SON DAKİKA
Hava Durumu

STK ve vakıflar ne işe yarıyor?

Yazının Giriş Tarihi: 08.01.2020 21:49
Yazının Güncellenme Tarihi: 08.01.2020 21:49

Son bir haftanın en fazla konuşulan konuları arasında Sibel Ünli’nin ölümü ve İstanbul Üniversitesi’nin öğrencilere kahvaltı ve bir öğün yemeğini kaldırması oldu. İstanbul Üniversitesi sonrasında çark etti ama tartışmalar devam ediyor. 
Bu ülkede biri ölsün, bir aksaklık olsun, bilmem ne olsun da biz iktidara saldıralım diye bekleyen bir güruh var. O güruh bu tür olayların hemen ardından acıyı da olumsuzluğu da siyasi ranta çevirme gayreti içine giriyor. 
Şimdi hiç şüphe yok ki devletin üniversite okuyan çocuklarına sahip çıkması, onları koruyup kollaması önemli görevlerinden biri. 
Ama bu sadece devletin görevi değil. Hepimizin görevi. STK’ların vakıfların, bireylerin, belediyelerin, seçilmişlerin ve atanmışların görevi. 
Öyle hamasete gerek olmadan dümdüz yazalım. 
Bu saydıklarımızdan hiçbiri görevini yapmıyor. Savsaklıyor. Bilmiyor görmüyor ilgilenmiyor. 
Bugün vakıf dediğimiz dernek dediğimiz kuruluşlar dün gerçekten alanlarında faaliyet gösteren hayır kurumlarıydı. Vakıf kültürünün temeli zaten bu tür sosyal faaliyetlere sosyal yardımlara olanak sağlamak. 
Bugün binlerce vakıf on binlerce dernek var bu ülkede. Kahır ekseriyeti rant ve çıkar için kurulmuş, siyasi ve ticari kaygılar güden kuruluşlar. İşini sağlıklı yapanların sayısı o kadar az ki!
Bu kuruluşlar siyasete atlama mekanizması, siyasetten geçinme mekanizması ya da ticari olarak fayda sağlama mekanizmasından ileriye gidemiyor. 
İstanbul’a gitmeye gerek yok bu kentteki duruma bakalım kısaca…
İki üniversite var bu kentte ve bu üniversitelerde eğitim gören gençlere yetecek kadar yurt maalesef yok. Bakın sadece barınmadan bahsediyorum daha. Diğer imkânsızlıkları saymıyorum bile.
Üniversiteyi kazanıp kentimize gelen çocuklar, ilk aylarda ekonomik durumları kötüyse birçok tuzak ve tehlike ile yüzyüze. 
Devlet bu burs işini üniversiteler açılmadan halletmeli. 
Dahası belediyeler gerekiyorsa bir iki yıl kültür sanat konser vs işlerini bir kenara bırakarak bu kaynaklarla yurt yapmalı. Konser, festival bilmem ney keyfe keder işler ancak üniversite öğrencilerinin barınma ihtiyacı elzem. 
Bu çocukları ne düğü belirsiz sağdan ya da soldan belli grupların yurtlarına, ne düğü belirsiz apart yurtlara vs mahkum etmeye hiçbirimizin hakkı yok. 
Ve yemek meselesi…


Çok da basit bir konu. Birçok dernek ve vakıf bu işe el atarak tamamen ortadan kaldırabilir bu ihtiyacı. 
Zaten çocukların maddi durumları, imkanları gayet ortada. Bu çocukların yemek ihtiyacını karşılamak için onlarca dernek ve vakıf bir araya gelip bu organizasyonu sağlıklı bir şekilde yürütebilir. 
Örneğin Büyükşehir Belediyesi her iki üniversitenin bahçesine çorba çeşmeleri kurdu.  O kadar önemli ve değerli bir adım ki. Çok bir maliyeti yok ama büyük fayda sağlayan bir iş. 
Çocuklarımız üniversite okumaya geldiğinde ya da gittiğinde imkânsızlıklar nedeniyle olumsuzluklarla, kepazeliklerle yüzyüze çaresizce bırakılmamalı. 
Hiçbir üniversitenin yanına yakınına o çocuklar için lüks arabalarla it sürüleri akın etmemeli. 
Burada bırakalım. 
Ancak bu şehirde vakıf ve dernekleri, onların yöneticilerini takip edin, kim neye hizmet ediyor, kim neyin peşinde çok net göreceksiniz!

Başkanlık sistemi AYM’den döner mi?
Bir süredir kulislerde kulaktan kulağa dillendirilen, son günlerde ise artık yüksek sesle konuşulan ve tartışılan bir mesele Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile ilgili referandumun iptal edilebileceği konuşuluyor.
Anayasa Mahkemesi’nin referandumu iptal etmesiyle parlamenter sisteme geri dönülecek iddiaları oldukça artarken, bu konuda farklı görüşler ileri sürülüyor. 
Öncelikle böylesi bir durumda sürecin nasıl işleyeceği tartışma konusu. Seçimlerin nasıl yapılacağı, sistemin sil baştan nasıl kurulacağı muamma. 
AYM böyle bir karar verebilir mi verebilir ancak oldukça zor bir karar olur. Sonuçları itibariyle de tartışması uzun yıllar sürebilir. 
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi henüz emekleme aşamasında. Sistemin oturmadığı ortada. Eksiklikler ve arızalar ortaya çıkıyor.
 Ancak ülkenin yönetim sisteminde kısa aralıklarla bu değişim nasıl sonuç verir bilinmez. 
Peki böyle bir adım atılır mı? 
İktidar kanadının da bu konuda bölündüğünü söyleyebiliriz. Bir bölümü mevcut sistemin kararlılıkla uygulanmasından yana bir bölümü ise sistemin istenilen başarıya ulaşamadığı ve gelecekte başka mahsurlar doğuracağını ileri sürerek AYM’nin bu yönde bir kararının eğrisiyle doğrusunun bir araya gelmesi olarak nitelendiriyor. 
Tartışmaların önümüzdeki günlerde daha da hararetleneceğini ön görebiliriz. 


Kulislerde bu konuşulurken resmi ağızlarda ise henüz bu tartışmalara pek giren yok. CHP zaten başkanlık tartışmalarını kapattı. Parlamenter sistemle ilgili söylemlerini durdurdu.
 Sadece İYİ Parti’den zaman zaman bu yönde açıklamalar geliyor. AK Parti içte konuşsa da dışarıya tek satır bir açıklama yapmıyor. 
Ahmet Davutoğlu’nun yaprak partisi ise rüzgar nasıl esiyorsa ona göre davranıyor. 
Sonuç olarak önümüzdeki günlerde Türkiye’nin ana gündemi bir kez daha sistem tartışmaları olabilir…

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.