SON DAKİKA
Hava Durumu

FETÖ mensubunun AK Parti'de barınması, söz konusu olmayacaktır

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Bursa Şubesince düzenlenen Çağdaş Söyleşileri'nin konuğu olarak gazetecilerin sorularını yanıtladı. ( Ali Atmaca - Anadolu Ajansı )

Haber Giriş Tarihi: 15.10.2016 13:25
Haber Güncellenme Tarihi: 15.10.2016 14:25
Kaynak: Haber Merkezi
https://sehirmedya.com/
FETÖ mensubunun AK Parti'de barınması, söz konusu olmayacaktır
Bakan Çelik: Kültürpark'taki Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Bursa Şubesi Lokalinde, dernek tarafından düzenlenen "Çağdaş Söyleşiler" programında, gazetecilerin sorularını yanıtladı.Bir gazetecinin "Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) operasyonlarının siyasi ayağı olmayacak mı" sorusu üzerine Çelik, örgütün her alanda yapılanmasının aslında herkesi düşündürdüğünü, illegal ama legal pozisyondaki yapıda olduğunu söyledi.

Türkiye'nin beklemediği bir darbe türüyle karşı karşıya kaldığını belirten Çelik, "Bu örgütün evin dışında, dağlarda, dağların ötesinde, ülkeler arasında bulunma boyutu var. O boyuttan öte, evin içinde olan bir örgüt. Devleti bir ev olarak düşünürseniz, mutfağında, lavabosunda, salonunda, her biriminde olan, legal bir yapılanma kılıfında bir örgüt." diye konuştu.
FETÖ'nün sökülüp atılmasının kesinlikle keyfi bir uygulama çerçevesinde yürümediğini dile getiren Çelik, şunları kaydetti:"Siyasi boyutuna gelince. Kendi partimiz açısından bakarsak AK Parti, çok ciddi bir şekilde masaya yatırmış bulunuyor; tüm eldeki mevcut bilgiler, geçmişteki tablolar... AK Parti, 2011'de kendisinin, üs kuruların önüne aday adayı olarak konulanları ayıklamış, o dönemde tabloyu görebilmiş ve görebildiği kadar da bu boyutuyla tahmin etmediği ama tehlikeyi fark eder etmez siyasi kanatta almış olduğu bir gard var. Belki de o dönemlerde belki 50'nin üzerinde milletvekili arzusunda, beklentisinde olup siyasette bugün müdahale zeminini oluşturacak bir anlayışa geçit verilmemiş. Bugüne kadar da 4-5 belediye başkanı ihraç edildi. Şu anda bununla ilgili de parti merkezinde çalışmalar devam ediyor. AK Parti olarak, kesinlikle bu konuda bilgi, belgesine ulaşılan hiçbir FETÖ mensubunun AK Parti'nin bünyesinde barınması, söz konusu olmayacaktır. Partide, gerek yerel yönetimler, gerek parti teşkilatları, gerekse diğer tüm unsurlarda ayrıntılı bir şekilde konunun üzerindeyiz."

"Bilgiler, kurulan komisyonlarda değerlendiriliyor"

Çelik, kamuoyunda konuşulan "ByLock'çu bakanlar" konusuyla ilgili değerlendirmesini sorması üzerine, şöyle devam etti:"Bu, ayrı bir yazılım, her telefona uygulanan bir şey değilmiş. Bu program nasıl yerleştiriliyorsa o özel telefonla ilgililer. İki örgüt mensubunun görüşmesine dönüşen bir alt yapısı var bu işin. Bilgiler, kurulan komisyonlarda değerlendiriliyor. Diyelim ki siz bir yerin amirisiniz, amir olarak örgütün elemanısınız. Amir olarak, telefonları sizin altınızdaki personel üzerinden örgütleme ve organize etme tabloları, söz konusu olabiliyor. Bunlarla ilgili yoğun bir şikayet var. Bu konuda bir ayıklama yapılıyor. ByLock ile ilgili kesin olanlar da var. Onlar, renklendirilmiş. Renklere baktığınızda bazıları tereddüt götürmeyecek netlikte, hiç tartışma götürmeyecek şekilde örgütün direkt mensubu olduğundan hiç şüphe yok ama bazılarıyla ilgili bir başkasının üzerinden telefonun gösterilerek, işlem yapıldığı şeklinde şikayetler de var."
İlgili kurumların ByLock ile ilgili teknik düzeyde çok yoğun bir şekilde çalıştığı bilgisini veren Çelik, "ByLock'ta kesinlikle şüphe duyulmayacak alanlar olduğu gibi, ciddi şekilde araştırılıp ayıklanan boyutları da var. En ufak bir yanlışın, mağduriyetin oluşmaması konusunda ilgililerin çalıştığını biliyorum." ifadelerini kulandı.
Parti içinde FETÖ ile ilgisi olduğu bilinen kişilerle ilgili AK Parti'nin yerinde saymadığını vurgulayan Çelik, "Böyle bir bilgi varsa kiminle ilgili olursa olsun AK Parti, gerekli işlemi yapar. Bu kadar net. Kim olursa olsun. Milletin istikbaline kast eden, geleceğini karartacak aslında bir maşadan bahsediyoruz. Arkası çok daha önemli tabii. Bu maşaya hizmet ettiği belgelenen birinin bizim partide barınması, söz konusu olmaz. Bunun için teknik düzeyde, çok ayrıntılı düzeyde çalışma yapılıyor." dedi.

"Kamuoyunda kuşku ortamı oluşturmaya çalışıyorlar"

"Yeni bir darbe olacağı"na dair söylentilerle ilgili yorumunun sorulması üzerine Çelik, "Bu ve benzer bazı yorumlar ve değerlendirmeler, sık sık yapılıyor. Belli ki bunlar 15 Temmuz'da Türkiye için bir elbise biçmişler, bir kulvar belirlemişlerdi. Bunda muvaffak olamayınca şimdi de bunun sancısını yaşıyorlar. Bunun deşifre olmuş hali, Avrupa'da o gün demokrasiye sahip çıkmayanların tümünü rahatsız ediyor, Türkiye'deki gelişmeler. Büyük bir mahcubiyet içindeler. Avrupalı yetkililer de geliyor, darbe girişiminden 30-40 gün sonra demokrasi nutukları atmaya çalışıyor. Belli ki maşalarla bu maşaları arkadan tutanlar, tutuşturanlar arasında hedefe varamamanın sancıları yaşanıyor. Şimdi de kendilerine teselli anlamında kendilerine yeni yeni senaryolar atarak, kamuoyunda kuşku ortamı oluşturmaya çalışıyorlar." değerlendirmesinde bulundu.

Güçlü bir Türkiye istenmediği için gelişmeye, kalkınmaya dönük her adımın mutlaka bir şekilde akamete uğratıldığını dile getiren Çelik, Türkiye'nin şimdi gerçek anlamda bir bağımsızlık mücadelesi olduğunu, birilerinin bundan sancı duyduğunu ve buna müsaade etmek istemediğini anlattı.

Çelik, "ABD'nin derin devletinin 15 Temmuz'un arkasında olduğuna dair iddialar var" diyen bir gazeteciye, "Benim kanaatim, daha genel olarak bakmak gerekiyor. Sorun üretmekte mahir olanlar ve 7 milyar insanı şuanda bin bir türlü sorunla karşı karşıya bırakıp, geleceğinden ümitsiz kılan, beş ülkenin yapısı ve dünya insanlığına bakışından kaynaklandığını söyleyebiliriz." diye konuştu.

 "Tohumla ilgili kamuoyunda dedikodu mahiyetindeki konular doğru değil"

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yapılan çalışmaları da anlatan Çelik, çiftçinin kullandığı mazotunun yarısını karşılayacaklarını, Türkiye'de 7 bölgede çok ciddi katılımlı toplantılar yaparak, tarım ve hayvancılık konusunda ülkenin fotoğrafını çektiklerini söyledi.Gelecekte su ve gıdaya erişim savaşlarının olacağına dikkati çeken Çelik, tarımda havza bazlı üretime geçildiğini, tavsiye edilen ilgili ürünlerin belirlenen topraklara ekilmesi durumunda çiftçiye ciddi destekler sağlayacaklarını ve atıl arazi kalmayacağını belirtti.
Çelik, "Türkiye'nin 4 milyon ton pamuğa ihtiyacı var, 2 milyon tonunu üretiyor. Bu arazide bu stratejik ürün, tekstilin ham maddesi pamuğun üretimini artıracak önlemler almak gerekiyor. Pamuk üretimiyle ilgili aldığımız önlemlerle göreceksiniz önümüzdeki yıl 2,5 veya 3 milyon ton olarak gerçekleşecek. Yani pamukta, 500 bin veya 1 milyon ton civarında artış gerçekleşecek." ifadelerini kullandı.

Tarımda kimyasallardan arınmak gerektiğini belirten Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bununla ilgili çalışmaları da başlattık. Gübre ve ilaçla ilgili bir iki hafta sonra Milli Tarım Projesi dediğimiz hayvancılık ve bitkisel üretim ayağını takviye edecek önemli çalışmaları gündeme koyacağız. Tahmin ediyorum ki 2017 ortalarında atılması gereken birçok adım atılmış olacak ve kendi kendine çarkı döndürecek hızlı bir mekanizmanın işlemeye başladığını hep beraber görmüş olacağız. Hububatta tohum sorunumuz yok. Üretiyoruz ve bunları kullanıyoruz. Sebze ve meyvede sıkıntımız var. Çok büyük ölçüde değil. Orada da ciddi üretimimiz var. Şimdi bu alandaki tohumları da hububat gibi üretip o seviyeye ulaşmak istiyoruz. Tohumu ihracat eden, ithalat eden bir ülkeyiz. Şuanda tohumla ilgili kamuoyunda dedikodu mahiyetindeki konular doğru değil."

 "Siyaseti bırakırım..."

Hakkında birçok yazı yazıldığını ifade eden Çelik, şöyle devam etti:
"Siyasette bir sürü iftiralar olur ama elle tutulur bir şey de bulunamadığı için hep ayakta kalmışızdır. Ne söylerseniz söyleyin doğruyu yıkamazsınız. Hiçkimsenin benim gibi sabır göstereceği kanaatinde değilim. Abuk subuk yazılar yazıp, yazdırıp bunları da görmemezlikten gelen bir siyasetçi olduğunu da zannetmiyorum. Böyle bir ikinci siyasetçiyi bilemiyorum. Bunları hak etmediğim düşüncesindeyim. Yiğit olan, gelir karşımda oturur, der ki 'İşte bak hesap soruyorum'. Hesap sorup da haklı çıkarsa ben de siyaseti bırakırım. Halka hesap veremeyen bir siyasetçi, niye siyaset yapacak ki? Yüzü kızaran, mahcubiyet duyan, işlevsiz, üretmeyen, eser bırakmayan bir siyasetçi... Ben daha devam edeceğim. Niye devam edeceksin ki? Etmem, bırakırım."

Bir gazetecinin Artvin'in Cerattepe bölgesinde kurulacak maden işletmesiyle ilgili 2002'de Çelik'in TBMM'de, "Artvin'de maden, cinayettir" dediğini anımsatarak, "Hala sözünüzün arkasında mısınız" sorusunu Bakan Çelik, şöyle yanıtladı:

"Artvin ile ilgili 2002'deki konuşmamın tamamını dinleyin. O konuşmaya aynen katılıyorum. 2002'de yabancı bir şirket gelmiş, vahşi bir madencilik yapacak. Tesisi orada kuruyor. Altını, bakırı alacak, orada işleyecek. Siyanür orada olacak. Olacak iş midir? Bunun olamayacağını söyledik. Bugün bu şirket veya şirketler, madenin hava hattıyla alınması ve madenin yerine toprağın konması, kesinlikle orada işlem yapılmaması. O gün söylediğimle şimdi olan hadise, aynı. Bu şirket, yanlış yapmış diyorum. O günün hükümeti, şirketinin yapmak istediği şeyle bugün yapılan arasında fark var. Zaten yargıda olan bir olay, kararını ben verecek değilim. Bugün, 'Bu ülkenin madenleri alınmasın' yaklaşımı, ideolojik bir yaklaşımdır. 'Madenler alınsın, çevre tahrip olsun', bu kabul edilemez bir yaklaşım ama madenleri alıp başka bir yerde işliyorsunuz, 'Madeni almayın' mı diyeceksiniz. Biz Artvin'den yanayız. Maden alımı şeklinde ise madeni alın, toprağı doldurun. Bu tekniği görmemiz gerekir. Yoksa eğer bunun karşısında bir işlem yapılıyorsa bu, Artvin'i yok edecek bir şeydir."

Türkiye'nin biyoçeşitliliğinin Avrupa'nınkinden fazla olduğunu söyleyen Çelik, "Bizim Avrupa ölçeğinde bir tohum bankamız var. Biyoçeşitlilik, tüm endemik ürünlerimizi orada muhafaza ediyoruz. Kötü bir tablo yok. Türkiye, bütün çeşitliliğini muhafaza altına almış bulunuyor. Türkiye, tüm endemik varlığını muhafaza edecek çalışmayı gerçekleştirmiş." dedi.

- "Ümitsiz değilim, umutluyum"

Bakan Çelik, Türkiye'nin zor bir süreçten geçtiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Bu zorluklar, çok çeşitli. AB ile ilgili öyle. Irak ile ilgili gerilim, şuan çok had safhada. Suriye ile ilgili yakın gelecekte çözümün görünmediği bir tablo var. Bunlara rağmen Türkiye'nin her yönüyle güven veren ve iç piyasaları da çok ciddi bir şekilde etkilemeyen bir yürüyüşü var. Yatırımlarda da çok ciddi anlamda, ötelemeyen bir yürüyüş var. Rusya ile ilgili yaşanan büyük krizden sonra şuan gelinen nokta, önemli. İsrail ile de olumlu bir noktaya gelindi. Amerika'da seçim var, herkes kendi bildiğini okumaya devam ediyor. Bu anlamda yeni bazı yaklaşımların olma zorunluluğu var. Çünkü Türkiyesiz bir Avrupa, NATO düşünülemez. Kolay vazgeçebilecekleri bir şey olsa çok daha farklı sorunlarla karşı karşıya kalabiliriz. Onun için herkes, kendi politikasını, kozlarını iyi kullanmaya çalışıyor. Her şeye rağmen Türkiye'nin orta ve kısa vadeli gelecekte, bütün bölge sorunlarından pozitif çıkış yolları bulacağı kanaatindeyim. Karşımızda hesap yapan büyük unsurların da olduğunu biliyoruz. Bu denklem içinde Türkiye, olumlu yürüyor. 'Kararlı' dediğimiz noktada, yeni ufukların açıldığını da görüyoruz. Ümitsiz değilim, umutluyum."
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.