SON DAKİKA
Hava Durumu

Davutoğlu'ndan AYM'nin 'dershane' kararına ilk yorum

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Anayasa Mahkemesi'nin dershane kararına ilişkin, "Eğitim politikalarının ne olacağına karar verecek olan makam yürü

Haber Giriş Tarihi: 15.07.2015 06:51
Haber Güncellenme Tarihi: 15.07.2015 07:51
Kaynak: Haber Merkezi
https://sehirmedya.com/
Davutoğlu'ndan AYM'nin 'dershane' kararına ilk yorum
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Anayasa Mahkemesi'nin dershane kararına ilişkin, "Eğitim politikalarının ne olacağına karar verecek olan makam yürütme erkidir. Yürütme erkinin de bu konudaki tutumu örgün ve yaygın eğitimin güçlendirilerek dershanelere olan ihtiyacın azaltılması mümkünse kalmaması yönündedir" dedi.
Anayasa Mahkemesi'nin dershanelerle ilgili kararını değerlendiren Davutoğlu, "Anayasa Mahkemesi'nin açıkladığı kararla ilgili daha gerekçeli, detaylandırılmış bir çerçeve bize de kamuoyuna da ulaşmış değil. Ulaştığı zaman değerlendirmelerimizi yapacağız. Herhangi bir hukuki boşluk oluşmaması için atılması gereken adımların ne olduğunu tespit edeceğiz. Biraz önce Milli Eğitim Bakanımızla da görüşme yaptım. Adalet Bakanımız, ilgili birimlerimiz bunu değerlendirecekler. Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli yayınlanması sonrasında alacağımız tedbirler hususunda kimsenin tereddütü olmasın. Bu anlamda boşluk oluşmaması için gayret sarf edeceğiz" ifadelerini kullandı.

"Türkiye'de eğitim politikalarını belirleme hakkı, yetkisi, sorumluluğu siyasi iradeye aittir" diyen Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Yani gerek yasal çerçeve gerek Türkiye'de güçler ayrılığı esasına göre dış politika, ekonomi politikaları, sosyal devlet politikalarını yönetmek nasıl halkın seçtiği hükümetlerin uhdesindeyse eğitim politikalarını belirleme hakkı da yetkisi de sorumluluğu da halkın seçtiği hükümetlerdedir. Hukuki bir ihlal ya da insan haklarıyla ilgili bir şey varsa Anayasa Mahkemesi'ne başvurulur. Anayasa Mahkemesi'nin hukuki yetkisi böyle bir şeyi değerlendirme konusu yapmaktır. Eğitim politikalarının ne olacağına karar verecek olan makam yürütme erkidir. Yürütme erkinin de bu konudaki tutumu örgün ve yaygın eğitimin güçlendirilerek dershanelere olan ihtiyacın azaltılması mümkünse kalmaması yönündedir. Çünkü dershanelerin üzerinden hem vatandaşlarımızın çektiği çileler hem eğitim mantığı itibarıyla test mantığı içinde karşı karşıya kalınan sorun ve örgün eğitim üzerindeki negatif etkisi yanında bazı amaçlar için kullanılmak bağlamında da olumsuz tesirleri göz önünde bulundurularak bu karar alındı. Eğitim politikalarının nihai belirleyicisi siyasi iradedir, yürütme erkidir. Mahkemenin gerekçeli kararını gördükten sonra bu konuda ne tür tedbirler alınması gerektiğini ve eğitim politikalarımızın temel ilkeleriyle ki belirlediğimiz temel ilkeler arasında milli eğitimin örgün işleyişinin temel alınması konusunda da bu ilkeler etrafında tekrar gereken kararlar alınır. Bir üçüncü husus var ki Türkiye'de 7 Haziran seçimleri sonrasında ortaya çıkan tablo toplumsal yumuşama ve belli ölçülerde siyasi görüşmeler üzerinden bir hükümet ortaklığı kurma çalışması yürütülürken bu tür kararların, bazı açıklamaların gündeme gelmesi de açıkçası düşündürücüdür. Eğer bir hükümet yapısı ortaya çıktığında yeniden kurulduğunda bunlar yeniden gündeme gelebilir. Ama bugünlerde bu tür kararlardan hareketle kimse tekrar Türkiye'de yürütme erkinin sorumluluk taşıdığı konularda farklı tavırlar alınabileceğine kapılmamalıdır. Hukuka saygımız var, Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararını göreceğiz. Ama bu konulardaki karar ve tutumuzda bir değişiklik olmadığını ifade etmeliyim."
ABD-İRAN NÜKLEER MUTABAKATI
ABD ile İran arasında nükleer görüşmeler konusunda mutabakat sağlandığı hatırlatılarak Türkiye'nin pozisyonunun ne olacağına yönelik soru üzerine Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Bizim pozisyonumuz bugün değil, 5 sene önce 2010'da böyle bir anlaşmanın işareti bile ufukta görülmezken yaptığımız diplomatik çabalarda da açıktı ve belliydi. O çabaları yürüten biri olarak, o günlerde birkaç ay içerisinde İran'a 7-8 defa gitmiş, bir anlamda Tahran Anlaşmasının zemini hazırlamış Dışişleri Bakanı olarak, o dönemde Sayın Başbakanımız, şimdi Sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı gayretlerle geldiğimiz nokta herkesçe malumdur. Keşke bu anlaşmaya çok daha önce varılsa ve uluslararası gerginlik düşürülmüş ve nükleer silah tehdidi ortadan kalkmış olsaydı. Bir zaman kaybınını olduğunu düşünüyorum o günden bugüne çok daha uygun şartlarda daha rahat yol alınabilecek bir ortam vardı ama nihai kertede bugün gelinmiş olan durum bizim için memnuniyet vericidir. Tansiyonun düşmesi, bölgede tansiyonun düşmesi önemlidir. Küresel alanda Türkiye'nin pozisyonu açıktır. Nerede ve kimin elinde olursa olsun nükleer silahlara karşıyız. Kitle imha silahlarına karşıyız. Ümit ederiz ki bu tutumdan hareketle bölgedeki diğer bütün silah mevcutlarının da ortadan kalkması bağlamında bir tavır ortaya konur.

Ayrıca İran'a yönelik ambargoların kalkması da bizim için olumlu bir gelişmedir. Hem Türkiye-İran ilişkilerinin seyri bağlamında hem de biz bu tür ambargoların kalıcı etki yapma bakımından sınırlı olduğunu kanaatini hep gündeme getirdik. O bakımdan hayırlı olmasını diliyorum. Her zaman Türkiye küresel ve bölgesel barışı destekleyecek adımların yanında olacaktır."
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.