SON DAKİKA
Hava Durumu

'Kahraman ordumuza sonuna kadar güveniyoruz'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Afrin'de operasyonlar yapılıyor. Yapılmalı mı? Evet, yapılmalı, hiçbir itirazımız yok. Kahraman o

Haber Giriş Tarihi: 26.01.2018 16:14
Haber Güncellenme Tarihi: 26.01.2018 18:14
Kaynak: Haber Merkezi
https://sehirmedya.com/
'Kahraman ordumuza sonuna kadar güveniyoruz'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Afrin'de operasyonlar yapılıyor. Yapılmalı mı? Evet, yapılmalı, hiçbir itirazımız yok. Kahraman ordumuza sonuna kadar güveniyoruz. Karda kışta mücadele ediyorlar. Kimin için? Terörü önlemek ve bu ülkede herkesin huzur içinde yaşaması için. Bu mücadelenin yanındayız ama beyler bundan rahatsızlar. Bunu gayet iyi biliyorum." dedi.

Ülke Politikaları Vakfı ve Sarıyer Belediyesi iş birliğiyle düzenlenen "Yerel Yönetimler ve Adalet" sempozyumunda konuşan Kılıçdaroğlu, en çok ihtiyaç duyulan konu gündeme getirildiği için teşekkür etmek istediğini söyledi.

Kılıçdaroğlu, sadece bugün değil, insanlığın oluşundan bu yana bilgelerin, düşünürlerin, yazarların, çizerlerin, sanatçıların, din adamlarının adalet üzerine çok şey söylediğini belirterek, "Beni üzen; 21.yüzyıl Türkiye'sinde hala bizim adalet arayışımız... Yani demokrasisini geliştirmek için mücadele eden bir Türkiye'de biz adaleti tartışıyoruz. Bazen deniliyor ki 'Efendim adalet var, neden konuşuyorsunuz.' Konuşuyoruz çünkü adalet yok." diye konuştu.

"Dünyanın bütün nehirleri adalete susamış bir insanın susuzluğunu gidermeye yetmez" sözüne atıfta bulunan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti

"Adalet için verilen mücadele, insanlık tarihinin verdiği en köklü mücadeledir. Yöneten adaleti hakime değil kendisine bırakmışsa, adaleti 'ben dağıtırım' noktasına gelmişse, adalet iflas etmiştir. Adaleti dağıtan yargıçtır, suçluyu belirleyecek olan hakimdir. Savcı, avukat, ben, sizler değilsiniz, hakimdir.

Günümüzün Türkiyesi'nde suçluyu belirleyen siyasi otoritedir. Bir kişi kalkıp diyor ki 'Falan kişi suçludur, haindir'. Savcılar harekete geçiyor ve yargıç onun söylemlerini kararına geçiriyor ve karar çıkıyor. Bu ülkede adalet yok. Türkiye'nin en büyük ve en temel sorunu; bu ülkede adalet yok. Hangi partiden, görüşten, inançtan, kimlikten olursa olsun, bütün vatandaşlarımızın üzerinde mutabık kaldığı; 'Bu ülkede adalet yok.' Biz bunun, adaletin mücadelesini veriyoruz. Adaleti kendim veya sizler için değil, 80 milyon için istiyorum."

Kılıçdaroğlu, devleti adaletin ve liyakatın var ettiğini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bunlar ayrı sözcükler olsa da birbirini tamamlayan kavramlardır. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Birleşmiş Milletler'e bir yazı yazıldı. 21 Temmuz 2016'da. BM Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme. Bu uluslararası sözleşmenin 13 maddesine çekince koyduk. Yani '13 maddeyi OHAL döneminde askıya alıyoruz. OHAL ilan ettik, darbe girişimi oldu, sözleşmenin 13 maddesini uygulamayacağız.' dedik. 2 madde var ki çok ama çok önemli. Bunun üzerinde hemen hemen hiç kimse durmadı. Nedir onlardan biri, adil yargılama. Diyor ki Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti BM'ye verdiği dilekçe ile 'Ben OHAL döneminde adil yargılama yapmayacağım' diyor. Türkiye Cumhuriyeti hükümeti söylüyor. Kimin aracılığıyla söylüyor? Türkiye Cumhuriyeti BM temsilcisi Halit Çevik imzasıyla veriliyor. Bir başka madde daha var. 'Tutulanlara insanca davranmayacağız' deniliyor. Yani hapse atılan, sanık olan, henüz mahkum değil, tululanlara insanca davranmayacağım, yani işkence yapacağım' deniliyor. Bizim anlı şanlı medyamız var ya CHP bir şey söylediğinde 'CHP'yi nasıl eleştiririz' diye yazanlar var ya bu iki madde hakkında kalem bile oynatamadılar. Ne demek. tutulanlara insanca davranmayacağız? Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin kendisini BM'e ihbar etmesidir. Adalet kavramı soylu bir kavram. Herkesin üzerine titrediği bir kavram, adalet yüceltmek hepimizin görevi."

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, konuşmasında yerel yönetimlerde "adalet" konusundan da bahsetti.Devlet kinle, öfkeyle, bilgisizlikle, ön yargıyla değil adaletle yönetilmesi gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Devletin tüm kurumları bir kişinin 2 dudağından çıkacak söze teslim ediliyorsa, orada parti devleti de değil, şahıs devleti vardır." dedi.

Bugün Türkiye'nin geldiği noktanın, parti devletini aştığını, "bir aile devleti"ne, "şahsi devlet"e dönüştüğünü savunan Kılıçdaroğlu, "Siyasi otorite yargı üzerindeki gücünü o kadar ileri bir noktaya götürmüştür ki en alttaki hakim en üstteki hakime 'Ben seni tanımam, senin kararlarına uymam' diyor. 'Anayasa böyle yazıyor' diyor. Sayın başkan, anayasadan hükümler okudu. İyi de anayasa askıda. Anayasası yürürlükte olmayan bir Türkiye'deyiz. Hangi Anayasa? 'Yargı bağımsızdır' diyor, hangi yargı bağımsız, hangi hukuk? Daha acı olan; hangi hükümet? İki hükümet var. Bir saray hükümeti, biri Binali Yıldırım hükümeti. Bir yasal, biri gayri yasal." değerlendirmesinde bulundu.

 

- Zeytin Dalı Harekatı

Kılıçdaroğlu, Zeytin Dalı Harekatı'na değinerek, şöyle devam etti:

"Afrin'de operasyonlar yapılıyor. Yapılmalı mı? Evet, yapılmalı, hiçbir itirazımız yok. Kahraman ordumuza sonuna kadar güveniyoruz. Karda kışta mücadele ediyorlar. Kimin için? Terörü önlemek ve bu ülkede herkesin huzur içinde yaşaması için. Bu mücadelenin yanındayız ama beyler bundan rahatsızlar. Bunu gayet iyi biliyorum. Ülkemizin selameti, güvenliği için biz 'Önce Türkiye' diyoruz. Bu ülke hepimiz için çok değerli ve önemli. Türkiye Cumhuriyeti, sınırları pergelle ve cetvelle çizilen bir ülke değildir. Her karışında bu ülkenin insanlarının kanı, acısı, gözyaşı vardır. Milli Kurtuluş Savaşı boşuna verilmemiştir. Demokrasiyi yüceltmek için verilmiştir. Bu ülkede birlikte kardeşçe yaşayalım diye verilmiştir." (AA)

 

- Erdoğan-Trump görüşmesi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump arasında yapılan telefon görüşmesine ilişkin de değerlendirmede bulunan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: "Açıklamalar yapılıyor. Aralarında büyük farklılıklar var. Efendim neymiş, 'Trump ile konuştuk. Güzel konuş. İtiraz yok. Anlatacaksınız gerçekleri. Evet, teröre karşı mücadele zorunludur. Orası farklı, burası farklı açıklama yapıyor. Ben de diyorum ki açıklamada farklılık varsa, bantları yayınlayın, Amerikalıları mahcup edin. 'Ey Trump sen yanlış söylüyorsun, bantlar burada deyin.' Niye gizliyorsunuz bunu?" Kılıçdaroğlu, demokrasilerde her yöneticinin ve yönetimin denetlemesi gerektiğine işaret ederek, en önemli denetleyici unsurun da halkın kendisi olduğunu söyledi. Hiçbir zaman denetimde şikayet etmediklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, çünkü belediyelerinin vermeyeceği bir hesabın olmadığını belirtti. Kılıçdaroğlu, bir gerçeği ifade etmek istediğini ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

Yazı yazılıyor, 24 Kasım 2017'de. Beşiktaş Belediyesi dolayısıyla Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü, İstanbul Valiliği'ne yazı yazıyor. 'Beşiktaş Belediyesi görevden alacağız ve açığa alacağız. Bize bilgi ver.' O da veriyor. 1 Aralık'ta Mahalli İdare Genel Müdürlüğü, bir yazı daha yazıyor. 'Sen yazı yazdın ama bu yazıya göre biz açığa alamıyoruz. Bir şeyler daha ilave et ve biz onun üzerine açığa alalım.' diyor. Yani 'Ben seni yiyeceğim, bana malzeme ver arkadaş.' Bu mudur adalet, bu mudur denetim? Bu baskıdır."

Bazı belediye başkanlarının ya görevden alındığını ya da zorla istifa ettirildiği savunan Kılıçdaroğlu, "Zorla istifa ettirilme demokrasilerde var mı? Adalet kavramında böyle bir şey var mı? 'İstifa edeceksin.' Niye istifa edeyim? 'Etmezsen ben sana gösteririm'. Söyle. 'Ailene de baskı yapacağım.'

Bir belediye başkanı görevinden istifa ederken kendisini tutamayıp, ağlıyor. 'Hadi bana baskı yaptınız, ailemden ne istiyorsunuz?' Kim yapıyor? Saray hükümeti yapıyor. Binali Yıldırım değil, Saray hükümeti yapıyor." değerlendirmesinde bulundu.

Kılıçdaroğlu, 80 milyon vatandaşa seslendiğini belirterek, "İstedikleri kadar baskı kursunlar, istedikleri kadar üzerimize gelsinler, adalet için yapmayacağımız hiçbir şey yoktur." diyerek sözlerini tamamladı.

Sempozyuma, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç, Ülke Politikaları Vakfı Başkanı Avukat Hüseyin Karataş'ın yanı sıra Altan Öymen, Murat Karayalçın ile CHP milletvekilleri, bazı CHP'li belediye başkanları da katıldı. (AA)
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.