SON DAKİKA
Hava Durumu

Erdoğan: 'Tahriklerin hesabı sorulacak'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sokaktaki bu teröristlerden olduğu kadar, onları sokağa itekleyen siyasetçi kılığınd

Haber Giriş Tarihi: 11.10.2014 16:20
Haber Güncellenme Tarihi: 11.10.2014 17:20
Kaynak: Haber Merkezi
https://sehirmedya.com/
Erdoğan: 'Tahriklerin hesabı sorulacak'


Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sokaktaki bu teröristlerden olduğu kadar, onları sokağa itekleyen siyasetçi kılığındaki korkaklardan da bu tahriklerin hesabı sorulacaktır" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rize Valiliği önündeki toplu açılış töreninde halka hitap etti. Rizeli hemşehrilerini hasret ve muhabbetle selamlayarak konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Rize seninle gurur duyuyor" sloganları üzerine, "Biz de sizlerle gurur duyuyoruz" karşılığını verdi. Rize ile Rizeli olmakla, Rizelilerin güvenine mazhar olmakla iftihar ettiğini söyleyen Erdoğan, "10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde 81 gibi çok yüksek bir oy oranıyla bu kardeşinize, bu hemşehrinize sahip çıktığınız için her birinize tek tek teşekkür ediyorum" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Milletin oylarıyla iş başına gelen bir cumhurbaşkanı, milletin her meselesini kendisine dert edinen, her meselesiyle ilgilenen bir cumhurbaşkanı olmak mecburiyetinde. Anayasa ve yasalar çerçevesinde, siyasi partiler arasındaki tarafsızlığımızı koruyarak, hükümetimizle uyum ve koordinasyon içinde koşan, koşturan, terleyen bir cumhurbaşkanı olarak görevimi ifa ediyorum ve edeceğim.

Birilerinin dediği gibi 'Cumhurbaşkanı, bir siyasi partinin sözcüsü gibi konuşuyor' gibi yakıştırmalar, kusura bakmasınlar, bizim prim vereceğimiz yakıştırmalar değildir. Biz hükümetimizle, bir cumhurbaşkanı olarak iktidarımla el ele omuz omuza Türkiye'yi nasıl daha ilerilere taşırız, bunun gayreti içerisinde olacağız. Biz kalkıp da hükümetimizle hemfikir olduğumuz her konuda, sonuna kadar, bir cumhurbaşkanı olarak onların arkasında duracağım, durmaya devam edeceğim. Çünkü hükümet, devleti çalıştıran mekanizmadır. Bu siyasi mekanizmadan halkın seçtiği bir cumhurbaşkanı olarak bizim ayrı kalmamız düşünülebilir mi? Farklı cumhurbaşkanı olmak budur. Yola çıkarken ne demiştik, 'Biz farklı bir cumhurbaşkanı olacağız'. Onun adımlarını atıyoruz."

"Milletin öfkelenmesini istiyorlar"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bazı illerde yaşanan gelişmeler karşısında vatandaşların üzüldüğünü bildiklerini, “şımarıklık, nankörlük” karşısında sabır ve metanetle durulduğunun farkında olduğunu ifade ederek, “Bu sağlam, sabırlı duruşumuzu asla bozmayacağız. Bu sokağa dökülenler, bu teröristler, bu Vandallar, bu yağmacılar aslında milletin öfkelenmesini, milletin taşmasını, milletin karşılarına çıkmasını istiyorlar. Bunların asıl amacı bu, bunların kurdukları tuzağın asıl hedefi bu” diye konuştu.

Gezi olaylarında 17 – 25 Aralık darbe girişimlerinde, bu çevrelerin Rize’ye de girmek istediklerini, ama Rizelilerin gereğini yaparak, buna izin vermediğini dile getiren Erdoğan, kim öfkesine hakim olamazsa, bunların karşısına öfkeyle, nefretle çıkarsa tuzağa düşmüş olacağını, oyuna geleceğini kaydetti.

“Hiç endişeniz olmasın askerimiz, polisimiz, istihbarat birimlerimiz son derece başarılı biçimde onlarla gereken mücadeleyi veriyorlar” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bingöl’de 2 polisi şehit eden “alçakların” başarılı bir operasyonla ölü olarak ele geçirildiğini, Türk bayrağını ateşe veren “hainlerin” yakalandığını, şehirlerdeki başarılı operasyonlarla zanlıların tek tek toplandığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

“Daha da fazlası yapılacak. Sokaktaki bu teröristler ile onları sokağa itekleyen, onların arkasına saklanan siyasetçi kılığındaki korkaklardan da bu tahriklerin hesabı sorulacaktır, bunu bilmenizi istiyorum. Bir taraftan ‘Sokağa dökülün’ diyeceksin, öbür taraftan ‘Biz özgürlük, barış, demokratik hakları kullanın’ dedik, ‘Şiddete başvurun demedik’ diyeceksin. Bu nasıl bir siyasi sorumluluktur? Böyle bir şey olabilir mi? Siz neden rahatsız oldunuz? Mutluluk, huzur, refah bu mu sizi rahatsız etti?

Düne kadar Güneydoğu, Doğu Anadolu’nun yaşam koşulları ortadaydı. 12 yıldır bu ülkede ayrım yapmaksızın 780 bin kilometrekareyi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkarma mücadelemiz ortada dururken ben buradan sesleniyorum; ey benim Güneydoğulu, Doğulu Kürt kardeşlerim, eğer bugün bölgeye yatırımcı gelmiyorsa. Sizin adınıza konuşanlar yüzünden yatırımcı gelmiyor. Ne olacak? Adam gelip Güneydoğu’da yatırım yapıp da ondan sonra fabrikasının yanmasını mı bekleyecek? Devletin bankalarını yakacaksın, yıkacaksın, bankamatiklerin hepsini yakacak, yıkacaksın sonra utanmadan, sıkılmadan ‘Burada banka niye yok mu?’ diyeceksin. Okulları, hastaneleri, huzurevlerini yakıyorsunuz, çocukların kaldığı pansiyonları yakıyorsunuz… Siz nasıl bir siyasetçisiniz, siz nasıl bir insansınız? Neymiş, 'Kobani'. Kobani ile Van’ın, Erciş’in ne alakası var? Kobani ile Muş’un, Hakkari’nin ne alakası var? Kobani ile İstanbul’un, Ankara’nın, Diyarbakır’ın ne alakası var. Dert başka. Ağrı’nın, Patnos’un ne alakası var? Patnos’ta belediye binasını yaktılar. Belediye binası senin neyini rahatsız etti? Bindiğiniz otobüsleri yakıyorsunuz, Kürt vatandaşımın araçlarını yakıyorsunuz. Ey benim Kürt kardeşim hala bu adamlara dersini vermeyecek misiniz? Verseniz de vermeseniz de biz devlet olarak bu vatan topraklarını asla bu teröristlere yar etmeyiz, bunu bilmenizi istiyorum. Gereken neyse onu yaparız, asla bundan taviz vermeyiz bedeli ne olursa olsun yaparız.”

"TSK hiç olmadığı kadar donanımlı, müteyakkız"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sokaklarda şiddet olayları yapanların, onları sokağa itenlerin Türkiye Cumhuriyeti devletinin bundan 15 - 20 yıl önceki şartlarda olmadığının farkında olmadıklarına işaret ederek, Türk Silahlı Kuvvetlerinin hiç olmadığı kadar donanımlı, müteyakkız, emniyet teşkilatının da son derece dikkatli, tecrübeli, bu tür olaylara karşı hazırlıklı, istihbarat birimlerinin de hiç olmadığı kadar aktif ve başarılı olduğunu anlattı.

Erdoğan, sarsılmadan, taviz vermeden, asla geri adım atmadan demokrasi, insan hak ve özgürlüklerini, hukuku en güçlü şekilde savunduklarını ve savunacaklarını belirterek, “Yani hem güvenlik noktasında çok iyi durumdayız hem de güvenlik ve özgürlük dengesini çok iyi muhafaza ediyoruz. Bu sokaktaki piyonlar ve onların ipini tutan efendileri Türkiye’nin 90’lara dönmesini istiyor ve bunun için yakıp yıkıyorlar. Türkiye 90’lara dönmeyecek. Hem güvenliği en üst seviyede muhafaza edeceğiz hem de inadına demokrasi, inadına özgürlük, inadına barış ve kardeşlik diyeceğiz” değerlendirmesinde bulundu.

Son günlerde eylemlerin Suriye’nin Ayn El-Arab, diğer ismiyle Kobani’de yaşanan olaylarla alakası olmadığına dikkati çeken Erdoğan, şöyle devam etti:

“Kobani’de terör saldırı var diyerek Türkiye içinde terör estirenlerin bu nankörlüğü hiç kimseye yutturamazlar. Dikkatleri bir noktaya çekmek istiyorum; son günlerde yaşanan olayların arkasında kimlerin olduğuna lütfen dikkat edin. Bu olayların arkasında sadece PKK yok, sadece bölücü terör örgütü PKK’nın gölgesinde siyaset yapan parti yok. Bu olayların arkasında Türkiye’de her türlü kaosun içinde yer alan çevreler var. Bu olayların arkasında Suriye’nin eli kanlı zalim Esed rejimi de var, bunlara yol arkadaşlığı yapıyorlar. Bu olayların arkasında Esed rejimiyle kol kola olan el ele olan Türkiye’deki malum siyasi parti de var.

Günlerdir terör örgütüyle aynı çizgide yayın yapan, terör örgütüne methiyeler düzen sorumsuz bazı medya kuruluşları, sorumsuz bazı kalemler de bunun içinde. Bu olayların arkasında o malum uluslararası medya kuruluşları var. Bu olayların arkasında, Türkiye aleyhine her türlü ihanet fırsatını değerlendirmeye çalışan o Penslivanya da var. Dikkat edin hepsi aynı anda ve aynı dille, aynı üslupla saldırıya geçti. Ne dediler? ‘Türkiye IŞİD’e yardım ediyor’ dediler. Türkiye Cumhuriyeti gerek başbakan olduğum dönemde gerekse şu andaki başbakan ve hükümetimiz bugüne kadar hiçbir terör örgütüne en ufak bir destek asla vermemiştir. Bu tür iftirayı yapanlar, hükümetimize, devletimize bu tür iftirayı yapanlar çok açık ve sert konuşuyorum, alçaktır, bunlar vatan hainidir. Kim bu ifadeleri kullanıyorsa hukukta bir kaide var, 'İddia sahibi iddiasını ispatla mükelleftir'. Kim hangi iddiayı ortaya atıyorsa bu iddiasını ispatla mükelleftir. İspat edemiyorsa alçaktır, haindir. Bu sıradan bir olay değil. Türkiye Cumhuriyeti devletine batının bazı ülkelerinin yakıştırmasıyla konuşmak ihanettir. Bunu ispat etmeleri gerekir. Biliyorsunuz bunları Gezi olaylarında da yapmışlardı, 17 – 25 Aralık darbe girişiminde de yapmışlardı. 30 Mart seçimlerinde, 10 Ağustos seçimlerinde bu kirli ittifak millete karşı saf tutmuştu. Türkiye aleyhine, Türkiye’deki istikrar ve güven aleyhine nerede bir hareket, eylem varsa bu çevreler kenetlenmiş, bu şekilde bize karşı saldırıya geçmişlerdi, ama millet buna prim vermedi, millet bunları derdest etti.”

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.