SON DAKİKA
Hava Durumu

'Strong man'

Yazının Giriş Tarihi: 18.06.2018 21:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.06.2018 21:00
Sayın Cumhurbaşkanımızı ısrarla “Strong Man” olarak anıyorlar. İngilizcesi kıt cahiller bunu iyi bir şey zannedebilir. Çünkü sözlükten ayrı ayrı baktığınızda “Strong” Güçlü, “Man” Adam anlamında karşınıza çıkacaktır. Ama bu ecnebi ve şürekâsı o lafı bu anlamda söylemiyor. Hep yaptıkları gibi sinsi bir korkaklığın getirdiği zavallılıkla bu tabire de zıt bir mana yüklemişler. Bunların kullandığı “Strong Man” tabirini şöyle açıklıyorlar; "Bir strongman güç kullanarak yöneten ve otoriter ya da totaliter rejim uygulayan kişidir. Bu deyim çoklukla "diktatör" kelimesiyle yer değiştirebilir." Sözün özü “Diktatör” anlamına geliyor.

BBC de bu kelimeyi Sayın Cumhurbaşkanımız için kullanmakta ısrarlı. Bunu yapmakla kalmıyor elbet. Özellikle bir buçuk milyona yakın kişinin katıldığı son Yenikapı mitinginden sonra yaptıkları yayında aynen söyle dediler;

“Türkiye’nin strongman’i Erdoğan ile İnce arasındaki fark bıçak sırtı.”

Çok sinsice ve art niyetli bir yaklaşım. Üstelik resmen seçimlerde muhalefete destek anlamında. İç işlerimize bulaşıyor Britanya resmi yayın kuruluşu.

Şimdi kalkıp da bunlarda akıl, izan olmadığını falan düşünmeyin. Tabii ki onlar da bunun öyle olmadığını biliyorlar ama aldıkları talimat gereği algı yönetimi uygulamaya gayret ediyorlar. Mitingi TV’den birlikte izlediğimiz İngiliz gazeteci dostum Victor Hempshire BBC’nin bu yorumunu duyunca, “Bu BBC fena halde yanılıyor.” Yorumunu yaptı. Ona da aynı şeyi yani BBC’nin algı yönetimi uyguladığını anlattım. Meğer kendisi de dertliymiş. Bir dokunup bin ah işittim. Konumuz o olmadığı için anlattıklarını başka zaman yazarım. Şimdi biz meseleye dönelim.

Sayın Cumhurbaşkanımıza karşı aldıkları bu cephenin nedenlerini sık sık yazıyoruz. Artık Avrupa, Amerika sözüyle onların menfaatleri doğrultusunda hareket eden değil, kendi menfaatleri için gayret eden ve Paganlar “höt” dediğinde korkup dediklerini yapan bir Türkiye yok. Güçlü, dışa bağımlı, IMF borçları altında beli bükük bir Türkiye yok. Cumhurbaşkanlığı sistemiyle de daha da güçlenecek bir Türkiye var karşılarında. Bütün dertleri o. İçeridekilerin derdi ise hem Avrupalı efendilerinin talimatı hem de bir daha koalisyon umudu bile kalmayacak yani sittin sene iktidara gelmeleri mümkün olmayacak olması. (Cümle düşük diyen bir daha okusun cahillik etmesin)

Onlar Apla’yı Anne, İnce’yi kalın göstermeye çalışırlarken bu millet kendine gerçekten kimin hizmet verdiğini ve vereceğini çok iyi biliyor. Paganlar umutlarını kime bağlarsa bağlasın bu memleketin evladı kimseye hilâl kaşları için oy vermez. O zat olsa olsa Kemalin oylarını alır. Oy oranı düşen Kemal de bir yolunu bulup bunu başarı olarak ilan eder ve CHP’nin başında kalır. Kendisine karşı çıkacak olan Muharrem’i de elimine ettiğinden bir süre daha Genel Başkan olur.

Sonunda CHP siyasi tarihin tozlu raflarına kalkar. Paganlar kendilerine başka bir yandaşı çoktan buldukları için adını bile anmazlar. Kemal de tarihe geçer böylece.

CHP’yi batıran lider olarak tabii…

Seçimlerde sonuç ilk turda ortaya çıkacaktır. Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Ak Partinin seçileceğine neredeyse kesin gözüyle bakabiliriz. Ama meydanlar sizi aldatmasın. Hiç unutmayın ki sisteme göre yüzde 50 artı bir oy gerekiyor. Yani “Nasıl olsa kazandık. Ben oy vermesem de olur.” Diye düşünmek büyük hatadır. Ayrıca tembellik etmeyip oyunuzu Türkiye’den yana kullanırsanız daha büyük yüzdelere ulaşmak işten bile değildir. Üstelik HDP’nin de baraj gibi bir derdi var. Ne anlama geldiği de malum.

Bunu unutmayın.
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.