SON DAKİKA
Hava Durumu

Suriye artık eski Suriye değildir!

Yazının Giriş Tarihi: 25.01.2016 06:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.01.2016 06:00
 

20 Mart 2011’de Dera’da Liseli çocukların duvarlara yazdığı “Nizam değişecek” sözüne Esat rejimi gösterdiği tepkiyle muhtemelen işlerin buraya varacağını hiç akıl edememişti. Dera’da başlayan gösteriler bütün Suriye’ye yayıldı. Giderek bir iç savaşa dönüştü. Başlangıçta bu savaşın doğrudan tarafı olmayan İran / Rusya gibi ülkeler hava ve kara güçleriyle Suriye’de beş yıldır bir halkın her gün yüzlercesinin katledilmesi yarışına katıldılar.
Olaylar başladığında Türkiye Suriye ilişkileri tarihte bir benzeri görülmeyecek kadar yakındı. Bu yakınlık 6 Ağustos 2011’e Davutoğlu’nun son Şam ziyaretine kadar devam etmiştir.
Dera’da başlayıp bütün Suriye’ye yayılan direniş hareketi 1963’ten beri süre gelen Baas diktatörlüğüne karşı halkın doğal bir tepkisiydi. Bu tepkiyi (ABD vb ülkelerin) bir kurgusu gibi düşünmek çok büyük bir hatadır. İran vb ülkelerin halkları kendi diktatörlerine (şahlarına) karşı tepki gösterdiğinde, bu tepki doğal ve meşru bir hak olacak ama aynı işi Suriye halkı yapınca “emperyalist ülkelerin bir kurgusu” olacak. Bu bakış açısının son derece sorunlu her türlü adalet ve kardeşlik duygusundan uzak olduğu açıktır.
Türkiye’nin Suriye Hükümetine karşı direnen muhalefet gruplarına her türlü desteği verdiği yolunda da haberler çıktı. Türkiye ile birlikte Esat’a karşı 120 ülke “Suriye’nin dostları” adıyla çeşitli toplantılar yaptı. Ancak zamanla bu ülkeler birer ikişer Türkiye’nin yanından ayrılıp gittiler. ABD hala PKK ile PYD farklıdır masalını Türkiye’ye pazarlıyor. Bundan dolayı Türkiye’yi kınamak eleştirmek yerine, doğrunun adaletin yanında yer aldığı için öncelikle kutlamak hayır dua etmek icap eder.
Ne var ki Türkiye’nin Suriye muhaliflerine verdiği desteğin sonuç almak için yeterli olmadı. Türkiye muhtemelen küresel ve bölgesel dengeler hesabıyla daha fazla ve aktif bir destekten uzak durmuştur. Bu durum iç savaşın da uzamasına yol açmıştır. Geçen beş yıllık sürenin sonuna gelindiğinde, Suriye’ den İran’a hemen her gün asker ve general cenazesinin gidişi, Esat ordusunun tükendiğini ve onun yerini İran-Hizbüllah ve Rusya’nın aldığını göstermektedir. Emperyalizme karşı mücadele etmek iddiasıyla Suriye halkını katletmektedir. Şah zamanından beri İranlılar Suriye’de olmalarına rağmen “emperyalist” dedikleri ülkelere bir türlü ulaşamadılar.
Türkiye başından beri özellikle Suriyeli mülteciler için “bir güvenli bölge tesisini” istediği halde müttefiklerini ikna edemedi. Bu durum sadece Türk Dışişlerinin başarısızlığı ile açıklanamaz ama Türkiye için hayatı sonuçların ortaya çıktığı da inkar edilemez. Mültecilerin sayısı ve bütün Türkiye’ye yayılması potansiyel bir sorunun zeminini hazırlamıştır.
Bundan daha da önemlisi Esat/Hamaney ikilisi Türkiye’de ki “çözüm sürecini” bitirmek ve Türkiye’yi kendi Kürtleriyle, PKK ile uğraşır duruma getirme hamlesidir. 2005’te Fransa’ya sığınan Suriye Eski Cumhurbaşkanı Yardımcısı Abdülhalim Haddam: Abdullah Öcalan’ı Suriye’ye el-muhaberatın 1979’da davet ettiğini açıklamıştı. 1979/1999 arasında 20 yıl Baas yönetimi Türkiye’ye karşı en büyük ve kullanım değeri yüksek silah olarak PKK’yı kullanmıştı. Esat/Hamaney ikilisi ide PKK’nın Suriye’de ki şubesi PYD’ye Kuzey Suriye’de ki Kamışlı Kobani ve Afrin şehirlerini teslim ederek ve PYD’yi askeri malzemeyle donatarak Türkiye’ye karşı cepheye sürmüş oldu. Çünkü PKK yöneticileri, Suriye’de zahmetsiz v bedelsiz olarak elde ettikleri şehirleri birleştirmeye, ellerindeki coğrafyayı genişletmeye başlayınca artık Türkiye’de ki “çözüm süreci” PKK için anlamını yitirdi.
2014’te 6-8 Ekim günlerinde sokaklarda başlayan PKK kalkışması zamanla pek çok yerde silahlı çatışmaya dönüştü. PKK’lılar Suriye’den aldıkları güçle, Esat/Hamaney ikilisinden aldıkları akılla, Türkiye’de ki baraj inşaatlarını engellemeye başladılar. İnşaatı süren barajları “askeri baraj” ilan ettiler.
PKK ile çözüm sürecinin bitmesinden “CB T.Erdoğan’ı sorumlu tutmaya v bunun nedeni olarak 7 Haziran seçimlerini Ak Partini kaybetmesi olarak” göstermeye çok heveslilerden birisidir Cengiz Çandır. Bununla ilgili yazdıkları neredeyse bir kitap olacak ölçüdedir. Şimdi aynı Çandar, “İmralı Notları” isimli kitaba atfen, çözüm sürecinin Suriye meselesinden dolayı bittiği iddiasındadır. PKK’nın kullanım değerinin Esat/Hamaney ikilisi için hala yüksek olduğu görülmektedir. Ancak teslim edilmelidir ki Çandar gibiler de yazdıklarını sadece kendi akıllarıyla yazıyor görünmüyorlar. Onların da bir kullanım değeri kazanma çabası içinde oldukları açıktır.
Suriye artık eski Suriye değildir. Ancak Türkiye Suriye ile olan 911 km’lik sınırına PKK’nın PYD adıyla yerleşmesine sadece 98 km’lik Cerablus/Mare hattını istisna tutarsa (Fıratın batısı) bunu temin etse bile Türkiye bu konuda büyük bir kayıp içinde olacaktır. Cenevre Barış görüşmelerinde PYD’nin olması da Türk Dışişleri için bir yenilgi olacaktır.
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.