(Veysel Menekşe’den Alıntı)

 Bu hafta köşeme sosyal medyadan çok büyük bir zevkle ve bir öğrenci gibi takip ettiğim kıymetli bir üstadımın geçtiğimiz hafta içinde sayfasına yazdığı birkaç yazıyı alıntılayacağım. Yazılarda içerik olarak herhangi bir değişiklik, ekleme ve çıkarma yapmadım. Ancak yazım ve imla yönünden ufak değişiklikler yaptım.

Veysel Menekşe hocamın bir Kürt olduğunu ve Ak Partili olmadığını, eleştirilerinin çoğunu Ak Partiye ve İslamcılara yaptığını ve asla adaletten ayrılmayacağına güvendiğimi belirtmek isterim.



 

“Kürt vatandaşlara karşı girişilen linç olaylarını AKP'ye ihale eden Kürt siyasileri; yanlış yapıyor. Ben de izliyorum. Mustafa Kemal bayrakları ile donatılmış taksiler vs. AKP'li olamaz. HDP yine yanlış adres gösteriyor..
Kanaatime göre; her şeye rağmen masaya oturabileceği yegane parti AKP' dir. Diğer partilerle nasıl oturabilecek masaya? Ya CHP ve MHP'yi tanımıyorlar; yahut AKP'den başka rakip tanımıyorlar.
Akıl vermek benim görevim. Yapmayın böyle sayın HDP’liler. Muhtemel barış masasında muhatap olabileceğiniz yegane siyasi parti her şeye rağmen AKP’dir. Niyetiniz üzüm yemekse; bağcıyla ahbap olun. Bu sol taifeden size bir hayır gelmez. Pes!”
Olaya bir de şöyle bakmanız için:
1. Ergenekoncu yapı Kürtler ve AKP işbirliği ile tasfiye edildi.
2. Kürtlerle AKP arası bozulmadan; mağluplar tekrar palazlanamazdı.
3. Şimdiki manzara; çoktan tarihe gömülmek üzere olan iki siyasi partiye hem zaman hem zemin kazandırmaktadır.
4. HDP de tek rakip gördüğü AKP'yi bu kirli ittifak ile aşmaya çalışmaktadır.
5. Ve fakat mevcut durumun ne Kürt halkına ne de genel tüm halka bir faydası yoktur.
6. Mevcut siyasi yelpazede gerçek iki parti vardır: AKP ve HDP. Her şey bu iki partinin akil davranmaları ile yoluna girebilecektir. Ve tabi ben kendisine istihbari bilgi aktarılan bir gazeteci yazar değilim. Sahadan izlediğim kadarıyla ancak bu kadar yorumlayabiliyorum. İsabet kaydetme oranım düşük olsa da; sezgilerim bu yolda düşünmeye sevk ediyor.
7. Barış sürecini CHP, cemaat ve MHP'nin ve Doğan Medya’sının dinamitlediğine inanıyorum.
“Pes!"

"MHP, CHP ve sair ulusçu partilerin Kürdistan’da politik bir şansları yok.
AKP ile HDP bu alanda siyaseten yarışabilen iki parti ve bu yarıştan kendilerine pay çıkarabilmek için HDP’nin yanındaymış gibi yapan CHP; tam bir sahtekarlık örneği sergilemektedir. Savaş Apaydın yorumundan mülhem olarak şunu söyleyebilirim: AKP ve tabanı Kürt düşmanı değildir. En azından politikasını bu düşmanlık üzerine bina etmemiştir.
Ve fakat bütün siyasi söylem zeminini PKK ve Kürt düşmanlığı üzerine bina etmiş bir Kemalist sol ulusçu blok var ve ne yazık ki HDP bunlarla "Sırrı Süreyya aymazlığı"nda ısrar ederek işbirliği yapmaya devam ediyor..
Şunu söyleyip noktayı koyayım:

AKP kaybeder, Erdoğan yıkılırsa, Kürtler için cennet olmayacak.”
“Pes!"

“Ergenekoncu Kemalist sol vesayet rejimine karşı; Taraf Gazetesi, AKP ve Kürt siyasi aklı birlikte hareket ettiler. Bu bir rejim değişikliği idi.  Evet. Sessiz bir devrim oldu ve Birinci Cumhuriyetin evlatları tasfiye edildi. Çankaya köşkü terk edildi, yerine Aksaray yapıldı. Bu sembolik değişim bile Kemalist fanatiklerin gözünü karartmaya yetti. Şimdi HDP ile işbirliği içinde olmaları bu gözü kararmışlığın yansımasıdır.
Kürt siyasi aklı şimdi de AKP yeni rejimine karşı, Dersim katillerinin torunları ile işbirliği yapıyor.
Kahvehane milleti işin ardını bilmeden bakıyor ve bu manzaraya akıl erdiremiyor. E haklılar, ben de pek akıl erdiremiyorum.
Mesele Recep Tayyip Erdoğan meselesi değil, rejim değişikliği meselesidir. Muhafazakar Kemalist sol faşizm, rövanşı alıp; Erdoğan'ı asma hayalleri kuruyor. Ve fakat memleket yıkılırsa? Ne gam?!
Kürt siyasi aklı için her yol Paris bundan böyle. Öyle görünüyor…
Ammaa velakinn! Evlerdeki hesapların Washington'a uymayabileceğini de unutmamak lazım.”
Pes!"