Demirel 'isterse' tanık olacak

28 Şubat Davası'na bakan Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi, savcılığın talebi üzerine dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in dinlenilmesine, beyanda bulunmak isterse beyanının alınmasına karar verdi.

Mahkeme, dönemin genelkurmay başkanı ve kuvvet komutanı sanıkların, Anayasa Mahkemesi'nde yargılanması taleplerini ise reddetti.

Sanık avukatları ve savcı 'Demirel tanık olsun' dedi

28 Şubat dönemine ilişkin 103 sanığın, "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini cebren devirmeye, düşürmeye iştirak" suçundan yargılandıkları davanın duruşmasına devam edildi.

Kapatılan Terörle Mücadele Kanunu (TMK) 10. maddesiyle yetkili Ankara 13. Ağır Ceza Mahkeemesi yerine Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, müştekilerin ifadeleri ile bu doğrultuda sanık ve avukatlarının soruları alındı.

Duruşmada dönemin Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanı olan sanıkların avukatları, mükveklillerinin suç tarihindeki görevleri nedeniyle yargılamanın Anayasa Mahkemesi'nde yapılması gerektiğini belirttiler.

Sanık avukatları ayrıca dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve Başbakanı Tansu Çiller'in telekonferans yoluyla dinlenmesini istediler.

Savcı da Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in dinlenilmesi ve görüşünün alınmasını talep etti.

İsterse tanık olacak

Verilen aranın ardından mahkeme taleplerle ilgili kararını açıkladı. CMK'nın 43/4. maddesi, "Cumhurbaşkanı kendi takdiri ile tanıklıktan çekinebilir. Tanıklık yapmayı istemesi halinde beyanı konutunda alınabilir ya da yazılı olarak gönderebilir" hükmünü içeriyor. Mahkemenin bu yasaya dayanarak verdiği karara göre dönemin Cumhurbaşkanı Demirel kendi isterse tanık olarak dinlenebilecek.

Eski komutanların 'Yüce Divan' talebine ret

Mahkeme Başkanı Fevzi Şıngar, Anayasanın 145/1 madesinde devletin güvenliğine, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçların adliye mahkemelerinde görüleceğinin hüküm altına alındığını vurguladı.

 

2010'da yapılan Anayasa değişikliğiyle genelkurmay başkanı ve kuvvet komutanlarının görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan'da yargılanacaklarının öngörüldüğünü anımsatan Şıngar, sanıklara isnat edilen "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini cebren devirmeye, düşürmeye iştirak" suçunun anasayal düzene ve bu düzenin işleyişine yönelik bir suç olduğunu belirtti.

Sanıkların üzerine atılı suç ve sevk maddesi nazara alınarak, atılı suçun askeri suç olmadığını kaydeden Şıngar, Anayasa'nın 148. maddesinde belirtilen görevleriyle ilgili bir eylem olmadığı, askeri yargı ya da Yüce Divan'ın görevine girmediği sonucuna vardıklarını açıkladı.

Şıngar, konuyla ilgili Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin Balyoz kararındaki içtihadı da nazara alınarak görevsizlik kararı verilmesi yönündeki talebin reddine oy birliğiyle karar verdiklerini bildirdi.

Mahkeme, dönemin Başbakanı mağdur Tansu Çiller için yazılan talimat cevabının beklenilmesine karar vererek duruşmayı 27 Ekim 2014'e erteledi.