ne haber tilki kardeş, ne yapıyorsun diye sorunca;
-Tilki: Valla ne olsun kralım, boş kalınca böyle oturup
Demleniyorum…
Kafayı bulunca da salak salak konuşuyorum demiş.
Malum Karabaşı Veli Tekke’sine çöken sahte şeyhin boyaları dökülünce Osmangazi Belediyesi geçte olsa o eşsiz mekanı bu zattan aldı kendisini kapının önüne bir güzel koyuverdi.
Bir zamanlar otobüs bileti olmadığı için karda kıyamette zikir çeke çeke Dikkaldırım’dan Altıparmak’a yürüdüğünü gözyaşları içinde anlatan ancak bugünkü zevki sefa içindeki lüks yaşamının kaynağını bir türlü açıklamayan sözde Mevlevi üstadı özde sahte şeyh Mustafa Özbağ, tekkenin elinden alınmasının ardından başlattığı iftira yalan ve tehditlerle dolu pis kampanyası ile önüne gelene saldırmaya devam ediyor.
Yaradan Allah’a şirk koşan, Peygambere fütursuzca iftaralar atan, Atatürk’le rüyasında konuşan ve bir çok skandal konuşmasıyla kamuoyunun gündemine sık sık gelen sahte şeyh, bu kez gerçek bir din adamının Bursa Müftüsü İzani Turan’a tosladı.
Bir din adamının asla kullanmayacağı rezil bir üslupla önüne gelene hakaret edip iftira eden Mustafa Özbağ’ı çok ser bir dille eleştiren Bursa Müftüsü İzani Hoca, vatandaşları da bu tür tacirlerden uzak durması konusunda uyardı.
İzani Turan’ın sosyal medya hesabından verdiği dersle ilgili haberi bugünkü gazetemizde okuyabilirsiniz.
Ancak sahte şeyhin o kadar gözü kararmış ki, utanmadan sıkılmadan Müftü’yü cahillikle suçlayacak ve DİB Başkanı ile tehdit edecek kadar ileriye gidiyor.
AK Parti iktidarı döneminde kullandığı imkanlarla lüks bir yaşam süren sahte şeyh efendi, Tekke gidince öküz öldü ortaklık bozuldu tadında dün de hükümeti hedef alan utanmazca paylaşımlarına devam etti.
Bakın terbiyesizliğin sınırlarını fersah fersah aşan o paylaşımlardan bazıları şöyle:
“OutNow'un kurucusu ve yöneticisi Ian Johnson, "Resmi olmayan bilgilere göre Türkiye'de 3 milyondan fazla eşcinsel yaşıyor" diye istatistik bilgi vermiş, bizim hergele gasteci takımı ve Bursa Müftüsü Mustafa özbağ'a anlatılan rüyayı konuşuyorlar tehlikeyi şeytan bunlara göstermiyor”
“Türkiye İstatistik Kurumunun açıklamalarına göre 2018’de boşanma sayısı bir önceki yıla göre yüzde 10,9 artarak 142 bin 448’e yükselmiş ,henüz 2019 açıklanmadı, oturmuş koca koca gibi görünen küçük adamlar, Mustafa Özbağ'ın görüldüğü rüyaları tartışıyorlar, bu nasıl bir ahmaklık...!”
“Ülkemde geçim sıkıntısı had safhada, insanlar böbreklerini, organlarını en acısı tenlerini satıyor, 100.000 kayıtılı,130.000 kayıt bekleyen tenini satan bayan var, bunlar uzaydan gelmedi bizim insanımız, bu gasteci ve Bursa Müftüsünün Derdi Mustafa Özbağ'ın görüldüğü rüyalar, BATTINIZ”
“Ülkede felaketler,Uyuşturucu,Fuhuş,Eşcinsellik,adaletsizlik,hukuksuzluk,her türlü haram ve lanetlik işler kol geziyor Hakan, Lütfü, gasteci diğerleri ve Bursa Müftüsü oturmuş Mustafa Özbağ'a anlatılan bir rüyayı kendine dert edinmiş onu konuşuyorlar battığımızın BÜYÜK RESMİ...!”
Devam ediyor böyle. Utanmak insanı bir duygudur. Hele ki inançlı insanların en önemli vasıflarındandır. Bu kendini Üstad ilan etmiş şahısın bu duygudan ne kadar nasiplendiği bu süreçte net bir şekilde ortaya çıktı.
Bak çakma Üstad!
Attığın tivitlerin altında vatandaşın sana verdiği ayarları okuyorsun. 3-5 müridinle milleti tehdit ederek bir yere varamayacaksın.
Bursa Müftüsünü tehdit etmeye de senin çapın yetmez. Haddini bilmek Tasavvufun en önemli ilkelerinden öğrenememişsin otur sıfır sana.
Had bilmeden atılan o tivitlere bakın siz:
“Lütfi Oflaz bile Hakan ve gasteci gibi Din alimi, Tasavvuf erbabı gördü kendini, Neyin doğru neyin yanlış olduğunu müftü bey gibi bir hadis ve fetvaya dayanmadan heva ve hevesine göre cevap veriyor, Hadis, Akaid, Fetva ilimleri var mı yok, Ama bunlar bilmediklerini bilmeyen cahiller..”
“İnsanlar Dini kurum olarak sizleri görüyorlar, biraz okuyup inceleseydiniz, bilmiyorsunuz bari gelip sorsaydınız bize, yardımcı olurduk, Gazeticiler ne anlarlar dini akidelerden onlar mal, makam, para arsa peşindeler, Ah müftü bey ah, cehaletinle bütün bütün bir kurumu yıktın...”
“ Müftülüğünün paylaştığından, Diyanet İşleri Başkanlığının haberi olmasın, işinden olacak bir de ya...”
Gazetecilere yönelik hakaretlerini ve iftiralarını da aynen iade ediyoruz. Cahil de sensin rant peşinde olan da sensin.
Şimdi iş sadece Karabaşı Veli Tekke’sini senden kurtarmakla bitmiyor. Kandırdığın insanları da kurtarmak için mücadelemiz sürecek.
Dahası Çanakkale’de İstanbul’da Kocaeli’nde ve diğer kentlerde kamunun, milletin imkanlarına çökmeni engellemek ve seni oralardaki işlerinde de kamuoyuna tanıtmak bizim görevimiz.
Devam ediyoruz Şeyh Efendi…
AK Parti, onun il başkanı Ayhan Salman, Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş ve Müftü İzani Turan. Bunlar senin gibi sahte din adamının boyunu fersah fersah aşar. O kendi çıkarın bozulduğu için piyasada dolaşan iftiracı tosunların palavraları ile mesafe alamazsın.
Gel yol yakından tövbe et…
Rabbimden yaptıkların için af dile…
Belki kapılar açıkken o tövben kabul olur…
İftira attığın hakaret ettiğin insanlardan da o tivitenden başlayarak özür dile.
Kul hakkı ile Mahkeme-i Kübra’ya çıkma.
Hele kamu kaynakları üzerinden tüyü bitmemiş yetimin hakkı var…
Çık milletten özür dile helallik iste…
Bugün varız yarın yokuz…
O lüks hayat, seni mahkeme günü kurtarmaz…
Hayaller yüzyılın projesi gerçekler belediye lokali!
Mudanya’da AK Parti’nin en büyük talihsizliği ya da hatası Hasan Aktürk’ü başkan adayı gösterip kazandığı 2009 seçimleri oldu…
Gerçekten kötü bir kadroyla kötü bir yönetimin finali de zaten belediyeye düzenlenen operasyon olmuştu. O dönem yapılan hatalar bugün bile AK Parti’nin peşini bırakmıyor.
İşte o dönem yapılan ve altındaki imzalar dışında tek doğru harfin bile olmadığı bir protokol nedeniyle Öğretmenevi tahliye edilecek. Bu kadar tartışmaya bile gerek yoktu aslında 3 yıldır Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğü’nün 3 katı boş. Taşınmalıydı Öğretmenevi.
Hayri Türkyılmaz’ın pis siyasetine fırsat verilmemeliydi. Dün yine öğretmenevinin tahliyesiyle ilgili bölge idarenin kararını boy boy yayınlayarak zafer kazanmış komutan edasıyla boy gösterdi.
Yazık çok yazık!
Şimdi orayı Hayri Başgan belediye lokali yapacakmış. Aslında restoran yapmak istiyor ama camiye mesafe oldukça yakın, o iş zor. Artık belediye personeline yemekhane, gelip giden papaz misafirlerine he misafirhane olarak kullanır. Ne kadar sürer orayı da rezil etmeleri göreceğiz
Ancak tekrar altını çizelim. Zaman kaybetmeden Öğretmenevi Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğü’nün boş olan 3 katına taşınmalıdır. Hayri Başgan kavga ederek siyaset yapmayı seviyor. Bu saçmalıklardan besleniyor.
Bu pis siyasete daha fazla fırsat vermeye gerek yok. Devletin boş binası var, oraya taşınır olur biter.
6 yıl boyunca tek çivi çakmayan Hayri Başgan, yine o kötü dediğimiz Hasan Aktürk yönetimi döneminde inşa edilen öğretmenevi Yeni mahalle Kültür Merkezi, Tahir Paşa Konağı Müzesi, Güzelyalı Yüzme Havuzu ile avunuyor. Bir tanesinde tek çivisi yok ama maşallah boy boy pozları onların önünde veriyor.
Yani AK Parti’nin en kötü yönetiminde bile CHP’ye göre bin kat daha iyi işler yapılıyor. AK Parti 2009-2014’te yönetimde olmasaydı Mudanya bugünkü halinden 10-15 yıl daha gerideydi…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Web.tv
Alpaslan Yıldız
Şeyh uçtu uçacak aman derim (!)
Çok bilinen bir hikâyedir…
Ama her dönem geçerliliğini koruyan hisseler bulundurur içinde.
Bir zamanlar tilkinin birisi her akşam ormanda kafayı çekiyor, sarhoş olunca da diğer hayvanlara hava atıyormuş:
-Ben aslan falan iplemem, bu alemin kralı benim diye. Bu durum, diğer mahlûkatın zoruna gidiyormuş
Ve nihayet gidip Aslan’a demişler ki:
-Efendim, tilki her gün kafayı çekip, sarhoş olunca da Ben aslan falan iplemem, âlemin kralı benim diyor, bu durum ise bizim zorumuza gidiyor.
-Aslan: anlaşıldı, ben gider onunla konuşurum demiş.
-Ve gitmiş bakmış ki o tilki, bir ağacın altında demleniyor.
-Aslan: ne haber tilki kardeş, ne yapıyorsun diye sorunca;
-Tilki: Valla ne olsun kralım, boş kalınca böyle oturup
Demleniyorum…
Kafayı bulunca da salak salak konuşuyorum demiş.
Malum Karabaşı Veli Tekke’sine çöken sahte şeyhin boyaları dökülünce Osmangazi Belediyesi geçte olsa o eşsiz mekanı bu zattan aldı kendisini kapının önüne bir güzel koyuverdi.
Bir zamanlar otobüs bileti olmadığı için karda kıyamette zikir çeke çeke Dikkaldırım’dan Altıparmak’a yürüdüğünü gözyaşları içinde anlatan ancak bugünkü zevki sefa içindeki lüks yaşamının kaynağını bir türlü açıklamayan sözde Mevlevi üstadı özde sahte şeyh Mustafa Özbağ, tekkenin elinden alınmasının ardından başlattığı iftira yalan ve tehditlerle dolu pis kampanyası ile önüne gelene saldırmaya devam ediyor.
Yaradan Allah’a şirk koşan, Peygambere fütursuzca iftaralar atan, Atatürk’le rüyasında konuşan ve bir çok skandal konuşmasıyla kamuoyunun gündemine sık sık gelen sahte şeyh, bu kez gerçek bir din adamının Bursa Müftüsü İzani Turan’a tosladı.
Bir din adamının asla kullanmayacağı rezil bir üslupla önüne gelene hakaret edip iftira eden Mustafa Özbağ’ı çok ser bir dille eleştiren Bursa Müftüsü İzani Hoca, vatandaşları da bu tür tacirlerden uzak durması konusunda uyardı.
İzani Turan’ın sosyal medya hesabından verdiği dersle ilgili haberi bugünkü gazetemizde okuyabilirsiniz.
Ancak sahte şeyhin o kadar gözü kararmış ki, utanmadan sıkılmadan Müftü’yü cahillikle suçlayacak ve DİB Başkanı ile tehdit edecek kadar ileriye gidiyor.
AK Parti iktidarı döneminde kullandığı imkanlarla lüks bir yaşam süren sahte şeyh efendi, Tekke gidince öküz öldü ortaklık bozuldu tadında dün de hükümeti hedef alan utanmazca paylaşımlarına devam etti.
Bakın terbiyesizliğin sınırlarını fersah fersah aşan o paylaşımlardan bazıları şöyle:
“OutNow'un kurucusu ve yöneticisi Ian Johnson, "Resmi olmayan bilgilere göre Türkiye'de 3 milyondan fazla eşcinsel yaşıyor" diye istatistik bilgi vermiş, bizim hergele gasteci takımı ve Bursa Müftüsü Mustafa özbağ'a anlatılan rüyayı konuşuyorlar tehlikeyi şeytan bunlara göstermiyor”
“Türkiye İstatistik Kurumunun açıklamalarına göre 2018’de boşanma sayısı bir önceki yıla göre yüzde 10,9 artarak 142 bin 448’e yükselmiş ,henüz 2019 açıklanmadı, oturmuş koca koca gibi görünen küçük adamlar, Mustafa Özbağ'ın görüldüğü rüyaları tartışıyorlar, bu nasıl bir ahmaklık...!”
“Ülkemde geçim sıkıntısı had safhada, insanlar böbreklerini, organlarını en acısı tenlerini satıyor, 100.000 kayıtılı,130.000 kayıt bekleyen tenini satan bayan var, bunlar uzaydan gelmedi bizim insanımız, bu gasteci ve Bursa Müftüsünün Derdi Mustafa Özbağ'ın görüldüğü rüyalar, BATTINIZ”
“Ülkede felaketler,Uyuşturucu,Fuhuş,Eşcinsellik,adaletsizlik,hukuksuzluk,her türlü haram ve lanetlik işler kol geziyor Hakan, Lütfü, gasteci diğerleri ve Bursa Müftüsü oturmuş Mustafa Özbağ'a anlatılan bir rüyayı kendine dert edinmiş onu konuşuyorlar battığımızın BÜYÜK RESMİ...!”
Devam ediyor böyle. Utanmak insanı bir duygudur. Hele ki inançlı insanların en önemli vasıflarındandır. Bu kendini Üstad ilan etmiş şahısın bu duygudan ne kadar nasiplendiği bu süreçte net bir şekilde ortaya çıktı.
Bak çakma Üstad!
Attığın tivitlerin altında vatandaşın sana verdiği ayarları okuyorsun. 3-5 müridinle milleti tehdit ederek bir yere varamayacaksın.
Bursa Müftüsünü tehdit etmeye de senin çapın yetmez. Haddini bilmek Tasavvufun en önemli ilkelerinden öğrenememişsin otur sıfır sana.
Had bilmeden atılan o tivitlere bakın siz:
“Lütfi Oflaz bile Hakan ve gasteci gibi Din alimi, Tasavvuf erbabı gördü kendini, Neyin doğru neyin yanlış olduğunu müftü bey gibi bir hadis ve fetvaya dayanmadan heva ve hevesine göre cevap veriyor, Hadis, Akaid, Fetva ilimleri var mı yok, Ama bunlar bilmediklerini bilmeyen cahiller..”
“İnsanlar Dini kurum olarak sizleri görüyorlar, biraz okuyup inceleseydiniz, bilmiyorsunuz bari gelip sorsaydınız bize, yardımcı olurduk, Gazeticiler ne anlarlar dini akidelerden onlar mal, makam, para arsa peşindeler, Ah müftü bey ah, cehaletinle bütün bütün bir kurumu yıktın...”
“ Müftülüğünün paylaştığından, Diyanet İşleri Başkanlığının haberi olmasın, işinden olacak bir de ya...”
Gazetecilere yönelik hakaretlerini ve iftiralarını da aynen iade ediyoruz. Cahil de sensin rant peşinde olan da sensin.
Şimdi iş sadece Karabaşı Veli Tekke’sini senden kurtarmakla bitmiyor. Kandırdığın insanları da kurtarmak için mücadelemiz sürecek.
Dahası Çanakkale’de İstanbul’da Kocaeli’nde ve diğer kentlerde kamunun, milletin imkanlarına çökmeni engellemek ve seni oralardaki işlerinde de kamuoyuna tanıtmak bizim görevimiz.
Devam ediyoruz Şeyh Efendi…
AK Parti, onun il başkanı Ayhan Salman, Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş ve Müftü İzani Turan. Bunlar senin gibi sahte din adamının boyunu fersah fersah aşar. O kendi çıkarın bozulduğu için piyasada dolaşan iftiracı tosunların palavraları ile mesafe alamazsın.
Gel yol yakından tövbe et…
Rabbimden yaptıkların için af dile…
Belki kapılar açıkken o tövben kabul olur…
İftira attığın hakaret ettiğin insanlardan da o tivitenden başlayarak özür dile.
Kul hakkı ile Mahkeme-i Kübra’ya çıkma.
Hele kamu kaynakları üzerinden tüyü bitmemiş yetimin hakkı var…
Çık milletten özür dile helallik iste…
Bugün varız yarın yokuz…
O lüks hayat, seni mahkeme günü kurtarmaz…
Hayaller yüzyılın projesi gerçekler belediye lokali!
Mudanya’da AK Parti’nin en büyük talihsizliği ya da hatası Hasan Aktürk’ü başkan adayı gösterip kazandığı 2009 seçimleri oldu…
Gerçekten kötü bir kadroyla kötü bir yönetimin finali de zaten belediyeye düzenlenen operasyon olmuştu. O dönem yapılan hatalar bugün bile AK Parti’nin peşini bırakmıyor.
İşte o dönem yapılan ve altındaki imzalar dışında tek doğru harfin bile olmadığı bir protokol nedeniyle Öğretmenevi tahliye edilecek. Bu kadar tartışmaya bile gerek yoktu aslında 3 yıldır Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğü’nün 3 katı boş. Taşınmalıydı Öğretmenevi.
Hayri Türkyılmaz’ın pis siyasetine fırsat verilmemeliydi. Dün yine öğretmenevinin tahliyesiyle ilgili bölge idarenin kararını boy boy yayınlayarak zafer kazanmış komutan edasıyla boy gösterdi.
Yazık çok yazık!
Şimdi orayı Hayri Başgan belediye lokali yapacakmış. Aslında restoran yapmak istiyor ama camiye mesafe oldukça yakın, o iş zor. Artık belediye personeline yemekhane, gelip giden papaz misafirlerine he misafirhane olarak kullanır. Ne kadar sürer orayı da rezil etmeleri göreceğiz
Ancak tekrar altını çizelim. Zaman kaybetmeden Öğretmenevi Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğü’nün boş olan 3 katına taşınmalıdır. Hayri Başgan kavga ederek siyaset yapmayı seviyor. Bu saçmalıklardan besleniyor.
Bu pis siyasete daha fazla fırsat vermeye gerek yok. Devletin boş binası var, oraya taşınır olur biter.
6 yıl boyunca tek çivi çakmayan Hayri Başgan, yine o kötü dediğimiz Hasan Aktürk yönetimi döneminde inşa edilen öğretmenevi Yeni mahalle Kültür Merkezi, Tahir Paşa Konağı Müzesi, Güzelyalı Yüzme Havuzu ile avunuyor. Bir tanesinde tek çivisi yok ama maşallah boy boy pozları onların önünde veriyor.
Yani AK Parti’nin en kötü yönetiminde bile CHP’ye göre bin kat daha iyi işler yapılıyor. AK Parti 2009-2014’te yönetimde olmasaydı Mudanya bugünkü halinden 10-15 yıl daha gerideydi…