SON DAKİKA
Hava Durumu

Adalet ve Kalkınma Partisi İl Başkanı Sedat Yalçın gazetemize konuştu... 'Son karar partimizin'

Röportaj: Pınar Yeniyiğit    Seçimle gelmek, seçimle de gitmek gerekir’ vurgusu  yapan Başkan  Yalçın ile bayram sohbet

Haber Giriş Tarihi: 14.10.2013 00:12
Haber Güncellenme Tarihi: 14.10.2013 01:12
Kaynak: Haber Merkezi
https://sehirmedya.com/
Adalet ve Kalkınma Partisi İl Başkanı Sedat Yalçın gazetemize konuştu... 'Son karar partimizin'
Röportaj: Pınar Yeniyiğit 

 

Seçimle gelmek, seçimle de gitmek gerekir’ vurgusu  yapan Başkan  Yalçın ile bayram sohbetimizde başta siyaset olmak üzere geniş bir yelpazede konuştuk; net sorularımıza, soru işaretlerine meydan vermeyecek samimi cevaplar aldık... Şehir Gazetesi ekibini Botanik Park Otantik Otelin bahçesinde ağırlayan AK Parti  İl Başkanı   ‘Şu anda teşkilatımın başındayım. Genel Merkezimiz, Başbakanımızın kararı ne olursa, biz o karara uyarız’ derken, ‘Ben kadere inanırım, takdir… Bursa’nın bize ihtiyacı varsa, Bursa bir büyük değişim, sıçrama bekliyorsa ben bu gücü kendimde hissediyorum’ vurgusunu yaptı.

 

 

Sedat Yalçın’ı Bursa çok iyi tanıyor, AK Parti’nin başarılı il başkanı, bürokratik görevlerde bulundu. Ankara’da yaşadı uzun bir dönem. Peki  SN. Yalçın kendini hangi  cümlelerle anlatır, özellikle hangi yönlerine vurgu yapar?

 

Anadolu’nun çeşitli şehirlerinde eğitim hayatını ve  çocukluğunu yaşayan, bürokrasi yıllarında önemli misyonlar üstlenen,  ardından yaklaşık 20 yıl  özel sektörde faaliyet gösteren bir Sedat Yalçın. Bir memur ailesinin çocuğuydum, babam memurdu. Sevgi dolu bir ortamda yetiştik. 2 kardeştik, öğretmen bir ablam vardı, 7-8 yıl önce vefat etti. Annem hayatta, babamı da kaybettik.  Ama şu önemli, babamız da annemiz de bütün varlıklarını çocuklarının geleceği için ortaya koydu. Kol kanat geren bir anne- baba sevgisi hissediyorum çocukluk ve gençlik yıllarıma dair.  Ve ablam da ben de onlara yük olmamak için zaman zaman çalışarak okuma gayretindeydik. Anne –babamızın bizimle gurur duyduklarını kıvandıklarını şükür çok gördük. Bu benim hayatta en büyük sermayemdir. İşte bu his insanın hayatta motivasyonunu, bakışını, özgüvenini oluşturan faktörlerini de belirler. Hayatta anne –babanızdan, çocuklarınızdan güç alacaksınız. Bir başka özelliğim de inandığım bir konuda sabırla hareket edip, engelleri de makul mantıklı yöntemlerle çözebilmektir. Hukuk dışına hiç çıkmam. Meşru zeminler içerisinde, kamu vicdanında da kabul görebilmeyi  esas alırım. Ben “yaptığım işten eminim” diyebildim her zaman. Toplumun yararına işleri dikkate alıp, kişisel çıkarların içinde olmadım, olmam hiçbir zaman . Bu yaklaşım da  benim hayat felsefemde çok önemli yer tutar.

Kamuda da, özel sektörde de uzun yıllar görev yaptım. Masanın 4 tarafında da oturdum. Ne demektir bu? Ben devletin, siyasetin, özel sektörün ve kamunun bakış açısını bir bütün olarak düşünürüm. Benim bir başka tecrübem de şu oldu; devlet dediğiniz mekanizmanın şöyle bir özelliği var, neticede imkanları var. Devlet vergi topluyor ve bu süreçte yatırım kararları alıyor. Bunu yaparken de toplumdan aldığı yetkiyle  bu hakkı kullanan bir mekanizma var ve siyaset de bu yapı üzerine kuruluyor. Siyasette devletin imkanlarını toplum yararına kullanma esasınız var. Benim gördüğüm AK Parti öncesi dönemlerde kamunun imkanları gayri meşru şekilde kullanılmış ve ekonomik krizler bu şekilde oluşmuş. İşte bu noktada siyasetçilerin bir sonuç çıkarması gerekiyor. Temiz, şeffaf siyaset anlayışı. Başarılı bir devlet adamı, siyasetçi bu gerçeği düşünerek hareket etmeli. Bunu yapmıyorsanız siyaseti temiz yapmıyorsunuz demektir, temiz yapılmayan siyasetten de bir iş çıkmaz.

Siyaset halkla yapılır. Halkın onayını ve desteğini almadan yapılan siyaset de bir yere gelir tıkanır, miadını doldurur. AK Parti’nin süreci uzunsa  halkla- temiz siyaset anlayışı nedeniyle uzundur. Biz de kendi ölçeğimizde bunu düşünerek, görerek siyaset yapıyoruz.

Kendinizi anlatırken çocukluk yıllarınız, eğitim süreciniz, aile yaşamınızdan söz ettiniz. Sohbetimizin Bayram vesilesiyle gerçekleşmesi hasebiyle çocukluk yıllarında bayramlarınız nasıl geçerdi diye sorsam neler söylersiniz?

Çocukluk yıllarındaki bayramlar, hep özlemle hatırlanan günler. Aslında bayram bir kucaklaşma, helalleşme, barışma, gönül alma ve özellikle yaşı belli bir noktaya gelmiş aile büyüklerinin hatırlandığı ve mutlu edildiği anlar… Çocukluğumda, yaşadığım toplumun, çevremin  karakteristik özellikleri hep o şekilde oluştu. Akrabalar, çevre birlik olarak büyük bir aileye dönüşüyor. Babamın elini öptüğümüzde ablama bana harçlık vermesi, aile büyüklerinin mezarlarının ziyaret edilmesi, ardından bayramlaşmanın başlaması hiç unutmadığım zamanlardır.

Geniş bir aileydik, Dolu dolu yaşadım çocukluğumda bayramları. Aile büyükleri, yaşlılar beklerlerdi  zaten, “Bak Sedat’la Hamiyet (ablamdı) bugün geç kaldı” diye iç geçirirlerdi… Hatta öyle ki hangi saatte, kime gidileceği belliydi. Bayramlaşma sonrası o sıcaklık, birlik atmosferi  yıl boyunca devam ederdi.  Kurban bayramlarının ayrı bir güzelliği var tabii ki… İhtiyaç sahibi insanlarımızla yardımlaşma, kucaklaşma anlamında önemli. Hakikaten özel bir dinimiz var, bu yapı önemli, bunları sürdürmek ve yeni nesillere aktarmak, korumak gerekiyor. Bunları yaşatan toplumlar dimdik ayakta duruyor.  Bu  özelliklerini kaybeden toplumlar da çözülme yaşıyorlar.

Sn. Başkan söyleşimiz yaşamınıza dair geniş bir yelpazeyi içeriyor. Bu kapsamda eşiniz ile nasıl tanıştığınızı anlatır mısınız? Evlilik insan yaşamında önemli dönüm noktası…

Ben Erzurum’da Atatürk Üniversitesi İşletme Fakültesi’ni bitirdim. Hayalimde çeşitli bakanlıkların müfettişlik sınavlarına hazırlanmak vardı. Mezun olduktan sonra sınavların açılmasını bekliyorduk. müfettişlik sınavlarına girerken de yeni bir arkadaş grubu oluşuyor. Merkez Bankası müfettişlik sınavlarına sırasında karşılaştım eşimle ilk kez. Eşim de Ege Üniversitesi İşletme mezunu.Kendisi  o zaman sınavı kazandı ancak o yıllarda bayan müfettiş alınmadığı için idari bir görevde önce İzmir’de çalıştı. Evlenince de Ankara’ya geldi.

Kırcaalili göçmen bir ailenin kızı.

Köylerine gittik, ailesi ailemizi geldi, gördü, tanıştılar…

Ben de göçmen damadıyım.

Siyasi yaşama adım atma sürecinizde hangi faktörler etkili oldu Sn. Başkan?

Neden siyaset?

Siyaseti yoğun şekilde hizmet etme duygusu düşüncesi taşımayan kişi yapamaz. Ben işimde başarılıydım. Yeminli mali müşavir olarak kendi ofisimi açtım, ‘çok büyük kurumlara danışmanlık yapabilirim’ diyerek yola çıktım. Vergi incelemelerinde çok aranan bir isimdim. Ve  12 yıl yoğun olarak özel sektörde çalıştım, yabancı sermayeli kurumların danışmanlığını yaptım. Gün geldi, devletteki bazı yanlış uygulamalar beni rahatsız etti. ‘Vatandaşa daha iyi hizmet edebilmeli devlet’ dedim. İşte bu noktada  kendimde sorumluluk  hissettim. Siyasete girmek için kanalların da açık olması gerek. Kongre zamanı delegelerden oy istemek de kolay değil. Teşkilatçılığa da saygı göstermek gerektiğini, ”Ben şuyum, buyum, beni bir konuma getirin” denilemeyeceğini ilkesiyle girdim. İl yönetim kurulu üyesi olarak başladığım siyaset yaşamımda 2 ay sonra il başkan yardımcısı oldum. Başkan yardımcılığımda da ekonomiyle ilgili işlere bakarken parti işlerini anlamaya, bizden beklentileri çözmeye, siyasetin işleyişini okumaya çalıştım.

Sonrasında iktidar partisi İl Başkanlığı süreciniz başlıyor önce atama ile göreve geldiniz, ikinci dönemde seçilmiş bir başkan olarak görevinizi sürdürüyorsunuz. Kongrede de Parti genel merkezinizce tek aday olarak gösterilmiştiniz. Peki tercih sebebi olmanızın nedenleri hangi faktörlerdi?

İl Başkanlığında şöyle bir durum var; toplumu bir bütün olarak kucaklamak önemli. Her kesime ulaşabilmek, güven vermek. Son referandum sürecinde örneğin halkın herkesi kucakladığımızı görmesi önemliydi. İlklere imza attık. Kongre sürecinde İlçe delegeleri,  mahallelere konulan sandıklardan seçildi. İnsanlar teşkilatın merkezinde olduklarını hissetti. Ben teşkilatçılığa sonradan başladım. Fakat siyasetin merkezi olduğuna her zaman inandım. Ve delege seçimlerinde demokrasinin ilk adımının sağlanması gerektiğine inandım. Delege seçimlerinden topluma çok benzeyen yönetimler ortaya çıktı. Gerginlik ortadan kalktı, siyaset işinin dışında ülke için çalışmak isteyenlerin buluştuğu bir platform oluştu. İl başkanlığı ayrıca muhalefetle de sıcak ilişkiler kurmak demektir. Orada da bir ilki başardık. Diğer siyasi partilerin başkanlarıyla medeni ilişkiler kurduk. AK Parti İl Başkanı olarak televizyonda CHP İl Başkanı ile çıkıp tartışıp daha sonra da son derece medeni bir şekilde halkın da göreceği basına yansıyacak ortamlarda bir araya gelip sohbet edebildik. Bu tablo da  gerilimi azalttı, tansiyonu düşürdü.

Şimdi, seçim zamanı. Siz İl Başkanı olarak önemli seçim dönemeçlerini başarı ile geçtiniz. Ve yerel seçimlerde Büyükşehir’e aday adaylığınız konuşuluyor. Başkentte temaslarınız oldu bu konuda. Sedat Yalçın’ın adaylığı konusunda basına yansıyan haberlerle de zihinler  karıştı açıkçası .Aday adayı mısınız Sn. Başkan?

Siz çok başarılı bir gazetecilik örneği ortaya koydunuz. Bursa basın tarihine geçen bir olaydır yaptığınız. Tebrik ederim. Seçim öncesinde çok haberler çıkar, ama belirleyici olan parti içinde yetkili mekanizmaların vereceği karardır. Halkımız Genel Başkanımıza ve partimize büyük güven duyuyor, onlara teşekkür ediyoruz. Yerelde de iktidarız.

Yerel seçimlerin özelliği, aday önemlidir. Aday belirlenirken de anketler, temayüller, sivil toplum yaklaşımları öncelikli etken faktörlerdir. Bir de yerel yönetim seçimlerinde adayların yaklaşım tarzı önemlidir. Şehirlerin gündeminde kentsel dönüşüm var. Adaylar kente bütün mü bakıyor yoksa ada ada parsel olarak mı görüyor. Bütüncül bir master planı mı var yoksa rastgele yıkımlar mı var. Sosyal boyut düşünülüyor mu? Evini yıktığınız insanları şehrin varoşlarına yönlendiriyorsanız, oralarda rahatsızlık yaşanıyorsa, kentin siluetini bozan bir yaklaşımınız varsa,  sıkıntılar oluşur. Bir diğer konu, çevre hassasiyetidir. Kentte atıkların arıtılması hangi noktada? Görevdeyken ne yaptınız ya da ne yapacaksınız. Bursa toplumsal çeşitliliği olan bir şehir, burayı adaletli yönetebiliyor musunuz, işe alımlarda adaletli davranabilecek misiniz? Ulaşım en önemli konu, ulaşımı entegre edecek bir vizyonunuz var mı yoksa günübirlik çözümler mi?

Bu kenti tek merkezli pozisyondan çok merkezli pozisyona getirebilecek misiniz? İnsanlar yaşadıkları yerden çalıştıkları yere 3 vesaitle mi gidecekler? Fabrikaların yakınında yerleşim oluşturursanız insanlar işlerine bisikletle giderler, yoksa Nilüfer’den Yavuz Selim’e 3 aktarma yaparlar. Çok merkezli yeni yerleşim alanlarına ulaşım arterleri açmak ulaşım sorununu giderir. Bursa’yı dağ ile ova arasına sıkışmışlıktan çıkarmak lazım. Yerel yönetimlerce alınan  anlık kararlar geri dönüşü olmayan maliyetler ortaya çıkarabilir ve  bu şehre yapılacak en büyük kötülüktür. Karar alırken tek başına mı hareket edeceksiniz yoksa yönetişimle mi? Yönetişim, konunun uzmanlarına sormaktır. Batıda bu uygulanıyor. Belediye başkanı emlak vergisinin oranını 1 puan arttırıp, elde edilen gelirle, huzurevi yaptırma kararı alıyor ve bunu açıklamak için halkı 20 bin kişilik stadyumda topluyor ve soruyor. Bu yönetişimdir, Amerika’da uygulanıyor. Ama bir başkası da bir anda ‘Ben verginizi 1 puan arttırdım’ diyebiliyor.

Peki adaylık ile ilgili kararınız Sn. Yalçın ne derece netleşti?

Ben şu anda teşkilatımın başıyım. Genel merkezimizin, Başbakanımızın kararı ne olursa biz o karara uyarız. Bu konular Ankara temaslarımda konuşuldu. Teşkilatta zafiyet oluşturulmaması önemli. Bana fikrim soruldu, ben ‘Bir değişim kararı alınırsa adayım’ dedim. Genel merkez, geçmişte rahmetli Başkan Hikmet Şahin anketlerde % 70’lerde güvenilirliği varken değişim kararı aldı. O da başka partiden aday oldu ve % 6’larda bir oyda kaldı. Demek ki seçimlerde oy partinin oyudur, kişinin oyu olmaz. Dolayısıyla AK Parti’yi kimse küçümsemesin, ‘Benim oyum AK Parti’den fazladır’ denilmesin. Genel Başkanımız alınan bu oyun asli sahibidir. Bizim görevimiz onun ulaştığı seviyeyi aşağıya çekmemektir. İşte değişim olacaksa ve benim ismim uygun görülürse ben bu göreve hazır olduğumu söyledim. Bu aday adaylığı olarak yansıdı. Netice itibariyle ben irademi ifade ettim.

Aday  adaylığı kararınız ile ilgili olarak, bu süreçte Sn. Başbakan ile  görüşecek misiniz?

Olabilir. Ekim ayı içerisinde hem teşkilat başkanımızla, hem Başbakan Yardımcımız Bülent Arınç Bey ile, hem milletvekillerimizle görüşmeler yapacağım. Onların uygun görmeleri halinde de Başbakanımızdan da randevu almayı düşünüyorum.

Sn. Başkan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, adayların belirlenmesinde ne derece etkili oluyor?

Bülent Arınç, partimizde 2 numaralı isimdir, partinin vicdanıdır. Aldığı kararlarda vicdanınız asla rahatsız olmaz. Hep adaletli davranmıştır. Toplumun durumunu okur ve hitabına da yansıtır. Ben seçim döneminde yanındayken hissettim bunu. Bağlarbaşı’nda, Emek’te nokta mitingi yaparken kalabalıktan meydanlara giremezdik. Sabah dua ile yola çıkılır, gece yarısı dönerdik. Programını bitirdikten sonra sabahlara kadar kapalı kapılar ardında görüşmeler yapmaz asla. İnsanlarda soru işareti yaratacak görüşmeleri, duruşu yoktur. Gerçekten siyaseti hizmet için yapıyor ve ben kendisinden çok etkilendim. Kendime de örnek almaya çalıştım. Genel anlamda da siyaset yapma şeklimiz çok örtüştü. Kamuoyunda da bu hissedildi. Temiz siyaset algısı yayıldı.

Peki adaylık süreciniz ile ilgili Başbakan Yardımcısı Arınç’ın görüşlerini alacak mısınız, kendisiyle görüşecek misiniz?

İnsanın kendisiyle ilgili bu gibi durumlarda konuşması çok zor. Ben kadere inanırım, takdir… Bursa’nın bize ihtiyacı varsa, Bursa bir büyük değişim, sıçrama bekliyorsa ben bu gücü kendimde hissediyorum. Bunu Başbakan Yardımcımız, bakanlarımız değerlendirirler. Bu süreçte Sayın Faruk Çelik’in de değerlendirmelerini almak isterim. Bursa’da uzun yıllar siyaset yaptı. Şimdi başka bir şehirde. Ancak ailesi Bursa’da. Gelir gider. Biz medeni ilişkiler çerçevesinde görüşmelerimizi gerçekleştiriyoruz. Onun da değerlendirmesini almak isterim.

Sn. Bakan Faruk Çelik’in de aday adayı olabileceği sürekli konuşuluyor ve gündeme geliyor...

Sn. Bakan Urfa’da şu anda. Evet gündeme geliyor Bursa için aday adaylığı. Tabii ki  bu durum tamamen Başbakanımızın takdirinde, bizim konuşmamız uygun olmaz.

Sn. Başkan parti olarak seçimde hedefiniz nedir?

Muhalefetin çabası da bu noktada belirleyicidir.

CHP 8 belediye için  hedef koymuş efendim…

Ama muhalefetin 17 ilçenin 17’sinde de hedef koyması gerekir. İddianızı söylemelisiniz. Bu baştan kaybettik demektir.

Adaylık sürecinde ilçe başkanlarının istifaları söz konusu oldu. İstifa edecek  11 ilçe başkanından söz ediliyor. Ve ilçe başkanları ile birlikte yönetiminde istifası isteniyor.  Siz bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

İlçe başkanlarımızın Belediye Başkan adayı olmaları normal. İlk akla gelen isimler adaylıklarda ilçe başkanıdır. Ama bunu yaparken partinin durumunu zafiyete uğratmamak gerekir. Bir de seçmen yerelde farklı tutumda olabiliyor, bu tabloyu da  iyi okumak gerekir. İlçe başkanı gidince temsil noktasında bir eksiklik olabilir, koordinasyon zaaflığı yaşanabiliyor. İlçe başkanı aday adayı oldu ama aday olamadı diyelim. İlçe teşkilatının tutumu ne olur diye bakmak lazım. İlçe başkanı ve teşkilat tüm adaylara eşit mesafede olmak durumundadır. Bu nedenle de ilçe başkanıyla birlikte teşkilatın da istifasının alınması soru işaretlerini ortadan kaldıracak bir uygulamadır. Biz bir ilçede seçim almak istiyoruz ve bunu ilçe başkanımızla başarırsak ne mutlu…

Kaç ilçede istifa olur?

11 ilçe konuşuluyor ama bunların azalacağını düşünüyorum. Karacabey istifa etti, İznik, Orhangazi, Mudanya, Kestel, Keles, Orhaneli de düşünüyor.

Siz aday olursanız il yönetimi de istifa edecek mi?

Bu uygulama il yönetimlerini kapsamıyor fakat parti merkezimizin kararıdır, yeni il yönetimi istiyoruz denirse, bir şey diyemeyiz.

Sohbeti noktalarken Sn. Başkan Bursalılara bayram mesajınızda neler söylersiniz?

Bursa halkının Kurban Bayramını aileleri ile çevresi ile huzur içinde geçirmesini, bu bayramın yepyeni umutların başladığı sürecin adı olmasını diliyorum.
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.