Günlerdir CHP Bursa’da sarsıntıya neden olan taciz iddiaları tartışılıyor.

İddiaların odağındaki isim yani iki kadını taciz ettiği iddia edilen isim olan Osmangazi İlçe Başkanı Mete Akyolcular görevinden istifa etmek zorunda kaldı. Ancak Akyolcular’ın partiden ihracı için de çalışmanın sürdüğü bilgisi var.

Ancak taciz tartışmaları Akyolcular’ın istifasıyla sona ermedi, ermez de! Asıl sorumlu kim? Kim göz yumdu bu işe ve kim Akyolcular’ın bu durumunu bile bile yeniden ilçe bakanı olmasına imkan sağladı?

Bilinen iki farklı taciz iddiası var ve önceki gün CHP Bursa İl Başkanlığı, basın danışmanı Tayfun Çavuşoğlu imzasıyla yayımladığı açıklamayla taciz iddialarının doğru olduğunu kabul etti.

“Osmangazi ilçeye kadınlar giremiyor”

Ne kadar korkunç bir iddia. Tarihler 2016’yı gösterirken Genel Merkez’de genel başkan katında söylenmiş bir söz.

Ne korkunç. Ne sarsıcı…

Hüdavendigar Mahallesi’nde 12 ya da 16 kişilik bir ekip gidiyor genel merkeze. Ellerinde bir dosya var. Dosyada sıkıntı duydukları konular var. Genel Merkeze girerken dosyayı girişte alıyorlar. Grubu Erkan Aydın karşılayıp kaydını yaptırıyor.

Sonra yukarıya çıkıyorlar. Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık ağırlıyor kendilerini ve genel başkanla görüşmelerini sağlıyor.

Buradan itibaren Lale hanımın aktardıkları ile benim görüştüğüm iki tanık arasında anlatımlarda fark oluşuyor. Kamuoyuna yansıyanlar noktasında da farklar var.

Lale hanım tacize uğradığı iddia edilen genç kadının kendisiyle takdim edilmediğini hatta görüşmede taciz iddiasının gündeme gelmediğini söylüyor.

Keza kendisine iletilen dosyada da kadının taciz konusun olmadığını aktardı önceki gün görüşmemizde.

Aynı heyette olan bir kadın ve dönemin mahalle temsilcisi ile konuştuğumda ise her ikisi de mağdur kadının genel başkanı durumu aktardığını söylediler.

Hatta çıkışta Lale hanımın kendilerine böyle bir konu var neden bana söylemediniz dediğini de aktardılar.

Lale hanımla bir kez daha görüştüm. Kadınlar Osmangazi’ye giremiyor denildiğini, her şeyin dosyada olduğunu söyledikleri için dosyayı incelediğini ancak net bir bilgiye ulaşamadığını söyledi.

Daha sonra bir iki kişiye ulaştığını ve iddianın sahibi olan genç kadının kendisine ulaşmasını ya da bir bilgi notu aktarmasını istediğini söyledi. Sonrasında kimsenin bilgi aktarmadığını ya da temas kurmadığını söyledi.

Ancak görüştüğüm iki isim genç kadının gözleri yaşararak bu konuyu genel başkana söylediklerini ifade etti. Hatta genç kadının daha sonra hiçbir işlem olmayınca partiden istifa ettiklerini de ifade ettiler.

Ortada tezat oluşturan konuşmalar ve açıklamalar var. Burada art niyet yoksa bile ciddi bir ihmalin olduğunu söyleyebilirim.

Belki acemilikten bekli bilmemezlikten. Ama Osmangazi’ye kadınlar giremiyor cümlesi bile başlı başına Bursa örgütünün toptan soruşturulması gereken bir konudur. Yapılmamış.

Günlerdir bu konu tartışılıyor.

Dönemin ilçe başkanı ki bugün il başkanı olan İsmet Karaca ve dönemin il başkanı Şadi Özdemir ise ses çıkarmıyor. Tek satır konuşmuyorlar. İkisi de pozitifim diyerek kenara çekilmiş durumda.

Bu durum İl Başkanlığı tarafından da yapılan açıklamayla kabul edildiğine göre ki Karaca’nın en yakın çalışma arkadaşı Mete Akyolcular, bunu bilerek saklamış olmaları gerçeği korkunç.

Karaca ve Akyolcular sürekli beraberdiler ve İsmet Karaca’nın bu iddiaları bilmemesine imkan yoktu. Ve son kongrede Akyolcular’ın yeniden ilçe başkanı olması için büyük mücadele verdi.

Yani İsmet Karaca’nın bir kenara çekilerek bu işin hesabından kurtulma lüksü olamaz.

Dahası Şadi Özdemir. Yıllarca bu partinin içinde olan bir isim. En ücra köşedeki delegesini üyesini bile tanır.

Kendi döneminde yaşanan bu olayı ve iddiaları duymamış olma ihtimali gerçekten yok gibi. Ancak kendi döneminde yaşandığı ortaya çıkan bu konularla ilgili tek satır bir açıklama yapmıyor.

Covit pozitif olduk açıklaması yapmış kendisi de Allah şifa versin.

Evet, Lale hanımda ihmal var. Peşini bırakmaması gerekirdi. Ancak asıl sorumlular Lale Karabıyık tartışması içinden kenara çekilmemeli. Lale hanımın çok haklı olarak dile getirdiği “failler belli suç benim üzerime yıkılmaya çalışılıyor” sözlerinin altı çizilmeli. Evet asıl failler ortaya çıkmalı.

 İsmet Karaca, bu kente ve partililerine tatmin edici bir açıklama yapmak durumunda. Aksi takdirde özür dileyip istifa etmek en doğru seçenektir.

Öyle görünüyor ki bu hamur daha çok su kaldıracak. Evet, yaşananlarla ilgili partinin samimi olan kesimi konuşmuyor.

Partiye zarar gelecek kaygısındalar ancak partiye zarar gelecek diye insanlara zarar gelmesine göz yummak ne kadar doğru. Ya da edenin ettiğinin yanına kar kalması ne kadar insani.

Buradan bir kez daha altını çizelim. Olayların merkezinde CHP yöneticilerinin olması nedeniyle CHP ismi geçiyor haberler ve yazılarda. CHP’yi hedef alıyor AKtroller diyerek ya da sağa sola hakaret ederek bu rezilliklerin üstünün örtülmesi mümkün değil.

Yıkılsın perdeler dökülsün makyajlar. Gerçekler her ne ise ortaya çıksın. Mağdurla mağdur eden arasında gereken hesaplaşma gerçekleşsin.

Son bir not daha: CHP İl Başkanlığı’nın yaptığı skandal açıklamada yer alan şu satırlar “İl Başkanlığı olarak yaptığımız araştırmaya göre, söz konusu mesajlaşma 3.5 yıl önce yaşanmıştır. Taraflardan birinin 18 yaş altında olduğu iddiası gerçeği yansıtmamaktadır. Taraflardan birinin özür dilemesiyle konu kapanmış, tekrar gündeme gelmemiş, herhangi bir adli şikayet konusu da olmamıştır.” Nasıl bir utanç vesikasıdır. Özür dileyince taciz ortadan kalkmış mı oluyor.

Sadece bu açıklama bile CHP’de bu tür olayların üzerinin kapatıldığını göstermiyor mu?

İsmet Karaca ve Şadi Özdemir mutlak suretle bu yakıcı, bu kavurucu iddialarla ilgili kamuoyunun tatmin edecek bir açıklama yapmalı…