SON DAKİKA
Hava Durumu

'Hepimiz güvende olmadan hiç birimiz güvende değiliz'

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Büyükelçi İbrahim Kalın, güvenliğin artık küresel bir sorun haline geldiğini ve buna küresel bir cevap ve

Haber Giriş Tarihi: 29.04.2019 20:01
Haber Güncellenme Tarihi: 29.04.2019 21:01
Kaynak: Haber Merkezi
https://sehirmedya.com/
'Hepimiz güvende olmadan hiç birimiz güvende değiliz'
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Büyükelçi İbrahim Kalın, güvenliğin artık küresel bir sorun haline geldiğini ve buna küresel bir cevap vermek gerektiğini söyledi. Güvenlikle ilgili özellikle bölgesel çekincelere bakıldığında, herkesin ihtiyaçlarının karşılanması gerektiğini belirten İbrahim Kalın, herkes güvende olana kadar kimsenin güvende olmayacağını söyledi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Başkent Üniversitesi ve Konrad Adenauer Stiftung iş birliğiyle düzenlenen İstanbul Güvenlik Konferansı 2019'un açılışında, güvenliğin artık küresel bir sorun haline geldiğini ve buna küresel bir cevap vermek gerektiğini söyledi. Güvenlikle ilgili özellikle bölgesel çekincelere bakıldığında, herkesin ihtiyaçlarının karşılanması gerektiğini belirten Kalın, herkes güvende olana kadar kimsenin güvende olmayacağını ifade etti. Türkiye'nin güvenliğinin sadece Suriye ya da Bulgaristan sınırında başlamadığını dile getiren Kalın, "Türkiye'nin güvenliği küresel ve çok boyutlu bir gerçekliktir. Bunu da ancak küresel ve çok boyutlu açıdan ele aldığımız zaman güvenlikten bahsedebiliriz. Bizler güvenliği, sadece kendi topraklarımızda değil aynı zamanda komşularımızda, bölgemizde ve küresel olarak tesis etmeye çalışıyoruz. Komşum güven altında değilse ben de güvende hissetmiyorum." diye konuştu. Mülteci krizinin küresel bir sorun haline geldiğini ve doğru düzgün de irdelenmediğini aktaran Kalın, bu krizin Avrupa siyasetinin de kimyasını değiştirdiğini, ABD'ye kadar ulaştığını anlattı.
“GÜVENLİĞİN BİRÇOK BOYUTU VAR”
Güvenliğin siyasi, ekonomik, siber, insani ve beşeri olmak üzere birçok boyutu olduğuna değinen Kalın, sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye kendi güvenlik problemleriyle uzun yıllardır savaşmakta. Avrupa'nın güvenlik mimarisi içindeyiz, önemli bir rol oynuyoruz NATO'da ve özellikle kendi paydaşlarımız, müttefiklerimiz ve komşularımız için güvenlik sağlıyoruz. Aynı zamanda karşılık da bekliyoruz. Türkiye'nin güvenlik endişelerinin tartışılması, konuşulması ve ciddiye alınması gerekiyor. Müttefiklerimizin, komşularımızın El-Kaide ve DAEŞ ile ilgili yaşadığı sorunlara çok duyarlı fakat Türkiye'nin güvenlik çekinceleri söz konusu olduğunda bu kadar duyarlı olduklarını düşünmüyorum. DAEŞ ya da El-Kaide'nin dünyanın diğer ülkelerine olan tehditleriyle ilgili bu kadar duyarlıyken neden dünya Türkiye'nin sorunlarına duyarlı olmuyor. Terörizm bir küresel problemse, yani eğer Batılı ülkelere saldırdığında bu birden bire küresel husus oluyor ama İstanbul ve Ankara'dan, Türkiye bakış açısından baktığınız zaman neden bizim istediğimiz düzeyde müttefiklerimizden terörizm konusunda yardım almıyoruz. Sadece Avrupa'daki başkentlere saldırı olduğunda bu mesele bir mesele haline geliyor. Burada da bizim canımız sıkılıyor. Neden beklediğimiz ilgiyi biz göremiyoruz."
"S-400'LERİ ALMA KARARI BİR GECEDE GERÇEKLEŞMEDİ"
Suriye savaşına değinen Kalın, "Suriye savaşının büyük sıkıntısını biz çekiyoruz. Daha fazla aktörün rol alması, şeffaf olunması, daha fazla diyalog ve ortaklıklar kurulması gerekiyor. Biz, Suriye'deki savaşı bitirmek istiyorsak böyle yapmalıyız." dedi. Türkiye'nin Suriye tarafından her türlü saldırıya maruz kaldığını hatırlatan Kalın, şunları kaydetti: "Son 10-11 senedir Türkiye olarak Patriot hava savunma sistemini satın almaya çalıştık. Üç tane ana kriter olduğunu söyledik. Fiyat, ne zaman teslim edileceği ve birlikte üretim. Suriye krizinin ortasında 2016'nın başlarında Obama döneminde Amerikalı meslektaşlarımızdan bir telefon aldık. Patriot istasyonlarını geri çekeceklerini söylediler. Bu da sınır aşan çatışmaların en yoğun olduğu dönemdi. Biz şoke olduk. Makul bir neden aradık, sorduk. Bakım için çektiklerini söylediler. Yenisinin ne zaman geleceğini sorduğumuzda, bilmediklerini söylediler. Alman meslektaşlarımız da Partiotları çekti Türkiye'den. İspanyol ve İtalyan meslektaşlarımızın gönderdiği iki batarya kaldı. Suriye savaşının tam ortasında o kadar çetin çatışmalar gerçekleşiyordu. Daha sonra kendimize şu soruyu sormaya çalıştık. Burada neler olup bitiyor? Türkiye-Suriye sınırındaki güvenlik çalışmalarımız sadece bizim için değil Avrupa ve NATO için de geçerli. Biz, istediğimiz ortaklığı ve yardımı alamıyorduk müttefiklerimizden. Biz Patriot'u 10-11 sene almaya çalıştık, müsait bir ortam oluşmadı. Patriot'u almak için bir şans daha belirdi ama iyi bir teklif gelmedi.” İbrahim Kalın, S-400'leri alma kararının bir gecede gerçekleşmediğini, yapılan çalışmaların, sürecin sonunda ortaya çıktığını, defalarca toplantılar gerçekleştirdiklerini ve bu zaman içinde Türkiye'nin güvenlik endişelerinin ciddiye alınmadığını belirtti. Kalın, bunun üzerine Türkiye'nin S-400 almaya karar verdiğini ve bir bombardımana tabi tutulduğunu kaydetti.
"PYD VE YPG'YE VERİLEN HER DESTEK PKK'YA VERİLEN BİR DESTEKTİR"
Kalın, konuşmasının ardından katılımcıların sorularını yanıtladı. "Bugünlerde SDF ve Kürt Ulusal Konseyi arasında eşi benzeri görülmemiş şeyler yaşanıyor. Bu inisiyatifle ilgili olarak, bunun nereye doğru evrildiğini bizimle paylaşabilir misiniz?" sorusu üzerine Kalın, şöyle konuştu: "SDF aslında PYD ve YPG'nin başka bir ismi. PYD ve YPG'nin Amerika tarafından özellikle DAEŞ ile savaşırken kullanılması ölümcül bir hata. Bizim DAEŞ gibi terörist örgütleri ortadan kaldırmak için PYD, YPG'ye ihtiyacımız yok. Öncelikle Suriye'nin siyasi bütünlüğünü ve toprak bütünlüğünü korumalıyız. Belirgin bir grubu, özel bir muameleye tabi tutarsak ülkenin sosyal dokusunu göz ardı etmiş oluruz. PYD ve YPG'ye verilen her destek PKK'ya verilen bir destektir. Biz PKK'yı Türk topraklarında bir köşeye sıkıştırmışken, PKK gibi terörist örgütlerin Kuzey Suriye'de devlet gibi hareket etmesini istemiyoruz. DAEŞ'in Avrupa sınırına dayanıp, devlet gibi hareket etmesini ister misiniz? Ya da Amerika ve Kanada sınırında? Hayır. Bombalarsınız, onları yerle bir edersiniz. Bunun olmasına biz izin veremeyiz." (AA)



 
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.