Davutoğlu'ndan kritik açıklamalar...

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin NATO'dan Patriot füzesi talebine ilişkin olarak, muhtemel gelişmeler ve bütün ihtimaliyat planlamaları göz önüne alınarak müzakerelerde son aşamaya gelindiğini belirtti ve "süreç, müracaat anlamında sonlandırılacak" dedi.


Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Arap Birliği'ne üye bazı ülkelerin dışişleri bakanlarıyla Gazze'yi ziyaret etmek üzere Mısır'a hareketinden önce Esenboğa Havaalanı'nda basın toplantısı düzenledi.

Gazetecilerin Türkiye'nin NATO'dan Patriot füzesi talebine ilişkin sorularını yanıtlayan Davutoğlu, Türkiye'nin son 5-6 ay içinde NATO Konseyi'ni, ilki Türk uçağının düşürülmesi, diğeri Akçakale'de Türk vatandaşlarının şehit olması sonrasında olmak üzere, iki kez 4. madde çerçevesinde bilgilendirdiğini hatırlattı.

Türkiye'nin sınırlarında artan çatışmaların getirdiği risklerle NATO'nun ilgili komitelerinde bir ihtiyat tedbiri, ihtimaliyat hesabı olarak çalışmaların yapıldığını kaydeden Davutoğlu, "Bu çerçevede, Türkiye-Suriye sınırı aynı zamanda NATO sınırı olduğu için, bundan daha doğal bir gelişme de olamaz" ifadesini kullandı.

Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Bir NATO üyesi ülkenin sınırlarında bu derece sınır ihlalleri ve ortaya çıkabilecek daha başka riskler varken, balistik füzeler vs. gibi, tabi ki NATO'nun zaten misyonu bu, üye ülkelerin güvenliğini temin etmek. İster en doğuda, güneyde Türkiye olsun, ister en kuzeyde Norveç olsun, fark etmez.

Bütün bunlar, bu sınırların güvenliği ortak bir güvenlik şemsiyesi altında ve güvenliğin bölünmezliği ilkesi altında yapılan çalışmalardır. Tabi NATO'nun bu konudaki kapasitelerini Türkiye'ye sağlaması konusunda mutabakat vardır. Özellikle Patriotlar konusunda son dönemde bu çalışmalar yoğunlaşmıştır."

"Savunma ağırlıklı bir tedbir"

Müzakerelerde son aşamaya gelindiğini belirten Davutoğlu, "Muhtemel gelişmeler ve bütün ihtimaliyat planlamaları da göz önüne alınarak müzakereler son aşamasına gelmiştir. En kısa zamanda bu müracaat, yani resmi bir şekilde süreç müracaat anlamında sonlandırılacak" dedi.

Brüksel'le konuyla ilgili temasların sürdüğünü vurgulayan Bakan Davutoğlu, şunları kaydetti:

"İnşallah bu süreç, istişareler belli bir aşamaya geldiğinde bu müracaat yapılacak. Çok uzun sürmez, onu söyleyeyim. Müracaat yapıldığında zaten kapsamlı bir açıklamayla bunu kamuoyumuzla paylaşacağız.

Bu, herhangi bir başka hedefi olmaksızın savunma ağırlıklı bir tedbirdir."

Daha önce de benzer tedbirleirn alındığını anımsatan Davutoğlu, "Burada bizim en temel hedefimiz ve sorumluluğumuz ülkemizin ve vatandaşlarımızın güvenliğini teminat altına almaktır. NATO üyeliğimiz de zaten bunun için vardır.

Dolayısıyla da, sınır bağlamındaki bu gelişmelere paralel olarak bu adımlar atılacaktır. Atıldığı zaman kamuoyuyla paylaşırız. Sayın Başbakanın da dediği gibi son aşamaya gelmiştir."

Davutoğlu, füzelerin hangi ülkelerden temin edileceğinin sorulması üzerine, "Patriot kapasitesine sahip ülkeler bellidir. NATO'ya Patriot, bu imkanları tahsis eden ülkeler belli, onlarla da mutabakata varılır" şeklinde konuştu.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İsrail'le çatışmaların durdurulması konusunda görüşme yapılıp yapılmadığı konusunda, bir tek Gazzelinin canını bile koruyabileceklerse her türlü çabayı sarf edeceklerini belirterek, "Bu anlamda da her tarafla doğrudan ve dolaylı kanalları açık tutmaya kararlıyız. Bu anlamda da kanallarımız açıktır" dedi.

Davutoğlu, Arap Birliği'ne üye bazı ülkelerin dışişleri bakanlarıyla Gazze'yi ziyaret etmek üzere Mısır'a hareketinden önce Esenboğa Havaalanı'nda düzenlediği basın toplantısında basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

İsrail'le, bölgedeki çatışmanın sona erdirilmesi için temas yapılıp yapılmadığının sorulması üzerine, Davutoğlu, "Doğrudan ve dolaylı temas kanallarımız açıktır. İsrail'in kanaatlerini de biliyoruz. Bize iletilen kanaatler var. Görüşler var" dedi.

Kahire'de yürüttükleri müzakerelerin çok ayaklı olduğunu belirten Davutoğlu, gece 02.30-03.00'e kadar yürütülen müzakerelerin içinde olduklarını söyledi.

Davutoğlu, "Dediğim gibi, bu anlamda kanallarımız açık. Eğer bir tek Gazzeli kardeşimizin canını bile koruyabileceksek her türlü çabayı sarf ederiz. Bu anlamda da her tarafla doğrudan ve dolaylı kanalları açık tutmaya kararlıyız. Bu anlamda da kanallarımız açıktır" dedi.

"Birinci hedef kalıcı ateşkes"

ABD Dışişleri Bakanı Hilary Clinton'ın bölgeye yapacağı ziyaretle ilgili soru üzerine Davutoğlu, bu bilginin kendilerine de ulaştığını belirterek, Türkiye, Mısır, Katar ve Arap Birliği'nin üzerinde çalıştıkları ateşkes planı çerçevesinde zaten Clinton ile sürekli temas halinde olduklarını ifade ederek, şöyle devam etti:

"Öncelikle şu anda birinci hedef Gazze'de bir ateşkes sağlanması. Ancak bu ateşkesin kalıcı olabilmesi için ki, üzerinde çalıştığımız plan içinde bütün bu boyutlar var, Gazze'ye dönük sınırlamaların, kısıtlamaların, Gazze'yi bir açık hava hapishanesine dönüştüren kısıtlamaların da kalkması lazım ki, bir normalleşme süreci yaşanabilsin.

Tarafların kaygılarını gideren ve Gazze halkına hareket serbestisi getiren bir yeni ateşkes çerçevesi oluşması lazım, aksi taktirde, geçici ilan edilen ateşkeslerin nasıl kırılgan olduğunu hep birlikte görüyoruz."

Gazzelilerin bir şeride sıkıştırılmış ve bu şeritte yaşamak zorunda bırakılmış iki milyonu aşkın bir halk olduğuna işaret eden Davutoğlu, ilk adımın Gazze'yle ilgili sürdürülebilir bir ateşkesin sağlanması olacağını, bunun yöntemi üzerinde çalıştıklarını söyledi.

Bu yöntem üzerinde birçok formül geliştirerek taraflarla paylaştıklarını bildiren Davutoğlu, 29 Kasım'da Filistin'in BM'de üye olmayan devlet statüsüyle tanınma süreci bulunduğunu ve ABD Başkanı Barack Obama'nın da 2010 yılında BM Genel Kurulu konuşmasında Filistin halkına vaat ettiği hususlar olduğunu anımsattı.

Davutoğlu, "Bütün bu gelişmelerle birlikte, artık Filistin sorununda kalıcı adımların atılması lazım. Bu kalıcı adımlar, Filistin'de yaşayabilir ve sürdürülebilir bir devlet yapısını ortaya çıkaracak sınırlar içinde, 1967 sınırlarıyla, başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devletinin artık doğması, yaşaması ve sürdürülebilirliğinin de garanti altına alınması şarttır. Bu çerçevede bütün ilgili taraflarla çalışmalarımızı sürdüreceğiz" diye konuştu