SON DAKİKA
Hava Durumu

Siyasal İslam'ın çökmesi (ıı)

Yazının Giriş Tarihi: 04.04.2020 14:26
Yazının Güncellenme Tarihi: 04.04.2020 14:26

Oliver Roy, Kuzey Afrika’daki etkisi nedeniyle olmalı ki Cezayir ile birlikte ele aldığı Mısır’da Siyasal İslam’ın varoşlarda varlık gösterdiğini, toplumun geneli tarafından kabul görmediğini bile iddia etmişti. İslam Dünyası uzmanı diye yere göğe sığdırılamayan, beş duyusunu da yalana ve sömürgeciliğe tahsis etmiş  Roy, hangi İslam ülkesi için her ne dedi ise aksi olmuştur. Mısır’da Tunus’ta iflas ettiklerini söylemişti ama adı geçen ülkelerde, diktatörlüklere karşı verilen destansı mücadeleye, İttihad-ı İslamcılar öncülük ettikleri gibi devrimden sonra ki seçimleri de kazanmışlardı. Bir seçimi kazanmaktan ne çıkar, denilebilir. Ama bir seçimi kazanmak halk desteğine sahip olduklarını, varoşlarla sınırlı küçük gruplar olmadıklarını, görmek ve anlamak isteyenlere göstermiş olmalıdır.
Türkiye gibi ülkelerde iktidara heveslenen bunun için parti kuran kimseler, iki konuda batılıları tatmin etmeye özen gösterirler. İttihad-ı İslam taraftarı olmadıklarını, Batı ile uyumlu çalışacaklarının teminatını verirler. İttihad-ı İslam’ın zaten çöktüğünü de vurgulamayı ihmal etmezler. Çöken bir akıma taraftar olmak bir siyaset erbabı için gerçekçi olmaz. Onlar için gerçekçilik sadece kendilerini iktidara taşıyanlardır. Ancak olayın gerçekçi olmakla sınırlı olmadığı açıktır. Bu aynı zamanda bir temenni olduğu kadar örtülü bir hedefe de işaret eder. İktidar gücü elime geçtiğinde “Siyasal İslam’ı çökerteceğim” demektir. Bunun teminatı gibidir. Siyasal İslam’ın çökmesini bekleyen sömürgecilere, kendini ispatlama, kendini gösterme çabasıdır. Bir çeşit şirinlik gösterisidir.
Refah Partisi ve Ak Parti hiçbir zaman  kendisini İslamcı diye nitelendirmedi. Ama batılıların gözünde bu iki parti hep İslamcı olarak kaldı. Her seçim öncesinde ya da önemli bir toplumsal olayda İslamcı akımın siyasi karşılığı saydıkları bu partilerin “artık iflas edip çöktüğünü” iddia ettiler. İddiaları her ne kadar boşa çıkmış olsa da tekrardan vaz geçmediler. Çünkü onların tekrarları fiili bir durumun aktarılması değil doğrudan niyetlerinin, isteklerinin açığa vurulmasıdır. Batılılar, Siyasal İslam dedikleri akımları, demokrasi ve kadın hakları konusunda daima sorguya çekme hakkını kendilerinde görüyorlar. Buna karşılık, Cezayir, S. Arabistan, Suriye gibi kanlı diktatörlükleri Siyasal İslamcılara karşı daima koruyan, kollayan Batlı çevrelerdir. Batlıların demokrasi vurgusu yalnızca bir aldatma ve uyutma aracıdır. Müslüman toplulukların karar verici olmalarını asla istemedikleri gibi bir tehdit aracı olarak görmektedirler. Türkiye tarihinde görülmemiş bir şekilde kadınları okumaktan ve kamu kuruluşlarında çalışmaktan engelleyen askeri ve sivil darbeciler daima Batılılar tarafından takdir edilip ödüllendirilmiştir. Demokrasi konusunda olduğu gibi kadın hakları meselesinde de daima iki yüzlü davranmaktadırlar.
Oysa özgür bir akıl/özgür bir vicdan, Türkiye’de halkı yüz yılı aşan bir zamandan beri cendere içinde tutan totaliter iradenin İslam’a rağmen tesis edildiğini teslim eder. Bu halka bu kadar uzun zamandan beri reva görülen zulümleri sorgulamak yerine Siyasal İslam’ın çöktüğünü ilan ederek işe başlayanlar neyin peşindedir? Onlar iktidarı Türk halkından önce Batılı sömürgecilerden istemektedirler. Onların onayından sonra nasıl olsa Türk halkının “ikna edileceği” takıntısı içindedirler.
Bu çevreler Türk halkının iradesini bir çeşit noterlik saymaktadır. Kararın Batılı sömürgeciler tarafından verildiği, önemli olanın karar vericiler olduğunu, seçmenin medya etkisiyle nasıl olsa etkilenip yönlendirileceği takıntısı içindedirler. Oysa Ak parti, 2002 ve 2007 seçimlerini medyaya rağmen kazanmıştı. Medyayı her şeye kadir bilmek bir idrak sorunu yaşamak demektir. Türkiye’de seçmeni de bu kadar etkisiz güdük bilmek, Türkiye tarihinden de cahil olmak demektir. Unutulmasın ki sermaye, medya gücüne ve dış desteğine rağmen Kemalizm’in partisi hiçbir seçimi kazanmamıştır. Bu yüzden Kemalizm’in gözünde Türk seçmeni daima “cahil çoğunluk” olarak kalmıştır.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.