SON DAKİKA
Hava Durumu

Arınç: Sarıgül'e acıyorum

Taha Akyol'un programına konuk olan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, yakşalan yerel seçimler için konuştu. İstanbul ve Ankara için iddial

Haber Giriş Tarihi: 11.10.2013 17:29
Haber Güncellenme Tarihi: 11.10.2013 18:29
Kaynak: Haber Merkezi
https://sehirmedya.com/
Arınç: Sarıgül'e acıyorum
Taha Akyol'un programına konuk olan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, yakşalan yerel seçimler için konuştu. İstanbul ve Ankara için iddialı konuştu.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, CNNTürk'te Taha Akyol'un sorularını yantıladı. Arınç, Yargıtay'ın Balyoz kararını değerlendirdi,"Bence Yargıtay iyi bir inceleme yaptı" dedi. Yerel seçimlerle ilgili de konuşan Arınç, "Sarıgüldeğil, Sarıgül gibi 10 tane çıksa İstanbul'u alacağız" diye konuştu. Arınç'ın Sarıgül'ün haline acıdığını da sözlerine ekledi. "Sarıgül'ün haline acıyorum" "Abdullah Gül şüphesiz partimize dönerse en iyi göreve gelir. Bunları söylemek için çok erken" diyen Bülent Arınç, "Dün bir gazeteciye söyledim. Bu Sarıgül değil, Abdullah Gül dedim. Ben onun haline acıyorum aslında. Alıp getirmeleri gereken bir insanı elinin tersiyle itiyorlar. Yüzünü bile çevirmeden hareket bu kesinlikle bizde olmaz" şeklinde konuştu. Yerel seçimlerle ilgili de konuşan Arınç, "İstanbul için adı geçen CHP adaylarını Sarıgül 10'a katlar. Ama İstanbul'da karşımıza Sarıgül değil, Sarıgül gibi 10 tane çıksa İstanbul'u alacağız" dedi. Arınç, Yargıtay'ın Balyoz kararıyla ilgili soru üzerine şu açıklamalarda bulundu:

''Yargıtay'ın iyi bir inceleme yaptığını düşünüyorum. Özellikle son kararla birlikte esastan bozulan 40'a yakın. Demek ki daha alt noktada kalmış fikri ve fiili düşünceye katılmamış, yada onların katkısı suçun işlenmesinde etkili olmamış diyebiliriz. Benim Yargıtay ile ilgili iki tecrübem var. 1985'te "Refah gecesi" diye bir gecede yaptığım konuşma nedeniyle ceza yedim, hem de ikinci celsede. 5 yıl verdiler, ben 4 yıl 2 ay ağır hapse mahkum oldum. DGM'ydi. Bir gecede bir buçuk saatlik konuşma yapıyorum, benim şeriatı istediğim kanaatiyle. Yargıtay 9. Ceza Dairesi de o zaman temyiz mahkemesiydi.  Ertuğrul Günay geldi savunmamı yaptı. Sabih Kanadoğlu'nun da bulunduğu üyeler kararı bozdular. Esastan bozma bu. Hayır mahkeme direndi. Mahkeme İzmir DGM'ydi. Ben üç sene sonunda beraat etmiş oldum. Ben 12 Eylül'den sonra ülkücü arkadaşların başkalarının davaları aldım. Sıkı yönetim mahkemelerinde işimiz çok zordu. Kısa sürede ve en ağır cezayı veriyordu. Atalay Çelikoğlu diye birisi sırf bu sağ sol kavgası yüzünden iki kişiyi öldürmüştü. Bilerek savunmasını yaptım. Tahriği ortaya koymaya çalışsak da sıkı yönetim bizi dinlemedi. İki defa idam cezası verilen Atalay Çelikoğlu'nu ağır tahrik uygulayarak her birini 20 seneye düşürdüler. " "Askeri Yargıtay'a 10 üzerinden 10" "Sıkı yönetim mahkemelerinde adli hatalar daha fazla olmuştur. Ama Askeri Yargıtay'a on üzerinden on vermem gerekir" diyen Arınç, "Ben Yargıtay incelemelerinin çok sudan olduğunu reddediyorum. Beklentileri karşılamıyor olabilirler.  Askeri hakimlerin ayrı bir dikkati vardır. İktidarla işbirliği yapmışlar demek için biraz vicdan lazım" ifadesini kullandı. 28 Şubat davası: Arınç 28 Şubat davasına ilişkin bir soru üzerine de şu açıklamalarda bulundu: "28 Şubat'ın içinde bulunan mağdur olarak kabul ettiğim bir insan olarak olaya bakıyorum. Hukuki suç vasfı tayin edilmesi lazım. Burada sokaklarda yürüyen tanklar sadece Sincan'la sınırlı kaldı. Asker eline silah almadı, Meclis'i kapatmadı. Bildiğimiz klasik darbe dışında farklı yöntemlerle hükümeti devirmek için amaca ulaştı. Postmodern deniyor. Burada yargı önemli bir iş yapıyor. Bazı kişilerle ilgili soruşturma yapmış. Buradaki hakimleri savcıları töhmet altında bırakmak yanlış bir şey. Çünkü adaletli olmamız lazım. " "Ben iki şeyi savundum. Tutukluluğun istisna olması. Kim olursa olsun gözlerimizi kapatarak olaya bakmamız lazım" diyen Başbakan Yardımcısı, şunları kaydetti: "Biz bu şahıslar hakkında birşeyler söyleyebiliriz. Biz burada adaleti bekliyoruz. Tutuklamaların istisnai olması, uzun sürmemesi lazım davaların. AİHM'e giden her dosya adli yargının uzunluğundan gidiyor. Şüphesiz şahitler dinlenecektir. Zarar görenler taleplerini ortaya koyacaktır. Sonunda da mahkeme karar verecektir. Bazı yayın organları, hakimler laubali davranıyor, o sigara içiyor, o telefonla konuşuyor deniliyor. Bunlar çok çirkin. Biz hakimlerimize savcılarımıza güvenmeliyiz. Bu insanların tutuklu kalması hem söylediğim ilkeye, hem de sağlık sebepleriyle belki tutuklu kalmaları zararlarına olacaktır. Davanın süratle sonuçlanmasını beklemememiz gerekir. Adli yargıyı etkilememek gerekli. Ağzını açan grup toplantıların mahkemeleri o kadar baskı altına alıyor ki, TCK'daki adli mahkemeyi etkileme suçunu yerine getiriyorlar."

Askerliğin kısaltılması:

Askerlik süresinin kısaltılmasına ilişkin tartışmalara da değinen Arınç, "Askerliğin kısaltılması paketin dışında bir gelişme oldu. Bedelli askerlik, askerlik süresinin kısaltılması. Ama askerlik süresinin kısaltılması konusunda söz söyleyecek olan MGK ve Genelkurmay'dır" şeklinde konuştu. "Bedelli askerlikte de bu oldu. Genelkurmay dedi ki şu kadar bedelli olur dedi" ifadesini kullanan Başbakan Yardımcısı, "Temel itibariyle sorumlusu olan kurumun düşüncesi bizim için önemli. 12 aya inmesi konusunda Genelkurmay'ın uygun görüşü var. Zannediyorum bayramdan sonra biz bunu sırası gelenleri, askerliğe gelecek olanları da 12 aylığa inmiş oluyor" dedi.

Demokratikleşme Paketi:

Arınç Demokratikleşme Paketi'ne ilişkin de şu değerlendirmelerde bulundu. "Bu konuda şampiyon ben oldum. 30'unda açıkladık, Mor Gabriel toplantımız 7'sindeydi. Onlar Türkiye'ye çok bağlı insanlar. Ben Almanya'da ziyaret etmiştim. Bir din adamı dedi ki ben rüyalarımda bile Türkiye'yi görüyorum demişti. Kamudaki kıyafet, andımız konusu yürürlüğe girdi. Yönetmelik ve genelgeyle. Yasama konusunda takvimimiz şöyle. Şahsi verilerin korunmasıyla ilgili kanun ve göç kanunu sırada var. Diğerlerinin de tasarı olarak 21 Ekim'de Bakanlar Kurulu'muz. Ekim - kasımı kullanacağız. Yıl sonuna kadar hayata geçecek.

" TDK'nın Kürtçe sözlük yayınlaması:

TDK'nın Kürtçe sözlük yayınlamasını "iyi bir gelişme" sözleriyle değerlendiren Arınç, "Yıllardır ihmal edilmişti. 35 tane lügat hazırlamışız. Ama bizim bir Türkçe-Kürtçe Kürtçe-Türkçe sözlüğümüz yok dedik. Bazıları eleştirdi, bazıları olumlu karşıladı. TDK'dan bir rapor aldım. Müjdeyi aldım. Dört tane uzman arkadaşımızın çalışma tamamlanmış. Ekim ayının sonunda baskıya verecek noktadayız. Bu lügatımız tek bir amacımız var. İlkokullardan liseye kadar okutulacak seçmeli kürtçe dersinde yardımcı olabilecek bir lügattır. Zannediyorum 12 bin kelime. Bundan sonraki aşamamızda akademik lügatı hazırlamamız" dedi.

Cumhurbaşkanlığı seçimleri: "Sayın Erdoğan cumhurbaşkanı olacaksa sonrasında sorun yaşanmaz" diyen Arınç, "Cumhurbaşkanlığının süresi 7 yıldı. Yetkileri çoktu. Anayasa değişikliğine gidildi. Nisan-Mayıs'ta biz cumhurbaşkanını Meclis içinde seçseydik böyle bir şeyle karşılaşmayacaktık.  367 engelini siyasi olarak önümüze çıkaranlara karşı yapacağımız şey, hem seçim süresini 4 yıla, cumhurbaşkanlığı süresini 5 yıla indirdik ve halk tarafından seçilsin denildi" ifadesini kullandı.

Arınç açıklamalarına şöyle devam etti: "Varsayım şöyle, cumhurbaşkanı sayın başbakanımız olacaksa, o zaman cumhurbaşkanımız olan sayın gül tekrar adaylığını koymayacak ve siyasi hayattan ayrılacak. Peki bir yıl sonrasında ne yapacak? Bahsettiğimiz kişi ilk başbakanımız, partimizin kurucusu, halkın sevgilisi, güzel uyumlu, yumuşak, milletin birliğini temsil eden bir insan. Hanesinde eksiler yok. Böyle bir insanın tekrar siyaset yapma arzusunu ben taşımasını isterim bir. AK Parti'de siyaset yapmasını isterim iki. Kardeşimiz Abdullah Gül, cumhurbaşkanı adayımızdır denildiği anda tekrar izlemenizi tavsiye ederim."

kaynak:haber7
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.